Kanatlarında göğün bekçisi
Sunuyor ihlâslı bir yüreği.
Kuru dalların yanında
Yanmaya meyleden nasıl bir yaş isem
artık.
Kaynakçam ne mutluluk ne
Gülen yüzümde dans eden
Elemle karışık bir infilak
Sarmalında hidayetin
Bir nakkaşım ben
Günün rehavetine bürünüp
İçindeki kıyıma razı gelmek
varlığımın doğası.
Beyitler kadar uzağım şehre
Sözüm ona şehrin yolcusuyum
Vuku bulan esaretime sığındığım
Göl kadar huzurun en yakın tanığıyım:
Şaibeli bir mısra kadar yalnız,
Bir şarkı kadar titrek,
Belki yobaz bir düş’üm
Kanatlarında düşkün yılların
Med-cezir etkisi adeta
İnfilak eden sese umutları serip
Kepenklerini ömrün sonuna kadar
çekmek.
Bir virtüöz olabilirim
Belki bir kaynak ustası
Lakin ben örtülü bir kehanetten
çıktım yola
Başımın tacı kim ise
Sevip yüreğimde hapis
Yıllara inat
Hala solmadım:
Sözüm ona bir gül’ün en büyük düşmanı
Rüzgâr ve ihanet
Derken dökülen yapraklarıma
Mısralar dizip
Bir şiire gebe iken
Dibinde ömrün
Gel-geç aklın hangi hezeyanı kim
bilir?
Kim bilir hangi şahit verecek hükmünü?
Ben ki şafağı atan geceye kızgın;
Ben ki yalnızlığına tutsak ve âşık;
Ben ki körebesiyim hayallerin
Gözlerimde yorgun bulutlar
Sürüklenirken dağ tepe.
Hayra yoruyorum düşlerimi;
Düşüp de başlıyorum yeni baştan
Kim bilir hangi otağı?
Kim bilir hangi izbe beni bana
sunacak?
Kimse kim, lanet okuyan
Sulu gözlerimde
Sepkenlere maruz
Bir gölgeden kaçıp
Kendime hapis.
Belki solan lehçesinde kayıplarımın
Belki yalan, riya yüklü bedellerin
Belki küçümen öykülerinde
Seyrelen bunca emarenin
Sonrasına kulp takıp
Öncesine çemkiren bir sahtekâr;
Yine lenduha varlıkların
Kazanım babında
Aşklarına siluet ısmarlayan
Bir sure misali
İçimde devinen
Hayallerime öykünen kim ise
Durmasın gelsin hani:
Vereyim ellerine hüznümü
Sahiplendiklerim kadar
Sahip çıkamadıklarıma da feveran
edeyim
Ansızın.
Sıdkım sıyrılmışken
Umudu pelesenk yaptığım her yeni
miladı
Bir tutam daha saçma yedim
Günün tam da ortası:
Hayli küskün bir romanım şimdi:
Başı kayıp
Ortasında yorgun
Sonu maz(l)um
Zamanın sayacında
Kalıtımsal bir rehaveti sahiplenip
Gölgemle bir dargın bir barışık
Hangi şiiri evlat edinsem ki?
Edimlerimde hep yeknesak
Hep vakur
Dünden gelen asaletime sığınıp
Sessizliğimle maruz kaldığım bu
mağlubiyet.