Kitap inceleme yazısı
Kitap Adı: Mantık Yanlışları
Yazarı: : Prof. Dr.
İbrahim Emiroğlu ( 1956 - ….)
Yayınevi : Elis Yayınları
Baskısı : 3. Baskı
Şubat 2017 / 238 Sayfa
Yazarın dört kitabını temin ettim ve okumaya
bu kitaptan başladım.
Sosyal
bilimler eğitimi ve yüksek sosyal bilince ulaşmak için öncelikli ve ağırlıklı
olarak mantık/felsefe eserlerinden başlamak daha verimli, isabetli tercih olur.
Mantık tanımı olarak, birbirinden çok
farklı bilgiyle karşılaşıyoruz.
Ben de ne
anladığımı belirtmeye çalışayım. Mantık; felsefenin fikir yürütme platformudur.
Mukayese
aparatı, denetlemek için mihenk taşıdır.
Felsefenin
anlam terazisi, kabul edilebilirliğini test eden değerler paketidir.
Tercih ve önerileri karşılaştırma memuru, ikna savcısıdır.
Ayrıca önermeleri analiz eder.
Olayları, kavramları, yaşamsal değişimleri anlamlandırma
sanatıdır.
Mantık,
felsefenin sürücü mahallidir, üretim kalıplarıdır. Akıl yürütmenin kumanda
merkezidir.
Tutarlılığın terazisidir. Mantık, yaşamın yazılım kodları
gibidir. Kod hatası olursa, sistem kilitlenir.
Hukuk; sav, hüküm, kanun ve uygulamalarıyla, mantıkla
uyumluysa anlamlıdır.
İdari yönetim biçimleri; tüm unsur, metot ve
yöntemlerinin mantıkî dayanakları olmalıdır.
Bilimsel çalışmaların, sosyal ilişkilerin, birlikte yaşam
kriterlerinin mantıkla bağdaşık olması, vicdanî kabul ve kalıcılık değerini
artırır. Mantık; eğitim, savunma, planlama ve üretimde de sosyal besin
kaynağıdır.
Mantığı
önemsiyorum. Ekmeğin arasına “peynir mi istiyorsunuz yoksa mantık mı soslayalım”
diye tercih sorusu sorsalar, ben mantığı tercih ederdim. Kimileri ‘Mantı’yı
tercih edecektir. Kimileri de ‘mantar’ı önemseyecektir. Tüm eylem ve
söylemlerimiz mantık örgüsü, silsilesi içinde olmalıdır.
Mantık; aklın
bileme taşı, bilincin tasnifçisidir. Mantık; bilgi, hüküm, görüş, öneri, gibi
sonuç ve durum bildiren bir olgunun çözümlenmesinde görev yapar. Mantık; Astar
değil, göz boyama değil, bilinç altı mesaj değil, dil oyunu değil, cilalı imaj
değildir. Bizi doğrulara götüren mastar (ölçü)dır.
Teknoloji,
edebiyat ve sanat yolculuğumun ardından; 5 yıl önce ruh ve düşünce dünyamda,
bilim, felsefe, sosyoloji, psikoloji, mantık yürüyüşünü başlattım. Ve aşkla
şevkle, özveriyle devam etmekteyim. Hem okuyor hem yazıyorum. Her kitap yeni
bir heyecan, yeni bir alem, farklı bir dünyayı taşıyor gönül dünyama. Her güzel
kitapla da tanışmak kolay olmuyor.
Defineci sabrıyla, madenci riskiyle, denizci heyecanıyla
açılıyorsunuz. Bazen eliniz boş dönüyor, bazen de tam aradığınızı
bulamıyorsunuz. Hele yüreğinizi hoplatan bir anlatım varsa, hemen altını
çiziveriyorsunuz. “bunu dostlarımla,
dost bildiklerimle ya da hiç tanımadığım muhtaç insanlarla paylaşmalıyım”
diyorsunuz ve paylaşım furyası, beyin fırtınası başlıyor.
İşte bu yazılar, bu anlatımlar böyle bir dünyanın ürünü.
Yüzlerce kitap arasından seçtiklerimizi / sunduklarımızı okumak düşüyor sadece
size.
Şu ilave
yorumu da yaparak özet mesajımı ileteyim: Hukukun, bilimin, diğer toplumsal
gerçek ve ilişkilerde ‘mantık’ın zemin bulamadığı toplumlarda; bireyler
kabristan bekçisi gibidir.
Günlük yaşamda, konuşma ve yazı dilinde, iletişim
kanallarımızda, söylemlerimizde, iddia ve önermelerimizde o kadar çok mantık
hatası yaparız ki. Bazen fark eder düzeltiriz bazen de başkaları uyarır. Doğru
kelime terkibi; zamanla kazanılacak olan deneyim, literatür bilgisi ve ifade
sanatlarımızı geliştirmekle mümkündür.
Ne görev yaptığınız,
hangi okuldan mezun olduğunuz, ne tür eğitimler aldığınız, ne tür okumalar
yaptığınız önemli değil. İnsanoğlu yaşadığı sürece daha fazlasına muhtaç.
En az üç yıl boyunca periyodik okumalarla; sosyoloji,
felsefe, mantık, psikoloji, tarih, hukuk, bireysel ve kurumsal gelişim
eserleriyle beynimizdeki nöronları beslemek ve gönül dünyamızı süslemek
gerekiyor. Bahane üretmeyenler, umarım bu öneriyi dikkate alacaklardır.
Kitaplar bizi okuyor, bizim de onları okumamız gerekiyor.
22.09.2018
Ali Rıza Malkoç
#armozdeyis