Gördünüz mü Hırvatistan dört beş milyonluk ülke Dünya Kupasında finale
çıktı... Her ne kadar finalde kaybetmiş olsalar da Fransa ile başa baş dişe diş
mücadele ettiler... Her iki takımı da kutlamak lazım... Biz neden bu işi
götüremiyoruz, neden başarı kazanamıyoruz bir türlü... Hırvatlar bunu nasıl
başardılar, bu istikrarı nasıl yakaladılar?
Geçmişe göre daha başarılı olsak da, 2002 yılında ki dünya üçüncülüğümüz olsa
da, yine o tarihlerde Galatasaray'ımızın UEFA Kupası Şampiyonluğunu yaşamış ve
görmüş olsak da sonrasında ne Dünya Kupasına, ne de Avrupa Şampiyonasına
katılmakta fazla da başarı sağladığımız söylenemez...
Tesisleşme konusunda epey yol aldığımız doğrudur. Alt yapı konusunda da eskiye
nazaran çok iyi sayılırız, ancak yeterli değil demek ki finallere gitme
konusunda başarılı olamıyoruz... Milli Takımın başına yabancı antrenör de
getirsek, yerli antrenör de getirsek son virajda yine başarı hayal oluyor...
Seksen milyonluk bir ülke olarak artık bunu kırmamızın zamanı geldi diye de
düşünmeden edemiyorum...
Şimdilerde bir dolu futbolcumuz yurt dışında ki birçok tanınmış takımda forma
şansı buluyor, bu da haliyle bize gurur veriyor... Ayrıca gurbetçi
futbolcularımız da vatandaşlığını taşıdığı ülkelerin milli takımlarına hizmet
ediyor...
Hırvatistan gibi dört beş milyonluk küçük bir ülke bu başarıları elde
edebiliyorsa demek ki yürek ve çalışmak ile bizde bu başarıları
yakalayabiliriz; neden olmasın? Yeter ki bir şeyler başarmak için inanalım,
çalışmaktan da geri durmayalım. Bunları yapamazsak, geçmişte olduğu gibi
başarılara susamış olarak kalırız yine... Unutmayalım ki hangi spor dalında
olursa olsun kazanılan başarılar güzel ülkemizin tanıtımını da yapmaktadır...
Çalışalım, çalışalım, çalışalım ve sonra semerelerini toplayalım
çalışmalarımızın... Un var, şekerde var, iş helva yapmaya ve helvayı yapacak
ustayı işin başına getirmeye kalıyor sadece...