Bu memlekette bir vakitler ne konular hangi ehliyetsiz ağızlara konu olmuş ve ne pervasız sözler söylenmiş böyle. Acı bir gerçek gibi tarihin en hazin ve hüzün dolu sayfası olarak kalacak olan bu dönem, ne yazık ki bu milletin hiç hak etmediği bir depresyonik dönemdi.

1)Türkiye’nin ilerlemek istiyorsa dininin İslam değil Hıristiyanlığı seçmesi gerektiğini söyleyen

2)Allah yoktur ve Muhammed “hâşâ” filozoftur diyen milletvekilinden,

3)Hıristiyanlık İslam’a göre daha iyidir diyene,

5)Din afyondur ve ilkel kavimler için gereklidir diyene,

6)İnsanlık bir gün Allah’ı “haşa” yenecektir diyenden,

7)Asıl Allah değil, ben olmasaydım Allah olmazdı diyen,

8)Ezanın ne dediğini anlamıyoruz o yüzden çağrı Türkçe olmalı diyenden,

9)Adem denilen safsata din denilen uydurmalar bütününün uydurduğu ve modern insanın asla Adem ve Havva yalanına inanmamalıdır diyen,

10)İnsan maymundan türemiştir diyen,

11)Bu Milleti ıslah için Avrupa’dan damızlık erkek getirelim  diyen,

12.Camileri kapatan, ahıra çeviren, meyhane yapan

13)Kur’an’ı Kerim’in  okunmasını yasaklayan

14.Şapka kanunu sebebiyle  İstiklal Mahkemeleri kurup binlerce bu memleketin evladını asan.

15)Harf inkılabıyla  bir milletin geçmişiyle bağını koparan.

Vede daha pek çok olayın müsebbibi  bakan, başbakan, milletvekili, siyasetçi, sanatçı, filozof cinsinden zavallı gördü bu Millet ve bu vatan.

Fakat özünden, doğru bildiği hakikat gördüğü gerçeklerden santim şaşmadı ve bundan sonra da şaşmayacak inşallah.

Zira bu millet hata yapabilir, yanlışa düşebilir, peşinden gitmemesi gereken kişilerin peşinden gidebilir ancak asla dininden diyanetinden tamamen vazgeçmez.

Geçmişte vazgeçmedi, hali hazırda vazgeçmiyor ve yarın da vazgeçmeyecek inşallah…

21 yaşındaki üniversite öğrencisi Emine Şahin'in Edirne'de 'Atatürk ilah değildir' dediği için hukuksuzca tutuklanmasına tepkiler çığ gibi büyüyor.

Skandal tutuklamaya sevinen Kemalistler ise 1930'lu yıllara dayanan M.Kemal'i 'ilahlaştırma' projesinin bugünkü temsilcileri olarak toplumsal barışı zedeliyor.

M. Kemal'in yaşadığı dönemde onun adına yazılan bazı şiirlerde yer alan skandal dizeler hafızalarda yerini korurken, Kemalistlerin bugüne kadar konuyla ilgili yaptığı tek bir eleştiri bulunmuyor.

Buna rağmen Behçet Kemal Çağlar, Kemalettin Kamu gibi M. Kemal'i 'yaratıcı ve peygamber' yerine koyan şairlerin şiirleri ilgiyle okunarak paylaşılıyor.

'Atatürk ekber!'

M. Kemal'i 'yaratıcı' gibi gören zihniyetin varlığını ispatlayan en önemli hadiselerden biri, Behçet Kemal Çağlar'ın 'Atatürk Ezanı' yazması oldu. 

Bununla da kalmayan Çağlar, miladi 1409 yılında Süleyman Çelebi'nin Hz. Peygamber (sav) için yazdığı mevlidi değiştirerek M. Kemal için yeniden uyarladı. 1930'larda yazılan 'Atatürk Mevlidi' için Kemalistler tarafından tek bir eleştiri yapılmadı.

İşte Behçet Kemal Çağlar'ın yazdığı o ezan:

Atatürk ekber!

Atatürk ekber!

Ancak O var Atatürk!

Evliya odur,

peygamber odur,

sanatkâr Atatürk.

Talihe hâkim,

zekâya önder,

doğma serdar Atatürk.

Bunları geçti insan büyüğü:

Kendi kadar Atatürk!

Atatürk ekber!

Atatürk ekber.

Bizde O var. Atatürk!

Ne evliya, ne de peygamber..

Halkına yar Atatürk!

'Ey Samsun'da karaya çıkan ilah, merhaba'

M. Kemal'e ezan yazan Çağlar, onu 'ilah' gibi nitelendirdiği bir başka şiirinde ise şu ifadeleri kullanmıştı:

Türk’e Tanrının bahşettigi bir ruh idi

Zulmün Milletimi bogmaya kalktigi an

Nur gibi doğdu karanlik günlerin de

Sensiz bu millet öksüz sayilir’di inan

Gel ey 19 mayıs eşsiz sabah merhaba

Ey Samsunda karaya çıkan ilâh, merhaba

Merhaba ey yükselen güneş

Anafarta’danMerhaba ey kurtaran

Türklüğü bin vartadan

Merhaba ey Türklüğe alın yazısı yazan

Merhaba Dumlupınar,Sakarya, İzmir, Lozan

Merhaba ey biribiri ardından inkilaplar

Merhaba ey ezeli, feyizli eşsiz bahar

Merhaba ey ilâhın en yakın arkadaşı

Merhaba ey devletin ak alnı, aziz başı

Doğuran bu gün, bir gün: doğuracak muttasıl

Her Türkün tevellüdü 19 Mayıs asıl

İlk çamurdan beden, üflenen ruh, dediler

Son tufanda Türklüğü kurtaran ruh, dediler

Hz. Muhammed (sav) için yazılan mevliti M. Kemal'e uyarladı

Süleyman Çelebi'nin  Hz. Muhammed (sav) için yazdığı mevlidi M. Kemal'e uyarlayan Çağlar, o şiirinde ise şöyle yazmıştı:

Hak Teala çün yarattı Türk’ü ilk

Dedi, ‘Üç kıta da olsun ona mülk.’

Mustafa nurunu alnına koydu,

‘Bil! Kemal’in nurudur, ol nur!’ dedi.

Geçti böyle nice ay, nice sene,

Vakt erişti bin sekiz yüz seksene

Ger dilesiz, bulasız oddan necat,

Mustafa-yı ba-Kemal’e essalat!

Ol Zübeyde, Mustafâ’nın ânesi

Ol sedeften doğdu ol dürdânesi!

Gün gelip oldu Rızâ’dan hâmile

Vakt erişti hafta ve eyyâm ile.

Geçti böyle, nice ay nice sene

Vakt erişti bin sekiz yüz seksene.

Merhaba ey baş halâskâr merhaba

Merhaba ey ulu serdâr merhaba!

'Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun!'

 'Han Duvarları' gibi edebi değeri yüksek bir şiiri yazan Faruk Nafiz Çamlıbel'in bile M. Kemal'i ilahlaştıranlar kervanına katılması yıllar boyu üzüntüyle karşılandı. M. Kemal'i kalbinde bir put gibi durduğunu yazan Çamlıbel, şiirinde şu ifadeleri kullanmıştı:

Yürüyor, kalbimizin durduğu bir yolda değil

Kanlı bir göz yaşı nehrinde muazzam tabutun

Ey ilâhın yüce dâvetlisi, göklerden eğil

Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun!

'Kabe Arabın olsun Çankaya bize yeter'

Bir diğer Kemalist şair Kemalettin Kamu ise Çankaya'yı Kabe ile bir tutan şiirinde M. Kemal'i şöyle anmıştı:

Bir ebedi güneşle

Burada doğdu Gazi,

Yaprak yığını gibi

Burada yandı mazi.

Burada erdi Musa;

Buradan uçtu isa.

Bülbül burada varsa

Hurriyet için öter.

Ne örümcek, ne yosun,

Ne mucize, ne füsun;

Kabe Arabın olsun,

Çankaya bize yeter!

'Tanrı gibi görünüyor her yerde'

Şair Halil Bedii Yönetken ise M. Kemal'e hissettiklerini şu dizelerle ifade etmişti:

Tanrı gibi görünüyor her yerde

Topraklarda, denizlerde, göklerde

Gönül tapar, kendisinden geçer de

Hangi yana göz bakarsa: Atatürk

Padişah dalkavuklarında bile görülmedi

1930'lu yıllarda M. Kemal'i 'ilahlaştıranların' yazdıkları bu şiirler, Osmanlı döneminde padişahlara yazılmış methiyelerden çok daha ileri bir aşamadaydı.

Padişahlara yaranmak isteyen dalkavuk şairlerin yazdığı şiirlerde bile bu denli ileriye gittiği görülmemişti.

Tüm bu pespayeliklere rağmen bu Millet dininden  vazgeçmedi, hali hazırda vazgeçmiyor ve yarın da vazgeçmeyecek inşallah…

 

Redfer


( Dünden Bugüne Hezeyanlar başlıklı yazı redfer tarafından 13.11.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.