Ah be rıza
Gidişinden belli
Sen var iken çıkmazdı arıza
Şimdi gittin başladı arıza
Yanmıyor sokak lambaları be rıza
Işığı altında göz ederdik ben Melahat’a
Sende Sebahat’a gizlice loş ışık altında
Göz kırptığımızı bir sivrisinekler görür
Birde Melahat’la Sebahat
Şimdi yanmıyor sokak lambaları be rıza
Ne Melahat nede Sebahat çıkmıyor pencereye
Onları da mı götürdün giderken ah be rıza
Ben dün yanan loş sokak lambası altında
Seni Melahat’la Sebahat’ı beklerken
Bir ambulansın sesini duydum mahalleyi ortalığa kattı
Şimdi mahalle sus pus sessiz karanlık
Ölen varda benim mi haberim yok be rıza
Anladım ah be rıza
Çok geç anladım
Ölen benim
Haberim yok ondan söylemedin bana be ah rıza
Söyleseydin darılmazdım be rıza
Sarılırdık son defa
Seninle çok çekmiştik cefa
Sürecektik oysa sefa
Ah rıza alçak gönüllüsün yine
Beni üzmek istemedin anladım
Ya Melahat nerede kaldı o söyleseydi
Pabuç kadar dili vardı
Duymasın sakın gönlü yumuşaktı
O da sen gibi üzmek istemedi
Olsun be rıza ben bekliyorum
Karanlık sokak lambası altında
Lan rıza ölen benmişim bende korktum
Kafama sert vurdular ayıktım ah be rıza
Ölüm bizi de ayıramaz be rıza
Söyle Melahat’la Sebahat’a
Korkmasınlar ölüm nedir ki?
Ayrılık olmasın aramızda be rıza
Ölüm dediğin bir hoşluk
Doldurulur bir an bu boşluk
Yeter ki geride kalsın bir hoşluk
Neşemiz olsun üç kuruşluk
Gerisi gelir be ah rıza ağlama
Zırıl zırıl ağlamandan belli
Mahalleyi ayağa kaldıracaksın bu gecenin vaktinde
Yarın gece gelirken bir mum getir
Sokak lambasının içine koy yakarak
Bari mezarımın üstü aydınlansın be rıza
Üzülme haydi rıza dön eve
Bekletme Melahat’la Sebahat’ı
Dur ulan Rıza hemen gitme
Sana bir şey söyleyeceğim
Ben şaşırdım hayret ettim
Sende duy hayret et
Hani cebimizde son beş lira kalmıştı
Son bir haftalık ekmek paramızdı
Bir köşede işsiz kalmış Remziye ablanın
Kocası oturuyordu için için ağlayarak
Sen cebimden çıkarıp almış ona vermiştin
Şimdi önüme sofra kuruyorlar burada
Bir öğününde ordular doyar
Bunlar Remzi abiden diyorlar
Onun duasının hatırınaymış
Dur hemen gelmeyi isteme
Bitmez yemeyle
Sen az daha bekle sahip çık
Garibana kimsesize be rıza
Daha sonra gel
Sakın üzülme kırılma yerin hazır
Zaten ben misafirim sofrana
Sen atik davrandın cebimden aldın verdin parayı
Sana o gün kızmadım be rıza
Sana kızar mıyım ben rıza
Sen babandan yadigârdın bana kalan
Haydi, şimdi sevinerek git
Bunu Melahat’la Sebahat’a da anlat
Onlarda az sevinsinler üzülmesinler
Mehmet Aluç –Âşık Gülveren