İnsan doğmadan önce, ruhu, rızkı ve ameli ona verilir der hadisler. Yaşadığı için ruhunun olduğundan haberdardır insan. Ancak rızkının ve amelinin ne olduğunu bilmez, sırrı Allah katındadır.  Bu yüzden onları aramak ve bulmak için çalışması gerekir. Rızkını doğru yollardan ararsa günaha girmez ve tattığı bu şeylerden huzur bulur, mutluluk bulur. 


Kişinin seçtiği yol kendi tercihidir. Önünü bir zalim kesse, ki bu sınavdır, sahiplendiği ne varsa istese, bu haksızlığa dur diyerek direnir de, yahut  neyi varsa verir de… Direnirse yaralanır ve ölürde, ancak, haksızlığa karşı direnmiş ve zalime dur demekle doğru işi yapmış olur, sevap kazanır, ölürse Allah için direndiği için Allah razı olur, şehit olur. Direnmezse, ne varsa verir,  herkese elini açacak hale gelir ve sonucunda toplum tarafından aşağılanır! Hem zalime boyun bükmekle doğru iş yapmaz, hemde bu yaptığından dolayı kimseye dert yanamaz, öbür dünya da sorgusu ağır bir amel olur.


İşin doğrusunu yapmakla kişi bir şey kaybetmez, dimdik durur, ahlakını korur, zalimleri etrafından kovar… Güven duygusu aramaz ve huzurlu bir toplumda yaşar. Zalimle savaşmakla ölmekten korkmaz, bilir ki, yalnızca zamanı geldiğinde onu Allah öldürür. Aslında ölüm Allah’a, gerçek aşka kavuşmaktır. İnsan sevdiğine kavuşmayı nasıl da ister değil mi? Vuslat, korkunun kaynağı değil, mutluluğun sebebidir. Her geçen an seven için aşktan uzak gurbettir, çöl de mecnun gibi yaşamaktır, azaptır. İnsan aşksız yaşayabilir mi?


Bu dünyada savaşlar, vahşetler, haksızlıklar hep rızık yüzünden yapılır. İnsan hep fazlasına bir anda kavuşmayı ve hayatını garanti altına almaya çaba gösterir. Oysa neye hangi yanlış yoldan sahiplenmişse, aynı yoldan da kaybedecektir. Tabiri caizse, “Haydan gelen huya gidecek!” diyebiliriz. Rızkın kalıcı olması için en doğru yoldan, emek vererek, bir bedel ödeyerek  çalışmakla elde edilmesi gereklidir. Alın teri dökmediyseniz, o sizin değildir. Sahibi de sizden onu isteyecek ve alacaktır. Rızık, zalimlerin yolundan gidilerek kazanılamaz, asla…


Rızkınızı helal yoldan arayacaksınız ve onun size gelip gelmeceğinden asla umutsuzluğa kapılmayacaksınız. Çıkın dışarıya, tembellikten kurtularak, helal rızkınızı arayın. Ne faiz alın ne faiz verin ne de tavsiye edin… Ne çalın, ne layık olmadığınız makam talep edin, ne talan edin, ne de açgözlülük içinde hep benim olmalı deyin!  Bu dünyada, insanın sahip olacağı tek mekan dapdaracık bir mezardır sonuçta… Çalışın ve sonunda Allah ne verdiyse razı olun. Her gayreti yaptıktan sonra elde ettiklerinizin sizin rızkınız olduğu kabul edip şükredin. Ölene kadar yine çalışmaya devam edin.  


İnsanın kurtuluşu, ölüm gelmeden ölmektir ve yokluğu kabul edecek bir dünya hayatını yaşamasıdır. 


Saffet Kuramaz 

( Kişi Allah Katında Tayin Edilmiş Rızkını Ve Amelini Arar Yalnızca başlıklı yazı safdeha tarafından 29.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.