Kanatları elemin, tozlu raflarında
Ömrün kor acı
Varlığın tutanaklarında kayıtlı sarpı
gönlün
En içli derya.
Su götürmez bir aşkın kozasında
uyutulduğumun mimarı
Her şiir
Bam telinde onca dizenin
Kefil olmakla eş değer düşlere
Unuttuğuma biat bir isyan derlerken
iblis
Şahika düşlerin tetikleyici.
Yansıyan yorgunluğun sulhu
Körebe acıların mimarı her zifiri
imge
Konduğum dallarda
Bata çıka yürüdüğüm dikenli
Yolları,
Gül beyitlerin
Dehlizinde, kaptı kaçtı bir aşk
Yine neferi iken hüznün
Köhne bir fısıltı
Oysaki içimdeki aryalar
Acının tetikleyicisi.
Şimdimi öldürsem de dönsem yanına
Gün dönümünde
Feryatlarımı bastıran
Bir kuvözde saklı tutsam yeni doğmuş
rüyalarımı:
Hangi perdeden yansır söyle sesim?
Hangi minvalde iz sürerim delice?
Ben ki mahkûmların en deli neferi
Körükleyen bunca hatırat
Kol kanat gerdiğim
Bir izleğin son suresi adeta
İçimde çağlayan
Günbegün azıtan bir şelale misali.
Karambola giden zamandan yana yok ki
tasam
Ömrü öğüten bunca elemi
Mademki baş tacı belledim.
Aşka yüklediğim özleme
Sinmiş bir kez nefesindeki ukde
Varlık kadar kutsal, demenin ne
zararı var ki?
İçli göğün kanatlarına konduğum
O kadar mı aşikâr?
Çaldıklarımı sundum Tanrıya
Kederin esefini yüklendim tenimde
Semiren bunca iz ile
Belki’lerimi uyutup
Döndüm yüzümü aşka
Bazen terk edilmişliğin sillesini
yiyip
Tokuşan ellerimde:
Hem izi gülümseyen
Bir nida benzeri
İçimdeki son edim:
Kapatmadan evvel gözlerimi.