Tevazu göstermekle eş değer yaşamak.
Hazin bir nöbetten çıkıp da devriye
gezdiğiniz gece soluklu düşler.
Dünün rahlesinde kayda değer ne
serili ise rahvan bir tebessümü mimliyorlar yine soğuk düş etkisi yapan acıdan
umuda geçiş yaptığınız her an.
Kalıcı olmak… töhmet gibi gözüküp tek
kalemde sildikleriniz.
Şimdimi kayıt altına alıyorum,
diyenlere muzip bir gülümseme armağan edip onca savsaklayan yüzü de görmezden
gelip yüreğinizin yüzüne sahip çıktığınız ve özüne de.
Hayli zararsız aslında: sevmeyle
başlayan yaşam hikâyeniz çünkü zararsız olan zaten sizsiniz aslında herkes…
Herkes’ten kasıt yine dönüp dolaşıp
geldiğiniz hiçliğin vakur seslenişi.
Bir nota buyuruyorsunuz.
Bir nota’ya geçiş yapıp da
sessizlikten aslında siz nota özürlü sessizliğin de ta kendisisiniz.
Öncesini deşip… sonrasını tasarlayıp
ve es geçtiğiniz o an:
İşte’lerin minvalinde imbat rüzgârları
karşılıyor aksanı kayıp şiirlerinizi aslında ayıp addedilensiniz çünkü
hayallerine sahip çıkıp dün öbekli hayal kırıklıklarınızı çoktan çöp kutusuna
attınız asla da geri dönüşümü olmamak üzere.
Zifirin de karanın da etki alanı
aslına layık aslında size layık hatta evrene talip olduğunuz aslında evren iken
sizi yutmak isteyen hâlbuki siz kara delikte kaybolmak değil aksine mavi göğe
kanat açmak isteyen bir yavru serçesiniz.
Acımaklı bakışlar konduran
fısıltılar.
Kendine dönüp bakmadan biteviye
etrafını yargılayan.
Sözü özü bir kelamdan başka hiçbir
şey değilken şekilden şekle giriyor mizacınız aslında yoksunluk addedilen sizin
varlığınızın dik duruşunda dik başlı rüzgâr adı altında kayıt edildiğiniz hayat
siciliniz.
Bir nüans.
Bir devinim.
Pergelin delip geçtiği hayır, asla ne
de olsa delip geçen sizin gözleriniz: hani mutluluğa kanat açan; hani yüreği
pamuk ve göğü de şeker bellemiş.
Kaynadığınız aşikâr zira kanınız deli
akıyor ama sevgiden muzdarip olanlar değil sizin etki alanınız: sevgiye ve
sevdiğine sahip çıkan nüfusu bilinmezin aslında içine sahip çıkan o dış ses.
Bir tebessümden ne çıkar,
diyenlerdensiniz madem.
Bir yüreğin de en kıymetlisi.
Bir hiciv asla bir kıyamet alameti
değil.
Ve tüm hicviniz içinizdeki sıra
dışılığı dışa vurma eğilimi üstelik eğilip bükülmeden sevdiğiniz her şey ve
herkes…
Yeri geldiğinde nokta koyduğunuz.
Bazen ünlediğiniz ünlendiğiniz yine
soruların tınısında virgülle idare eden bir teamül.
En çok da üç noktalarınız…
Ne de olsa geçmişiniz hep ama hep
nokta dolu.
Üç noktalı sevinçlere ve sevgilere
nail olmanız dileğimle…