Adına depresyon diyorlar ya

Duygular debreşiyor galiba ondan oldum ben..

Mesela  su içmek istesem  saatlerce  bekliyorum birinin çişi gelse yada uykusu gelse ayağa kalksa da bende  --hazır ayağa kalkmışken bana bir bardak su verir misin . desem...kumandayı sehpanın üstünden uzanıp almak yerine hep aynı programa bakıyorum saatlerce,çoraplarımı çıkarmıyorum yatarken sabah yüzümü yıkamıyorum...iyi ki burnum akmıyor yoksa onuda koluma sileceğim...bir garibim sanki ben, gülünecek şeye ağlıyorum ağlanacak şeye gülüyorum... sanki ayaklarım kolum kolum ayaklarım olmuş..organlarım karışmış gibi kalbimi bile sağ tarafımda arıyorum... saçımı taramak gelmiyor içimden ..yeni aldığım o mat kırmızı rujdan sürmek bile istemiyorum... perdeleri açmıyorum  ..her konuşma bana  orhan gencebay ın sesi gibi arabex geliyor...bir tek beyaz peynir kavunum eksik .. içmeden sarhoş gibiyim... Ama annem sağ olsa buna uyuntuluk derdi...uyuntu mu oldum yoksa ben...

Baktım geçmiyor hepten kayış kopacak   bir doktora gittim..

Adam tepeden tırnağa önce süzdü beni..sonra uzattı bir koltuğa...içimdeki sıkıntıyı yaşadıklarımı bir bir anlatım.

--- bu aralar bir şey sizin canınızı mı sıktı biri sizi üzdü mü dedi..

Önce düşündüm ...o bile zor geldi aslında  düşünmek bile yoruyordu sanki....

***yok dedim kimse üzmedi beni..

Sonra bir den anlatmaya başladım..sanırım üzerine uzandığım o beyaz koltuğun hakkını vermek adına anlatıyordum..

*** kaybolmuş çocukmuş daha ..

---kim

*** çocuk annesi onu terk etmiş çöplüğe

---kimin annesi

*** sonra 12 yaşında tecavüz etmiş adamın biri, 13 yaşında anne olmak zorunda kalmış..kadını dövmüş dövmüş kapının önüne koymuş adam..ama sonra buldu annesini..ha bide küçük bir bebek vardı vapurda bırakmış babası yok annesi miydi yoksa..hem o adam o çocuğun babası da değilmiş..

 

Doktor devreleri yanmış gibi bakıyordu yüzüme .. anlamaya da çalışıyordu bir taraftan.. ama oda kaybolmuştu sanki bu saçmaladık larım arasında..biraz daha konuşursam belkide benim elimi ayağımı tersten bağlayıp gönderecekti  akıl hastaları koğuşuna...derin bir nefes aldı sordu..

--- bak kızım sen kimden bahsediyorsun  bu anlatıkların kim...

 

Koltuktan doğruldum...doktorun yüzüne baktım...

 

***korkmayın doktor bey henüz delirmedim ... ama iki bölüm daha seyredersem  delireceğim kesin....

Ben büyürken kimse beni pamuklara sarmadı... öyle böyle hayatın içinde büyüdüm... az çok kötüyü de iyiyi de bilirdim...bize hayatın en küçük topluluğuna aile denir demişlerdi.. anne baba çocuklar.. doktor bey ben bir haftadır izindeyim  evde can sıkıntısın dan şu kaybolanlar bulunuyor ya o programa sardım... ben bu güzel ülkemin insanlarının  böyle kimin eli kimin cebinde olduğunu bilmiyordum... magazinlerde bazı ünlülere mahsus sanırdım bu    evlilik dışı hayatları... hoş evlisi de yapmış . dışında kalanda ne baba sandığımız babası ne anne sandığımızın kocası kocası... herkes evlenmekten korkar bir durumda her an nikah kıyılanlar kardeş çıkabilir...vallaha doktor bey ben biraz daha izinli kalırsam kafayı  tam sıyırırım...

Beni kimse üzmedi doktor bey ...ben ülkemin durumuna üzüldüm.....


silgisizce

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

( Kimin Eli Kimin Cebinde başlıklı yazı SİLGİSİZce tarafından 1.12.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.