AH İSTANBUL!
Taşı toprağı altın diye geldiler ama
Emekçiye hiç ekmek vermedi şu İstanbul
Garibin ayağında pantolonu kırk yama
Ondaki fakirliği görmedi şu İstanbul
İşsiz kalan işçiler çekerken zahmetleri
Evladını doyurmak idi tüm niyetleri
Patrona oluk oluk sunarken nimetleri
Emeğin yanında hiç durmadı şu İstanbul
Kimisi sefalete sabırla dayandı da
Kimileri Allah’ın adlarını andı da
Dini istismar edip paralar kazandı da
İnancı sömüreni yormadı şu İstanbul
Mahşer, sanki İstiklal Caddesi’nde kuruldu
Bulanık aktı sular, zaman zaman duruldu
Düşüncesi yüzünden ne yiğitler vuruldu
Aldığından çok fazla vermedi şu İstanbul
Güneşi denizlerde yıkanarak batarken
Surlarının içinde koca tarih yatarken
Bütün dünyanın kalbi İstanbul’da atarken
Vatandaşın halini sormadı şu İstanbul
Ah İstanbul, İstanbul kâinatımın şehri;
Ey gönlümün sultanı, hayallerimin piri
Hep sana doğru akar Coşari’nin aşk nehri
İçimdeki çiçeği dermedi şu İstanbul
İbrahim COŞAR