Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 30.11.2018
Okunma Sayısı : 3203
Yorum Sayısı : 10
Günün Yazısı

Bu Yazı 1.12.2018 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
YEZİD, TİMUR  VE STALİN (ÜÇ  ÖLÜM- ÜÇ  MEZAR )


İslam  dünyasında  Şiilerin  de  Sünnilerin  de  asla  ve  asla  sevmedikleri,  adını  hep  lanetle  andıkları  Yezid,  Kerbela  olayından  sonra  sadece  üç  yıl  saltanat  sürebildi. 

Koskoca  bir  imparatorluğun  tek  hakimi  olan  Yezid'in  ölümü  oldukça  ilginçti.

Pek  çok  kaynağın  anlatımına  göre  bu ölüm  atının  üzerindeyken  atın  ürkmesi  sonucu  dengesini  kaybetmesi  ancak  ayağı  üzengiye  takılı  olduğundan  yerlerde  sürüklenerek  parçalanmak  suretiyle  olmuştur.

Bazı  anlatımlarda Yezid  bir av  partisinde  bir  ceylanın peşinden  gitmiş  ancak ceylanla  karşılaştıklarında  atı  ürkmüştür, bazı  anlatımlarda  ise  yine  bir  av  partisi  esnasında  adamlarından  uzaklaşmış,  bu  arada bir  kuyu başında  su  dolduran  birini  görmüş,  adamdan  su  istemiş,  adam  buna  suyu  vermiş  ama  beklediği  hürmeti  göstermeyince  adama  sormuş  ''  Sen  benim  kim  olduğumu  biliyor  musun?''  diye.  Adam  ''  Bilmem ''  deyince '' ben Yezid'im.  Senin  Efendinim''  demiş.  Bunun  üzerine  adam ''  Demek  Hüseyin'in  katili  sensin  ha?''  Diye  bunun  üzerine  yürümüş...  Sonrası  aynen   birinci  rivayet  gibi...Hatta  Yezid'in  sadece  ayağının  yıkandığı,  kefenlendiği  ve  gömüldüğü  söyleniyor.  Vücudunun diğer  parçaları  un  ufak  olmuş.

Bilindiği  gibi  749  Yılında  Abbasiler  Emevi  saltanatına  son  verirler. Bu  işi  yapanların  başında  da  Ebu'l  Abbas  Abdullah  gelir.

Ebu'l Abbas  Abdullah  öylesine  bir  Emevi  katliamı yapar  ki  bu  adata  bir  soykırım  olur. Bu  sebeple  kendisine '' Kan  dökücü  ''  anlamında  Seffah denir. Ancak  yaşayanlara karşı  bu  kadar zalim  olduğu  gibi  ölülere  karşı  da  zalimdir.  Nitekim  Muaviye  ve  Ömer bin  Abdülaziz  hariç  diğer  Emevi hükümdarlarının kabirlerini  açtırır,  kemiklerini  sağa  sola  fırlatır. O  kemiklere  işetir  askerlerini  ve  yaktırır.

Tarihi  kayıtlar  böyle  söylüyor  Seffah  hakkında. Eee  o  zaman 1400  yılında kemiklerine işenen  Yezit  kim?

Evet, yine  tarihi  kaynaklarımıza  göre  1400  Yılında  Şam'ı  ele  geçiren  Timur bu  şehirde   mezarlığı  gezerken  oldukça  sade,  gösterişsiz  mezarların  kime  ait  olduğunu  sorar ''  Sahabe  Mezarlarıdır''  Cevabını  alır.  Sahabe mezarlarının  içinde  bir  de  süslü mezar  görür  ''  Bu  kimin ?''  diye  sorar,  onun  da  Yezit'in  mezarı  olduğunu  söylerler.

Karışık  bir  durum. Hatta  yine  bizim  tarihçilerimiz  Yezit'in  mezarına  ve  cesedine  değişik  zamanlarda  defalarca  hakaret  edildiğini  yazar  ama  ne  zaman,  kim belirtmez. Eğer  Seffah  o  mezarı  ortadan  kaldırdıysa Yezit  gibi  birinin  kemikleri  toplanıp  onun  için  tekrar  mezar  yaptırılmış  olabilir  mi?   Tarihi  kaynaklar  olabilir  demiş.

Neyse,  mezarın  Yezit'in  olduğunu  öğrenen  Timur  öfkelenir  ve  ''  Sahabe  mezarları böyle  gösterişsizken  bu  şerefsiz  katilin  mezarı  nasıl  olur  da  böyle  süslü  püslü  olur?  Yıkın  şunu'' diye  emir  verir. Mezar  yıkıldığı  gibi  Yezit'in  kemikleri  bir  kez  daha  çıkartılır  ve  Timur'un  askerleri  bu  kemiklere  işer. Hatta  ''  Aman  hünkarım.  Ne  de  olsa  peygamberimizi  görmüş  bir  insandır.  Yapmasak  daha  iyi  olur ''  Diyen  on  dört  adamını  ateşe  attırdığı  söylenir. 

Yezit'in  mezarını  yerle bir  edip  kemiklerine  bile  hakaret  ettiren  Timur 1405  yılında  Çin'e düzenlediği  bir  sefer  sırasında günümüzde  artık  gülüp  geçtiğimiz bir  hastalıktan  ölür: Nezle.

Timur  da  Semerkant'ta  görkemli  bir  türbeye  defnedilir. Ancak  gel  gör  ki  onun  cesedi  de  rahat  bırakılmaz. 

1941  Yılında  Rus  Lider  Stalin, antropolog  Mihail Gerasimov'a  Timur'un  cesedini  inceleme  emri  verir. Adam  Özbekistan'a  gelir,  Özbek  Türklerinin  tüm  itirazlarına  rağmen  Timur'un  kemiklerini  evirip  çevirmeye  başlar  ve  ''  Evet  Timur  gerçekten  de  aksakmış ''  der.Hatta  tarihte  ilk  kez  bu  adamın o  kemiklerden  yola  çıkarak Timur'un  kemiklerine et  giydirdiği  yani  Timur'un  canlıyken  neye  benzediğini  tespit  ettiği  söylenir.   İlle  velakin o  türbenin  girişindeki  bir  yazı  da Gerasimov'un dikkatinden  kaçmaz.  O  yazıda  '' Ben ölümden uyandığımda tüm dünya titreyecek'' denmektedir.  Nitekim  Timur'un  mezarının  açılmasından  sadece  üç  gün  sonra  Almanya  22  Haziran 1941 de  Rusya'ya  savaş  ilan  eder. Gerçekten  de tüm  dünya  titremeye  başlamıştır. 

Gelelim  Staline...Zalimliği  Yezid'e eşdeğer  olan Stalin nasıl  öldü  peki?

Babasını, “ahlaki ve ruhani bir canavar” olarak tanımlayan ve üç kez soyadı değiştiren  kızı Alliluyeva Svetlana, babasının  nasıl  öldüğünü  şöyle anlatmıştı:  “Belden aşağısı ve sağ tarafı felç oldu. Konuşamıyordu. İhtiyaçlarını kontrol edemiyor ve kendi pisliği içinde yatıyordu. Şiddetli acı içindeydi. Yanına doktor yaklaştırılmadı. Hepimiz onu boğulurken izledik.”

Stalin  1953 de öldü.Ölümünden dört gün sonra Kızıl Meydan'da toplanan 35 bin kişi Stalin'in mumyalanmış bedeni önünde saygı duruşunda bulundu. Stalin'in cesedi Kızıl Meydan'da Lenin'in anıt mezarının hemen yanına yerleştirildi. Ancak 31 Ekim 1961 de bir gece operasyonuyla bulunduğu yerden alınarak Kremlin Sarayı'nın arkasında bir bahçeye gömüldü. 

 Velhasılıkelam  dönemlerinin  en  güçlü,  en  korkulan  hükümdarlarıydılar  ama  dünya  kime  kalmış  ki  onlara  kalsın...

( Yezid Timur Ve Stalin Üç Ölüm- Üç Mezar başlıklı yazı Sami Biber tarafından 30.11.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.