Zaman yalıyor kıyısını ölümün

Tutuşan göğün bereketi ile

Damlıyor ve paslanıyor akabinde

Ömrü teğet geçen bağnaz bir sevinç

Peyderpey ateşi yükselen mevsimde

Ölü çocuklar bahşediyor Tanrı:

Soyut ellerinde zulmün

Zuhur eden bir tavsiye

Aklın ikircikli zafiyeti.

 

Şimdilerin beratı saklı yarınlarda:

Yarınlar ise kör tuzak.

Nakşeden gökte bulutlar dolduruşuna gelmiş

Öfkesiyle

Zehir saçan ne mevsim ne de suçlu

Kendi halindeki rüzgâr.

 

Bir beyit takılı kursağında fıtratın

Yana yakıla ağıtlar okuyan

Nur yüzlü ihtiyar kadının

Küflü çeyizinde nidalar saklı

Kendince seven, aşkına değmesinler

Diyen yeni yetme kızın saçlarında

Sarı dalgalar

Güneşten özenmiş belli ki

Her yetim telin isyanı

Kuru sıkı bir acı ellerinde

Doğanın.

 

Aslında öykündüğü insandan yana derdi

Tanrının,

Göğün şahidi ne bulut ne rüzgâr.

Varlık kadar tasalı hazan;

Yandan yana seğirten

İçli bir ferman kendince

Sunduğu:

Unutkanlığı ile namelere soyunduğu

Gün ortasında asılı bir kısrak:

Görünmezliğin şerhi düşmüşken

Orta yerine acının.

 

Kan kusan bir yürek olsa

Neye yarayacak bunca zulüm

Teftişe çıkmış bir kez.

Ellerinde ne yeti ne merhamet;

Safi gölgesi iken fink atan

İblisin kök söktüren kasnağı

Gönlün beyitleri hep güzelden yana;

Günün öğretisi hepten yasaklı

Aşkın listesinde bir kör hece

Atıl varlık atıl sevda;

Günyüzü görse neye çare?

 


( Göğün Şahidi... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 5.10.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.