Bu şekilde düşünüldüğünde şu şekilde düşünüldüğünde, hangi manalar anlamlar çıkar diye oturdum kendimle sohbet etmeye başladım, çünkü kendimi ancak kendim anlayabilirdim, başkasının anlaması başkalarına sıkıcı geldiğinden, dinleyenim olmaz diyerek kendimle konuştum(sakın deli demeyin sohbet muhabbet olsun ne anlamlar manalar çıkıyor diye bir beyin fırtınasına içinde birbirimize yardımcı olmaya çalıştım sadece)Buyurun sizde bir kulak misafiri olun.


-Dedim kendime, “erdem “nedir, bir demi midir çay ocağında kaynayan fokurdayan, kaynadıkça kaynayan mıdır?


-Kendim dedi ki bana, erdem dem değildir, ne sendir ne bendir hem sendir hem bendir.


-Dedim anlayamadım irade ile var olan mıdır yoksa iradesiz hep var olan mıdır?


-Kendim dedi ki bana, hem irade olmadan önce var olandı, hem de irade ile var olandır.


-Dedim, bana yoksul kalmış bir insanın çaresizliğinde yoksulluğunu anlatamaması gibi anlatma, ben yoksulluğumda bilgiyle doymak istiyorum, sen sır dolu kapısı açılınca üzerime kapanan odalara sokmaya çalışıyorsun!


-Erdem ruh ile yoğrulmuş bize verilmiş bir ahlak olgunluk faziletler bahçesidir, kapısını irade ile açanlar var, iradesiz pat küt istemeden içine düşenlerde var.


-Dedim, pat küt içine düşenler nereye düştüğünden haberi var mıdır?


-Dedi ki, elbette ilk anda farkına varamaz, gerçi erdemi seven pek çıkmadı, çıkanı da seven pek çok olmadı, dünya böyle erdemle hissedilen olmadı!


-Dedim, yanlışımızı görmek bir erdem midir?


-Dedi ki, evet en büyük erdemdir. Bedene giydirilen hataların günahların farkına varmak, pişman olmak bir erdemdir.


-Dedim, kendi çıkarımı düşünmek erdem değil midir?


-Dedi ki hayır, bu çıkar ilişkisidir birey olarak, toplumsal olmadıktan sonra değersizdir, anlamsızdır.


-Dedim peki, erdem nasıl bir şeydir ki arayalım, bilen neden arasın? Bilmeyen ise neye göre nasıl bir kılavuzun tarifiyle gördüğünde buldum tanıdım desin?


-Dedi ki, vesile olmakta var bu hayatta bir şeyleri öğrenmek aramak bulmak için.


-Dedim ki, vesile olmak almak getirmek sunmak göstermek midir?


-Dedi ki bana, bu şekli ila eksik kalır, aynı zamanda sana vesile olurken vesile, senin anlamanı sağlayacak unsurları da yanında getirmiş olmalı ki, vesile olabilsin. Vesile’yi yaratan Âlemlerin Rabbidir kulu için, vesile (sebep, bahane) ile kulu yeniden biçim vererek aslına döndürme işidir, bunu da ancak Âlemlerin Rabbinin yardımıyla olabilir bu vesile.


-Dedim vesile ile an aynı yolda bize ulaşan mıdır? An gelmeden vesile gerçekleşebilir mi?


-Dedi ki, an gelmeden elbette ki vesile olmaz bir şeyler! An bu dünyada belirleyici bir alarm vazifesi gören vakti gösteren zamanın küçülmüş diğer adıdır.


-Dedim vesile, bize eksikliğimiz tamamlamak için anın içinde anında gelen Âlemlerin Rabbinden bir parça mesaj uyarı mıdır?


-Dedi ki, aynen dediğin gibi, anlamaya başladın ve erdemin kapısını açıyorsun, açmaya devam et, çünkü kapısı çoktur açmakla bitmez.


-Dedim, öyleyse insan hem özgürdür hem de bağımlıdır Âlemlerin Rabbine sıkı sıkı?


-Dedi ki, seçme konusunda özgürdür, kendi eliyle düştüğü günahtan dolayı af kapısına varmasını isteyen sağlayan Âlemlerin Rabbi Allah C.C.’ sağlar, gel kulum af kapıma derken duymasını sağlar. Oysa af kapısı kıyamet anına kadar açıktır, hiç Ebu Cehil, Firavun ve aynı yolda uyanlar duydu mu? Hayır.


-Dedim ki, öyle ise izan ve idrak Âlemlerin Rabbi Allah c.c. verdiğidir, kul ister bunu alır veya almaz kazanır veya kazanmaz bir şey vesile olur ya da olmaz, istemekle alakalıdır, insan günaha dalarken kendini temiz olmaktan dışladığı için, Âlemlerin Rabbine bağlı kalır, çünkü sadece Af eden Âlemlerin Rabbi Allah C.C. af eder.


-Dedim öyleyse, dışlanmakta bir vesile olmuyor mu?


-Dedi ki, evet aynen dediğin gibi bir vesile oluyor. Yani alacağın bir şeyin fiyatı vardır yeter ki sen eder fiyatını ver, kelepir diyerek bedavaya almaya kalkma.


-Öyle ise dedim, alacağım bir malı değiştirmeye gittiğimde mal sahibi hayır alamazsın zamanı geçti dediğinde, bu son nefesin son anı değil ise, değiştirmek zorunda olduğu bir durum mudur?


-Dedi ki, elbette her şeyin bir fiyatı ve zamanı miadı vardır, lakin kul günah işlediğinde son nefes anında değil ise, ya Rabbim ben bendeki bu yanlışlıkla aldığım fikrimle düşüncemle günaha daldım sen af et derse Allah c.c. af edicidir af eder ha etmez Âlemlerin Rabbi en doğrusunu bilir, eğer af kapısını sana çaldırdı ise af edecek demektir inşallah. Âlemlerin Rabbi ile her şeyi takas edebilir değiştirebilirsin lakin kul ile bu her zaman mümkün olmuyor, bu da Âlemlerin Rabbi yüce Allah c.c. kuluna verdiği değerin işareti olarak anlamak için bize yetiyor.

Mehmet Aluç


( Kendimle Ve Kendimin Bana Söyledikleriyle Az Biraz Felsefi Sohbet-1- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 6.08.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.