Sen ŞİMDİ gelin Mİ oldun?

1. BÖLÜM
Koca bir dünyaya sıkışmış bir hikaye benim  kisi... aslında hikaye bile denemez... ben yaşadım... başından sonuna ben yaşadım.... her saniyesini iliklerimde hissettim..
O cılız bedenime binen o ağır yük altında ezildim.... yaşıtlarım hala çocuk muamelesi görürken benden bir anda büyüyüp kadın olmam istendi... ve bu istenirken bana hiç bir şekilde cevap hakkı tanınmadı.... 
Oysa ben okula gitmek istiyordum... büyümek istiyordum... çocukluğuma doymak sokaklarda oynamak istiyordum.. günü geldiğinde de filimler de ki gibi birini sevmek sonrada onunla bir yuva kurmak istiyordum... ben sadece isteye bildim.... hayal bile kuramadım... kurdurmadılar.....

Hayatımızı nerede nasıl doğduğumuz nasıl bir aileyle mensup oluşumuz onların hayat biçimi, belirliyor... b unu seçmek bizim elimizde değil , gücümüz yetiyorsa zamanla bazı şeyleri değiştire biliyoruz .... benim istanbul da yaşayan selinden farkım adımın meyrem olması değil.... adımı seçmediğim gibi ailemi de seçemedim ... bu onlardan utanıyorum sevmiyorum yada kıt kanat geçinmenin isyanı değil... bu çok farklı bir şey.... istanbul da köhne bir mahallede oturuyor akşam yemeğinde yeşil mercimekte yiyor olabilirdim... ama bir babam bir annem kardeşlerimle oturduğum o sofrada huzurlu olabilirdim..... o zamanda o doğrultuda bir hayatım olacaktı ... benim derdim yoksuluk veya zenginlik değil... benim derdim...örf dür addetir Biz böyle yaşadık sende yaşıyacaksın baskısı benim derdim kadının bir eşyadan daha değersiz sayılması.... 
...................................

Bizim köyün kışı bir başka yazı bir başka işgencedir... kışın aylarca köy yolu kardan kapalı kalır ve dünyayla ilişkimiz kesilir.. yazında sıcak aman vermez... kavruk helva gibi oluruz hepimiz... su suzlukta ayrı bir sıkıntı.. o çamur karışmış suları içip içip hala nasıl sağız kimse bilmez...... köy halkının ortak geçim kaynağı hayvancılıktır.... koyun kuzu, inek, öküz, dana ------aklınıza ne gelirse geviş getirsin yeter... köy dışında büyük madıralar vardır... her gün koca koca arabalar gelir sütü yumurtayı toplar... arada birde kelli felli adamlar gelir el sıkışıp bir kamyon hayvan (mal) alır giderler... burada yaşam zordur.... özelikle kadınlar için iki kat zordur.... ... ... kimin kimin akrabası nesi diye sormaya kalksan çıkmazsın işin içinden iç içe girmiştir...genelikle evler büyük araziler içinde herkesin şahsına aitir.... binaların çoğu eskidir... yarı harabe bir okula gider çocuklar....öyle teknoloji felan bizim köye pek uğramamıştır... en büyük zevkimiz.... akarsuda yüzmeye çalışmaktır... herşeyden yoksun olan köyümüzün... koca bir kahvehanesi vardır...koca bir de televizyonu... kışın burada düğünler yapılır... köyün ileri gelenleri ve muhtar heyeti burada toplanır.. köyün en önemli şeyleri burada olur yani.... yanındada eğri büyrü içine 3 aydan 3 ay a malzeme gelen bir bakalımız var... yaz başında rengaren naylon toplar gelir.... bir dahada gelmez. Taki bir dahaki yaza kadar.. o gün hepimiz sevincimizden havalara uçarız.. koca sene o toplardan bir tane alabilmek için para biriktirmişizdir... hemen sıraya girer renk seçeriz... ondan sonra gelsin kavgalar.. seninki şişik benim ki sönük... o topun es kaza batlaması demek .. koca bir kışın hayalerinin sönmesi demek....o yüzden oynamaya bile kıyamayız...

Gelelim bizim eve ... eve demem yanlış olur... bizim koca bir bahce içinde 3 ayrı evimiz var... çünkü babamın 3 karısı var.... hacer, hayriye, sultan..... yani benim üç annem var... üç annem 17 di kardeşim.... ben hayriye nin kızıyım... annem hacer ablanın üstüne gelmiş..sultan ablamda annemin....ama kimse gönülü gelmemiş.. babam istemiş söke söke derler ya söke söke almış... kimine para saymış kimine mal ile takaz yapmış... hacer ablam evlendiğinde daha 14 yaşındaymış...annemse 16 ... sultan abla ...o duldu kocası ölmüş kimsesiz ortada kalmıştı...diğer köyden olduğu için kimse sahip çıkmamışdı babamda hemen bu durumu leğine cevirdi.. bastı imam nikahını... zaten burada resmi nikahlı olan pek kimse yok... şimdiki kanunlarda yasakmış bu... ama burada kanunlardan çok o işe yaramaz örf ler geçerli olduğu için herkes işine geldiği gibi alır verir... ve bir birlerini şikayet etmezler... hacer ablanın 8...annemin 6 sultan ablanın...3 çocuğu var... herkesin çocuğu kendi evinde kalır... ama yemek içmek çalışmak ta herkes birdir... babam 2 gece hacer ablamla iki gece anamla .. 3 gece sultan ablamla kalır.. babam nerdeyse orada toplanıp yemek yenir... babam erkek çocuklarıyla yer önce sonra kalanları biz oturu yeriz.ben bizim evin en küçüğüyüm..11 yaşındayım....benden sonra 3 kız daha var onlar sultan ablamın kızları....biz aslında pek ayrım yapmayız... aynı babadan olduğumuzdan mıdır bilmem aramızdaki sürtüşmeler genelde normal kardeş sürtüşmesidir... benim bir abim asker, ikisi de üniversitede okuyor bizde erkek çocuk istediğinde sonuna kadar okumak farz kız çocuğu okumak isterse günah... iki ablamı daha 15 ne varmadan verdi babam.. itiraz bile edemediler.. yüklü bir başlık parası aldı şimdi başlık demiyorlar da güya süt parasıymış hediyeymiş.. hediyenin pazarlığımı olur .. el sıkışıp aynı mal satar gibi pazarlık yaptılar... babam çok aksi bir adam 67 yaşında ama görseniz 45 dersiniz... ceketini giyer şapkasını takar ağa gibi dolaşır durur.. hiç birimizi severken görmedim onu.. genelde hep kaşları çatıktır.. erkek kardeşlerimle konuşur güller... onları aslanlarım diye sever ama bizim ne adımızı bilir ne de hangimizin annesi kim onu bilir... bir kere kızım diye seslendiğini duymadık... hey... bak hele der....annemlerin evde pek söz hakkı yoktur.. onlar ev işi yapar çocuk bakar hayvan sağar ağır temizler... hacer yenge büyük olduğundan kadınlar arasındaki sorunları o halleder kim nereye gidecek ne yemek pişecek o bilir o yönetir.. hepimiz ondan izin alır bir yere gideriz.. birazda sinirli bir kadındır.. az dayağını yemedik.. hepimizi evire çevire dövmüşlüğü vardır... kız çocuklarını oda pek sevmez.. oğulları onun için her zaman önce gelir...arada sultan ablam ... bir oğlan doğuramadın diye nisbet yapar.. sultan ablam sessiz sakin melek gibidir.. hani derler ya başına vur ekmeğini al işte öyle annem lede iyi anlaşır hacer yengem bu işten pek hoşlanmaz onları yan yana gördüğünde hemen bir sebep bulur azarlar onları....

Bu sene okulda son senem... çok başarılı bir öğrenci olduğum söylenemez.. işden güçten o kalabalıktan engameden oturup ders çalıştığım görülmemişdir...ablalarımın daha önce kullandığı çanta kitap ve üst başla okula gideriz biz benden sonrada 3 kız kardeşim kullanacak bunları... yırtılıp telef olana kadar yani üstümüzde parçalana na kadar ....biz yine 5 sınıfa kadar okuya bildik ablamların biri hiç okul görmemiş diğer iki ablamda 3 sınıfa kadar okuya bilmiş... köyde en yakın arkadaşım hafize.. okulda da aynı sırada otururuz. İşten kaçtığım yada fırsat bulduğum zamanlar onunla caminin arkasındaki tarlaya gider erik çalarız yada dereye gider yüzeriz.. pek uslu çocuklar sayılmayız nerede bir munzur iş var biz oradayız.. erkek çocuklarıyla kavga eder başa baş dişe diş güreşiriz. ..kardeşim elvanda bizimle aynı sınıfta zaten hepimiz aynı yerde okuyoruz... iki sıra 1 sınıf 4 sıra 3 sınıf beşinci sınıf hepsi aynı odada da....hasan diye 45 yaşlarında kara kuru bir öğretmenimiz var... hepimizi aynı öğretmen okutur..

Bu gün hava yağmurlu.. çantamı kaptım ayağıma kara çizmelerimi geçirdiğim gibi elvanın elinden tutum düştüm okul yoluna.... bu gün bende bir tuaflık var yüzümden ateş çıkıyor.. ellerim terliyor...yorgun gibiyim... annam hastamı olcan yoksa sen dedi... tabi soğuk soğuk sullara cıbıl cıbıl girersen böyle olur... belkide anam haklı hasta oluyorum ben.... sınıfa girer girmez elvanı sırasına otuturdum önüne defterini açtım.... 
**** abam sen burada otur ... bende kendi sırama geçeyim .. şimdi gelir öğretmen....
--- tamam aba .....

Hafizenin yanına gittim..

*** kaykıl az hafize ben de oturayım kaplamışsın sırayı...
Kendimi sıraya zor attım... ellerimi sıranın üstün ekoydum ..başımıda ellerimin üstüne...
--- ne oldu hastamısın ...
** bilmiyorum halim yok midemde bulanıyor....az böyle kafamı koyayım geçer şimdi...

Bir süre öyle ce durdum ama geçmiyordu dahada artıyordu sanki karnımda ağrımaya başlamıştı.. hasan öğretmen içeriye girdiğinde her kes ayağa kalktı...

----- günaydın çocuklar..
--- günaydınnnnnnnnnn öğretmenim ...
Tam o sırada hafize önlüğümden tutmuş beni oturmam için çekiştiriyordu.... 
*** ya öğretmeni görmüyormusun .. oturun demedi daha çekiştirme eteğimi....
Kulağıma doğru eğildi...

--- otur otur çabuk otur... arkan batmış...

Lap diye oturdum......
Sonra öğretmen oturun deyince diğerleride oturdu...

*** batmış ne demek hafize... işemişmiyim ama ben fark etmedim...

--- yok kız kan var arkanda .. önlüğün kan içinde...
*** nasıl yaa...... ben ölcekmiyim... niye kan olmuş...
---- bağırma dur bi hele... banada oldu geçenlerde... annam anlatmıştı.. her kadında olurmuş....sen bilmiyormusun .. demedimi anan ablaların...

** yooo demedi birşey ama bir yerin kesilmeden niye kanasınki.... yok sen yalan söylüyorsun ben ölcem dimi...

----- hafize...... mereyem ne konuşuyorsunuz siz.. açın kitaplarınızı...daha fazla konuşursanız ceza vereceğim....

İkimizde susmuştuk ... ama ben ağlamak üzereydim korkuyordum ... bana ne olduğunu anlıyamıyordum.... hafize kalktı öğretmenin yanına gitti... kulağına eğildi bir şeyler söyledi öğretmende kafasını salladı... yanıma döndü...
--- dışarı çıkalım dedim ben öğretmene... gel hadi eve gidelim üstünü değişip döneriz...
Usulca kalktım yerimden.... elvan bana bakıyordu....ona sen bekle diye işaret ettim... kapıya doğru yürüken arkamdan hafize kendini görünmesin kanlı önlüğüm diye siper ediyordu.... esiyordu etmesinede sınıfın en muzur çocuğu cemil görmüştü bile....
--- aaa bakın bakın çocuklar meryemin önlüğü kan içinde....
Beni savunmak isteyen hafize ona doğru döndü...
--- sen dersine bak cemil o kan değil vişneye oturmuş ...meryem .. yiyelim diye getirmiştim o da görmemiş oturmuş..
Sınıfta bir uğultu bir gülüşme başlamıştı... herkes ne olduğunu anlamıştı ben hariç....
Öğertmen 
---- susun .. kitaplarınız abakın siz... hafize hadi sende meryemi al eve götür... gelmesin bu gün okula izin yazarım ben ama sen dön..---
--- tamam öğretmenim gidiyoruz...

Cantamı aldım ..elvana sen hafize ablanla dönersin eve dedim... sınıftan çıktık.....hafize üstündeki hırkayı çıkardı belime sardı..

*****hafize bana da anlat ne oldu bana .... 
Başladım ağlamaya.....

--- dur bir ağlama hemen yok bir şey ... okul dan çıkalım anlatcam az sabret...camin in arkasındaki tarlaya gidelim orada anlatırım kimse duymasın ayıp...

Tarlaya gidene kadar on kere sordum kem kümlüyordu açıkca anlatmıyordu... vardığımızda cimene oturduk benim hala karnım ağrıyordu arada ovuşturuyordum...

----anamla yengem anlatı banada kızlar ayda bir kere bir kaç gün böyle olurlarmış.... bu onların kadın olduğunu gösterirmiş... yani büyürmüşüz... ciciklerimiz çıkarmış... yani normalmiş..
*** manyak öyle bir şeyin normalimi olur.. kanıyor işte.. acıyorda...
--- ya meryem herkes olurmuş diyorum sana ben 4 aydır oluyorum bir kaç gün sonra kesiliyor sonra banyo ediyorum aptes al dedi anam aptes alıyorum... pis olurmuşuz sonra yıkanır temizlenirmişiz... ya işte gerisini anana ablalarına sor ben bu kadar biliyom..

*** yani ben şimdi kadınmı oldum... ya sevmedim ben bu işi... olmasam olmuyormuymuş..

--- olmazmış olmazsan çocuğun olmazmış...

Kıs kıs gülmeye başlamıştım...

*** şimdi senin çocuğunmu olacak...

--- off off meryem offf.... kalk eve götüreyim seni.. ha bide bu ayıp bir şey kimseye anlatma tamamı.. biz babamdan sakladık annem dediki baban duymasın... duyarsa... okuldan alır seni kocaya verir..
*** ne kocası kız deli biz daha 11 yaşına yeni girdik...
--- bilem işte anam öyle dedi sende deme kimseye bi anana de bide ablalarına onlar ne yapacağını söyler sana...

Ayağa kalkmıştık ... çantamı hanife taşıyordu ben arada bir öğürüyordum... öğürmem geçince kadın oldum ya kırıta kırıta yürüyordum ...hafize gülüyordu kırıtmama

---- çok çabuk havaya girdin.. kırıt kırıt.....

** dur tadını çıkartıyorum artık ben bir kadınım....

Eve geldiğimizde anam kapıları süpürüyordu ... beni görünce işgilendi ..

---- kız meryem ne oldu.. ne geldin sen .. hastamısın yüzün bembeyaz...

** dur ana dur bir şeyim yok... anlatcam...
Arkamı döndüm önlüğümü gösterdim...

--- vayy başımıza gelen... geç içeri geç dinelme orada kimse görmesin....

beni bileğimden tutuğu gibi kapıda içeri savurdu hafizeden çantamı aldı kendide girdi içeri kapıyı örtü... kolumdan çekeleyerek odaya götürdü...

soyun soyun çıkar pırtını helaya git yıka belden aşağını sonra yanıma gel...
dediğini yaptım... bana ne yapmam gerektiğini tarif etti.... 
--- sen şimdi pis sin elini ekmeğe deyme... kurana el sürme camiye gitme ,, sakın abilerin baban bunu bilmesin... kimseye deme..... aman ha meryem kimse bilmesin...

Başımı salladım demek ki bu çok önemli bir şeydi annem bu kadar paniklediğine göre...

İşte o gün ben hiç bir şeyin farkında değilken büyümüş pis bir kadın olmuştum....çocukluğumuda o gün bitmişti... ama ben henüz bunun idraki içinde değildim....


ARKASI YARIN


NOT:bu bir karalamadır... 


( Sen Şimdi Gelinmi Oldun...arkası Yarın.bölüm1 başlıklı yazı SİLGİSİZce tarafından 2.11.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.