Anla işte ,nefes nefese boy aynalarım… Bala zakkum döküyor yorgun ellerim... Teneffüsüm olsana…
İçine kapanık pencerelerde
dünya halleri
kilidimin dilinde güz
Telaş ağaçlarımda süt dökmüş kediler
Su yüzümü ısırıyor dişsiz martılar,
Yengeç dönencelerimde
Tele takılmış uçurtmalarımda ne yapsamlar
Marazlı soluğumda inatçı öksürükler
İçinde bir sıkıntı… Bir sıkıntı,
Üç elması çürük göklerimin
Vedasız
zamanlar istiyor,
Yeni yetme düşlerim…
Anla işte…
Vadelere küskün peşin hükümlerim
Laf olsunlarım ikircikli ,
Yol yorgunu sabırlara
Teni kadın
hüzünler nazlanıyor,
Yarımağız an’ımın rakslarında
Sırnaşık sessizliğimde çığlıkların tasması
Maya tutmuyor yarınlar,
Günah çıkaran eyvahlarımda
Günüme dolanıyor,
Buğulara çizdiğim sarmaşıklar
Evcilleşmiş mandallarımda güneş beklentisi
Ipıslağım…
Anla işte…
Yüksek topuklu kahkahaların acabasında,
Erkek hallerim
Kaçırılmış
gözlerimde pudralı düşleri,
İnce firketelerin
Ayraç içlerinde kapımın çıngırağı
Dünya
gözümde fincancı katırları
Amel defterimde,
Sağ omuz
meleklerinin şerleri
İşlediğim sevapları soluyor,
Soluksuz bağlaçlarımın kulluğu
Meramı ağız dolusu,
Dili dönmeyen dudak kıpırtılarımın
İbadete durmuş sözcüklerimde
arıtılmış senler…
Tövbekarım..
Anla işte…
Demir Mutlugil