BU SİYASİ İÇERİKLİ BİR YAZI DEĞİLDİR.
--------------------------------------------------------
Efendim son zamanlarda yine sosyal medyamızda çok konuşulan bir konu var: ''Kadının beyanı esastır.'' meselesi.
Anlatılanlara göre Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk '' Bir kadın eğer kocasından şiddet gördüğünü beyan ederse başka hiç bir beyana, delile, soruşturmaya gerek kalmaksızın erkeğe evden uzaklaştırma cezası verilecek, hatta mahkeme kadınla erkeğin boşanmasını sağlayacak '' demiş.
İşin ilginci nedir biliyor musunuz? Başka konularda her ne olursa olsun hükumetin yanında olan hükumet yanlıları bile bu konuda bakana ver yansın ettiler.
Bakan tam olarak böyle demişse haklıydılar tabii ki. Öyle ya, böyle bir kanun her şeyden önce tam anlamıyla bir pozitif ayrımcılık demekti. Ama olay, bilenin- bilmeyenin ( daha çok bilmeyenin ) ağzında, kaleminde, klavyesinde öyle bir hale geldi ki sormayın.
Aynen şöyle olduğu düşünülüyor:
Erkek akşam yorgun argın eve geldi. O gün eşi de kuaföre gitmiş, saçlarını boyatmış, kendine bakım yaptırmış ve kocası eve geldiğinde kendisine iltifat etmesini, '' Vaaay fıstığım..Bu ne güzellik böyle. Maşallah maşallah Victoria's Secret melekleri gelsin de kadın görsün '' demesini bekliyor. Ama adam azıcık odun. Hiiç farkında bile değil karısının.
Kadın en sonunda dayanamıyor: '' Bende bir değişiklik fark etmiyor musun?'' diye soruyor. Adam kadına şöyle tepeden tırnağa bakıyor. Değişen bir şey fark etmiyor. Lakin kendince uyanık. Kadınlar en çok neyden hoşlanır? Onlara '' ne kadar incelmişsin, fit olmuşsun denilmesinden'' Hemen cevabı patlatıyor. '' Azcık zayıflamış mısın ne?''
Kadın sinirleniyor, açıyor telefonu karakola '' Kocam bana şiddet uyguluyor. Alın bu herifi başımdan '' Diyor. Polisler gelip adamın yüzüne tükürüyorlar, ters kelepçeyi takıp evden çıkartıyorlar. Adam ''Yahu ne oluyor? ne yaptım ben ?'' deyince '' Daha ne yapacaksın ulan. Bir de utanmadan soruyorsun köp'oğlu köpek '' diyerek sürükleye sürükleye doğruca savcının huzuruna...
Savcının huzurunda adamcağız '' Ya ne oluyor, suçum günahım ne?'' der demez savcı adama '' Bir de günahım ne diye soruyor namussuz, ahlaksız,utanmaz. Ulan senin günahın bin dereden su getirsen arınmaz ''dedikten sonra polislere '' Siz gelmeden ben tutanağı hazırladım bile. Bu gavatı derhal mahkemeye çıkartın'' Diyor.
Adamı ite kaka hakimin huzuruna çıkarıyorlar. Mahkemede hakim gözlüklerinin üzerinden adama tiksintiyle bakıyor: '' Lan şerefsiz ! Niçin kadına şiddet uyguluyorsun ulan ! Senin anan, bacın, karın yok mu bre deyyus'' diye gürlüyor. Adam '' Bacım yok. Anam rahmetli ama bir karım var hakim bey '' Diye cevap verince hakim bey küplere biniyor ve kolunu ileri uzatıp o meşhur hareketi yaparak hunhar bir kahkaha atıyor: '' naaahhh karın var bundan sonra''
Bilahare kararını açıklıyor: ''Yaz kızım''
Mahkeme katibi hakime dönüyor '' Hakim bey Allah'ını seversen şu gözlüğünü değiştir artık. Ben kız değilim. Erkeğim Erkeeekkkk ''
Hakim esi DGM hakimlerinden. O alışkanlıkla devam ediyor: ''Altı ay katıksız hücre cezası. Bundan sonra karısının yaşadığı eve yaklaşmama cezası...Ayrıca kıymetini bilemediğin o masum kadından boşuyorum ulan seni. Dahası bundan böyle kazancının yarısını kadına nafaka olarak ödeyeceksin.''
Adam yalvarıyor: '' Anam avradım olsun tırnağımın ucunu bile dokundurmadım. Ne şiddeti yahu. Ben masumum ''
Hakim '' Mahkemenin huzurunu bozmaktan bir sene daha ekledim. Atın içeri pezevengi'' deyip önündeki tokmağı masanın üzerine gümletiyor.
İŞTE BİZİM MİLLETİN '' KADININ BEYANI '' İFADESİNDEN ANLADIĞI BU.
Günlerdir aradım taradım sayın bakanın tam olarak ne dediğini ne haberlerde ne de video olarak hiç bir internet sitesinde bulamadım. ( Bulan varsa bana linkini gönderirse sevinirim ) Olan şu: Bakanın resmi, altında güya onun ağzından çıkmış bir açıklama.
Şimdi gelelim '' Kadının Beyanı'' meselesine. Bu mesele tam olarak nedir?
Vatandaşımızın anladığına göre kadın, eğer kocadan sıkılmışsa, '' Bunun kullanım süresi doldu, artık başımdan sepetleyim'' diye düşünüyorsa hiç bir delil sunmadan '' Kocam bana şiddet uyguluyor'' demesi yeterli(!) Bunu dediği anda erkek hapı yutuyor(!)
Ancak hukuk böyle demiyor. Ya ne diyor?
Daha önce kadın ağzı burnu dağınık, kırılmadık kemiği kalmamış vaziyette sürüne sürüne karakola gidip kocasından şikayetçi oluyordu '' Bana şiddet uyguladı'' diye. Ya da telefon ediyordu karakola, veyahut komşuların şikayeti üzerine polisler eve geliyordu.
Karakolda polis amcalar '' Aman yahu, dert ettiğin şeye bak. Her evde olur öyle ufak tefek anlaşmazlıklar. Kocandır döver de sever de. Ne olmuş iki tokat atmışsa. Haydi barışın da evine, kocana, çocuklarına dön. '' Diyerek kadını koma halinde tekrar evine yolluyorlardı. Tabii ki söylemeye hacet yok, kadın bir posta dayak daha yiyordu evde kocasından '' Niçin yaygara yapıp da beni karakolluk ettin '' diye.
Ya da bir kadın diyelim ki taciz edildiğini, tecavüze uğradığını söylediğinde polisler '' Alkollü müydün? Kendi isteğinle mi birlikte oldun? Dişi köpek kuyruk sallamazsa erkek köpek arkasından gitmez? '' gibi soru ve yorumlarla kadını canından bezdiriyor, aşağılıyor, hatta kadın tecavüz edilen değil tecavüz eden muamelesi görüyordu adeta ve olay savcılığa intikal ettirilmiyordu.
Bundan sonra böyle olmayacak. Kadın '' Şiddet gördüm '' dediği anda polis başka hiç bir şey demesine gerek kalmadan kadının ifadesini alacak ve olay savcılığa taşınacak...
Aslında '' Kadının Beyanı '' olayı tam olarak savcılıkta başlıyor. Çünkü şiddet gören kadın bazen direkt savcılığa da baş vurabiliyor. Ya da polis, şiddet gördüğü iddiasıyla kendisine gelen bir kadının ifadesini aldıktan sonra olayı savcılığa taşıyabiliyor.
Bu güne kadar Savcılar kadın, karşılarına koma halinde gelmiş olsa bile '' Dava açılması için yeterince kanaat oluşmadı bende '' diyerek kadını gerisin geri sepetleyebiliyordu. '' Yeterince kanaat oluşması '' Savcıların bir hakkıdır ve bu durum hukuk kurallarımız içinde vardır. Yani savcı '' Valla bacım fena halde haşatın çıkmış, şu halinle tam anlamıyla rahmetli adayısın ama gel gör ki bende senin şiddet gördüğüne dair bir kanaat oluşmadı. Yani nereden bileyim kafanı duvarlara vurmadığını? Ne malum kendi kendini dövmediğin ?'' Gibi yorumlara gidebiliyordu.
Bundan sonra artık kadında şiddet gördüğüne dair en küçük bir iz olmasa dahi bir kadın '' Ben şiddet görüyorum '' dediği anda savcı hemen dava sürecini başlatmak zorunda. Kadına şiddet söz konusu ise dava açılabilmesi için bundan böyle savcının kanaati söz konusu olmayacak. Bundan sonrası mahkemeye kalmış iş. Deliller incelenecek, şahitler dinlenecek vesaire vesaire. Kararın ille de kadın lehine çıkması asla söz konusu değil.
Kadının beyanı dediğimiz meselenin özü de özeti de budur.
Konunun tek sıkıntılı tarafı şu:
Kadın '' Ben şiddet görüyorum '' dediği anda kocaya evden uzaklaştırma cezası verilecek (!)
Bakanın söylediği iddia edilen sözlerde zaten en çok bunun üzerinde duruluyor.
İşin doğrusu böyle bir uygulama var mı bilemiyorum. Yani kadın '' Şiddet görüyorum'' diye şikayette bulunacak ve hiç bir delil, şahit vesaire göstermesine gerek kalmadan erkek evden uzaklaştırılacak.
Peki ya kadın yalan söylüyorsa?
İşte bakana yapılan itirazlar hep bu noktada toplanıyor ve işin ilginci erkeklerden daha çok kadınlar '' Ya kadın yalan söylüyorsa? '' Diyorlar. Böyle bir uygulama ile ailelerin dağıtılmasına zemin hazırlandığı görüşündeler.
Dediğim gibi uygulama tam olarak böyle midir ? Sadece kadının beyanı ile erkek hemen evden uzaklaştırma cezası alıyor mu onu bilmiyorum. Ancak böyle bir uygulama varsa pek çok sakıncaları yanında haklı tarafları bence daha fazla. Neden mi?
Tam tersini düşünün: Kadın gerçekten de şiddet görüyor; ( Bunun ille de fiziksel olması şart değil. Ya da üzerinde şiddet gördüğüne dair iz bulunması da şart değil. Psikopat kocası almış eline ekmek bıçağını ''Seni keseceğim '' diye korkutuyor kadını. Ama dokunmamış bile..) polise, jandarmaya, savcılığa ya da mahkemeye şikayette bulunuyor. Mahkeme de '' Hele az bekle biz delilleri bir toplayalım, şahitleri dinleyelim, mahkemenin birinci celsesinde olmazsa ikincide, o da olmazsa üçüncü celsede kesin kararımızı veririz '' diyor. Bu arada da psikopat koca '' Sen beni şikayet edersin ha? '' deyip kadını gerçekten kesiyor. Böylesi daha mı iyi?
Kadın gerçekten şiddet görmüşse ama kocası evden uzaklaştırılmazsa ateşle barutun aynı çatı altında yaşamaya devam etmesi daha insancıl, daha az mı tehlikeli?
Velhasılıkelam evden uzaklaştırma cezası ( Ki bu çoğu kez bir ceza değil tedbir kararıdır ) dışında vay efendim sektör oluşurmuş da, çeteler bir kadını bir adımın yanına yollarmış da kadın '' bu beni taciz etti '' dermiş de...Geçin bunları.
Tamam, adalet terazimiz zaman zaman yanlış tartıyor ama temelli muz cumhuriyeti de değiliz yani.