Çok uzaklara gittim nerdeyse bir buçuk gün

Gittikçe gün uzadı içimde merak-hüzün

Gözlerim uykusuz edilmiş gibi sürgün

Geri dönmenin kolay olmadığı mahşerdi…

Neler gördüm neleri, ettim neyse haberim

Anlatayım sizlere Japonya’dır seferim

Beğenmeniz dilerim hikâyedeki tarzı!

 

Japonya’nın incisi hem meşhur hem pahalı

Sözlerinde hissettim inciden alıntısı!

Duygularım oraya mahkumdur hislerimde  

Suzuka’da kalmış gibi okyanus bağlantısı

Çöktü ruh dehlizime merakım ve acısı!

 

Hiroşima’da atom bombası, kan izleri

Atılan okul saklar hala, masum gizleri,

Nehrinde ölüm kokar, sarsar tanık bizleri…

Hal dilinde insanlık, buymuş alın yazısı!

Animasyon senaryo, ağıtlar sarar hazzı,

Müzesinde çığlıklar deli eder bazısı...

Hatıra defterine yazdım nasıl kaderdir

Unutamadım hala dehşetli anısını!

 

Ne garip Amerika seviliyor devasa,

Her genç kızın hayali yaşamaktır orada,

Değişti önyargımda, bıraktı şaşkınlığa...

Meğersem, alt yapı ve yatırım gelmiş sonra

Bombanın vicdan yükü olmuş imar yoncası...

Doğmuş yeniden ülke, ölmüş ne varsa yargı!

 

Tokyo kalabalığı sanki pirinç tanesi,

Metrosunda kaybolur cinsiyetin rehberi…

Robotlaşan mekanik ortam parçalar ciğeri

Yüzlerinde yorgunluk, yansır uyku kederi…

Şehrin modern yerinde utanç olur baskısı

Mukavva’da uyuyan yaşlı insan evleri…

Merhamet özlemleri, utangaçlık türevleri

Sanki çiçekte büyür mukavvaları saksı!

 

Boyun kıracak kadar yükselen gökdelenler,

Depreme meydan okur plancısı teknisyenler!

AVM’ler hınca hınç dolu, alış veriş devleri…

Çalışmayı nesillere aktaran müzisyenler

Çalışmak tek kurtuluş sorguda görünenler!

Vatanseverlik yazı, benimsemiş bu tarzı…

 

Bedenleri incecik, sağlıklı sergileri

Kadın-erkek tek model görünce çizgileri,

Baş her anda rükû’ya hazır, selam yazgısı…

Saf ruh aynalarında gördüm barınmaz şer:

Konuşurken-dinlerken heyecandır seferber

Gülerlerken hissettim bir müzik konserini…

Öyle utangaçlar ki... Kısa bir sohbet varsa

Yüzde pancar desenler, utangaçlık hep yarda

Heyecanlı halleri dinlenir gibi şarkı…

Zevkle seyrettim her an, bilmem kaçıncı baskı!

 

Yemekten sonra yeşil çay, sıcacık içtikleri,

Partilerde içkiler, eğlencedir seçtikleri...

Sanat aranan kutu, alışverişte ilk tutku!

Kitapçılarda insan, okumaktır büyüsü,

Kucaklar saygısıyla her görüşü kuşkusuz,

Doğala özlem sanki yemeğe yansır suşi…

 

Şinto ve Budist’lerin tapınağı yan yana:

İçinde ağaçlara bez-dileği bağlama,

Güvercinden-tavşandan nağmeyle şans arama

İstanbul hatırası gibi yaşadıklarım bana…

Tapınağı yapanlar açıklanmış alt alta,

İnanç simgesi özgür ceylanadır ikramlar!

Yılbaşı Hıristiyan gibi benzer bayramlar,

Oteller sunar beyaz gelinlikli reklamlar,

Yanmış ölü külleri sütun üstü âdemler

Dini olmuş dinsizlik gözün içinde saklı…

 

Uçak havalanırken, Mekke'nin müşriki ruh

Geride bıraktığım insanda yok tek salih…

Acı bir hüzün verdi hissedemedim felah,

Kelime-i şehadet yok dillerde, ne yazık!

Okusalardı Kur’an, yaşama dokusalar,

Seherinden emince, mutluluk solusalar

İslamla doğsa halkı başlangıçta doğunun!

Dualar ettim böyle, uçaktan ettim veda...

El salladım sevgiyle, devam etti sorgular

Ömrüm boyunca taze kalacak, budur kanım!

 

Anlatmak gerek nedir İslam, Kur’andır kelam

Rüku ederken başlar, tek Hakka versin selam

Ertuğrul gemisinin ruhu anlatsın meram

Japon olsun Müslüman, inşallah Mevlam razı…

 

Saffet Kuramaz

( Nihon Wa Arigatö başlıklı yazı safdeha tarafından 29.09.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.