Bu dünya arsızların, nankörlerin, edepsizlerin, çalanların, yalancıların… Dünyası. Ne yapsalar gün geliyor unutuluyor. Affediliyor. Onlar sanki bunları yapmamış ve iyi insan oluveriyorlar.

 

Hırsız çalıyor… Üç gün yatıp dışarı çıkıp çalmaya devam ediyor. Adam zorla yaşlı babasının parasını alıyor, baba ne kadar kükrese, bir daha sana evladım demeyeceğim dese… O evlat zaman geliyor daha fazla el üstünde tutuluyor.  Ne kadar parası olsa, param yok demek onların davranışına özgü, dilenci misali aile içinde kendine çalacak kapı bulabiliyor. Anlaması zor, içinden çıkılması imkânsız bir durum bütün bunlar...

 

Kim iyi evlat olsa, iyi davranış sergilese, işini en iyi yapsa, bankadan faiz-kredi almasa, yetimin hakkını yemese, Allah’tan korkup kuldan utansa, anadan babadan para-yardım istemese… Sevilmiyor. Değer verilmiyor. Parası olsa yolunacak kaz gibi görülüyor. Eğer Allah’a yakın olsa derviş misali acınacak biri gibi hakkında konuşuluyor.  

 

Adam memurken dışarıdan açık öğretim okuyor, %1lik dilimli okuldan mezun olanla aynı unvanı ona devlet veriyor. Sonrada diyor ki ben senden daha iyi biliyorum, ben senin gibi okudum, akıllıyım, ben senin üstüne yönetici olmalıyım diyor. Bu işi yapacak kişinin üstünde, devlete sözüm ona hizmet ediyor. Hani liyakat, hani peygamberimizin “İşi ehli olana verin…” hadisini yaşamak! Bu yüzden devlet bir adım ileriye gitmiyor. Üretkenlik azalıyor. İdealist insanlar, çalışma şevkine pes diyor. Bir de bakmışsın bu kişiler, çocukları üniversiteyi kazansın, hem de en iyi bölümde okusun diye yapmadığı icraat, harcamadığı para kalmıyor. Çocuğunun durumu kendisi gibi olmasın istiyor belli ki…

 

Adam sigara içiyor, içtiği yer neresi olursa olsun fark etmiyor… Eve geliyor, balkona çıkıyor sigarayı orada içiyor. Neden? Daha küçük olan çocuğu pasif içici olmasın, dumandan zarar görmesin, kanser olmasın, benden önce olmasın diye… Çocuk laf dinleyecek yaşlara geliyor, “Aman ha!” sigara içme diyor… Kendisi hala içmeye devam ediyor, kendi çocuğundan başka kim varsa dumanından zehirliyor, şuursuzca sigara içtiği her yerde… İnsanların olmadığı bir yer aramıyor, çocuğu gibi!

 

Adam apartmanın altına açılan markette satılan sigaraya, içkiye karışmıyor. Ben oradan sadece sağlıklı ürünler satın alıyorum diye de kendini savunuyor. Burası demokratik ülke, kime nasıl karışırım diyor. İçkiye alan, marketin önünde içkisini içiyor… Kokusu ve görüntüsü çevreye yayılıyor. Adam bir gün bakıyor ki, çocuğunun elinde sigara, içki, arkadaşları ile muhabbet ediyor. “İçme yavrum!” diyor, çocuk ta, “Hayat benim hayatım, hem demiyor muydun burası demokratik ülke… Bana neden karışıyorsun ki?” diyor. Dövse olmuyor, sövse olmuyor… O market orada içkiyi, sigarayı satmaya devam ediyor.   

 

Devlet yol yapıyor, hastane açıyor, havaalanları ve köprüler inşa ediyor, üniversiteler kuruyor. Ne güzel diyorsun bu hizmetler, adam muhalefet ya, yapacak elbette diyor… Bu onun görevi… Bunları yapmasa devlet, geçmişte olduğu gibi acısından, sıkıntısından yine geberecek ama burnundan kıl aldırmıyor. Devlet hizmet etmişse, etti de Ya Hu…  Kötüyse yaptıklarını eleştir, bu en doğal hakkın da!  

 

Bu dünya sevilecek gibi değil benim gibiler için. Ne kardeşi seçebiliyorsun, ne ana-babayı… Bunların da yaptıkları insanı sigaradan daha fazla zehirliyor. İçki gibi karaciğerde ölümcül siroz yapıyor.  Ne yapmalı, dağlara mı çıkmalı… Doğa da vahşi hayvan gibi mi yaşamalı? Mağara mı olmalı evler? Domuzlar gibi piknik yerlerinde yenen yiyecekleri mi aşırmalı! Keşke bedenimden çıkabilsem, utancımdan kurtulabilsem… Yokluk denizinde yüzebilsem! Ya Rabbi bu nankörler yüzünden nefes alamıyorum. Havayı bile çaldılar benden.  Bana bir yol göster. Şu cumanın ilahi feyziyle, bana güç ver,  sabır ver, Âmin.  

 

Saffet Kuramaz

( Bu Dünya Nankörlerin Dünyası başlıklı yazı safdeha tarafından 8.09.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.