Evet kefenin cebi var. Ne kadar inkar etseniz de var. Üstelik bu, kesinlikle bana ait bir iddia değil. Bilakis yaşam deneyimlerimden çıkardığım bir sonuç. Ne derece inanırsınız bilemem. Ama konuyu önce bir masaya yatıralım, bakalım kefenin cebi var mıymış yok muymuş? 
 Ağızdan çıkan her söze kayıtsız şartsız itibar etmemek gerektiği kanısındayım. Burada yolumuza ışık tutacak ölçüt, davranışlarımızın sözlerimizle ne derece uyum içinde olduğu noktasında olmalıdır. Davranış dilinin sözlü ifadeden daha gerçek olduğu atasözlerimizde bile yer almaktadır. 
 Mal mülk biriktirme noktasında hepimiz kıyasıya bir yarışa girmişiz. Bir ev yetmiyor bir daha alıyoruz. Yetmiyor bir daha, bir daha… Otomobilimizin markasını beğenmiyor; elimize geçen her fırsatta model yükseltiyoruz. Cep telefonumuzun ve sigaramızın marka ve modelinden bahsetmeye bile gerek görmüyorum.  
 Banka hesaplarımızdaki birikimlerin tutarı milyar dolarlarla ifade ediliyor. Yerli paraya güvenmiyor döviz ve altın hesabı açıyoruz. Onunla yetinmiyor borsaya giriyoruz.  
 Birikimlerimiz bir yana bunları elde edebilmek için çevirdiğimiz dolaplar bir yana. Hangi birinden bahsedeyim bilmiyorum ki… 
 Gözümüzü hırs bürümüş. Ne yapsak nafile, doymuyor bir türlü. İnşaatta kumdan ve demirden çalıyoruz. Sebze ve meyveye hormon katıyoruz. Toz bibere kiremit tozu, pirince taş, süte su katıyoruz. Bitti mi? Hayır. Ne yazık ki dahası var. Bu kadar mal mülk başka nasıl elde edilir ki? 
 Mısır şurubundan bal yapıyor, kıymaya sakatat, yoğurda jelâtin katıyoruz. Şeytanın aklına gelmeyen yüzlerce yöntem daha var. Hepsine burada yer vermeye gerek yok. Üstelik bunlardan bazıları insan sağlığı için ciddi anlamda tehdit oluşturmakta. 
 Bütün bunları ağzımızı açınca mangalda kül bırakmayan bizler yapıyoruz. Kimse darılıp gücenmesin. Uzaydan gelmiyor bu hileleri yapanlar. Sonuçta hepsi insan, yani bizim gibi. Belki sen, belki ben… Ama kesinlikle biz insanlar… Üstelik bunları ne kadar inkar etmeye kalksak da bilerek ve isteyerek yapıyoruz. Kuldan utanmadan ve Allah’tan korkmadan yapıyoruz. Belki bunu kendimize bile itiraf etmekten çekindiğimiz için kefenin cebi söylemini dilimize doladık. Böylece günah çıkarmaya çalışıyoruz aklımızca. 
 Madem kefenin cebi yok; o halde bu hırs ve tamahın manası ne? Diyeceksiniz nafakamızı kazanmak ne zamandan beri suç oldu.  Elbette nafaka kazanmak suç değil. Böyle bir şey iddia etmedim zaten. Sonuç itibariyle nafaka denen şey, öyle at ile deve değil. Ev, araba ve birkaç kuruş da birikmişimiz, nafaka dediğimiz şeyi fazlasıyla karşılar. 
 Nafaka insanın yaşayabilmesi için gereken şey demektir. Bu da yiyecek, giyecek, binek ve evden başka bir şey değildir. Bunlar zaman, örf ve adetlere göre kısmen değişiklik gösterebilir. Değişmeyen tek şey yaşam şartlarının elverişli şekilde devam etmesidir. 
 Gerçek bu şekildeyken ev üstüne ev almak, yetmiyormuş gibi fahiş fiyatla satmak ya da insafsız kiralarla kiralamak nafaka ile açıklanamaz. Para ve değerli madenleri bankalarda yüksek faize yatırmanın nafaka ile ilgisi ne? 
 Hal böyleyken çoluk çocuğumuzu ve üzerimize düşen sosyal görevleri ihmal etmek pahasına mal mülk istiflemek, davranış diliyle kefenin cebinin olduğunun ifadesidir. Ayrıca dünya malı dünyada kalır sözünün davranış diliyle yalanlanması anlamını taşır. 
 Dikkatle baktığınızda yakın çevrenizde bu tiplerden ne kadar çok olduğunu fark edebiliyorsunuz değil mi? Sadece yakın çevrenizde olsa gene iyi. Duyduklarınız ve okuduklarınızdan bu tip insanların dünyanın her yerinde fazlasıyla bulunduğu sonucuna varıyorsunuz. 
 Ama bir şeyi unutuyorsunuz. Kendinizi. Evet, bu kişilerden hiçbir farkınız olmadığı halde, ne hikmetse listeye kendinizi eklemekte tereddüt ediyorsunuz. Siz nasıl çevrenizdekilerde dünya malına tamah gözlemlediyseniz; çevrenizdekiler de sizdeki açgözlülüğü çoktan tespit etmişlerdir bile. Siz nasıl doğru tespit 
yaptığınıza inanıyorsanız; onların bu yöndeki iddialarına da aynı şekilde saygı duymak durumundasınız. 
 Yok birbirimizden farkımız deyip; gerçekle yüzleşmek en doğrusu sanırım. Böylelikle gelir dağılımındaki haksızlıkların bir ölçüde önüne geçmek mümkün olabilir. Hayırlısı diyelim. 
 Ne dersiniz yanlış mı düşünüyorum? 
  
( Kefenin Cebi Var başlıklı yazı Serdar Adem tarafından 20.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.