Daha bir kaç gün önce Sakarya'da bir yavru köpeğin ayaklarının kesilmesi ile tekrar gündeme gelen hayvanlara eziyet ve hayvan katliamı konusu aslında hiç de öyle hafife alınacak bir olay olmadığı halde böyle bir vahşet karşısında bile '' her gün bir sürü insan ölüyor, kimsenin kılı bile kıpırdamıyor. Bir hayvana işkence yapılıyor, bütün ülke ayağa kalkıyor, yazık insanın hayvan kadar değeri yok'' diye yorumlar yapılabiliyor maalesef.
Bazı insanlar her nedense hayvana yapılan işkence ve katliamı oldukça basit, sıradan, önemsiz bir vak'a olarak görüyorlar. Oysa dünyanın gelmiş geçmiş en büyük, en tüyler ürperten, en sapık seri katilleri cinayetlerine hep hayvan katliamı ile başlamışlardır. Yani ilk canını aldıkları canlı mutlaka bir hayvan olmuştur. O bakımdan '' Amaaan ya alt tarafı bir hayvan. Bunun bu kadar yaygarasını yapmak gerekmez '' Diye düşünmek en hafif tabiriyle gaflettir. Çünkü HAYVAN ÖLDÜREN MUTLAKA İNSAN DA ÖLDÜRÜR. Yani o ayakları kesilen köpekten sonra sıranın sizde olmadığına hiç bir garantiniz yok. Her an bir seri katil sizin kapınızı da çalabilir, her an yolda yürürken ensenizden girip ciğerlerinize kadar yürütülen bir makasla kanınız, her gün üzerinde dolaştığınız kaldırımı kırmızıya boyayabilir. Gözlerinizi her an parçalanmak üzere yatırıldığınız bir bir zeminde açabilir, açtığınız o gözlerin neşterle yerlerinden oyulmasına şahitlik edebilirsiniz. Çünkü biraz önce de ifade ettiğim gibi insan katliamlarının, özellikle de seri cinayetlerin yaklaşık olarak hepsi hayvan katliamı ile başlamıştır.
Şimdi gelin dünyanın tanıdığı en ünlü seri katilleri, cinayetlerini ve bu katillerin hayvanlarla olan ilişkilerini gözden geçirelim.
1- DÜSSELDORF VAMPİRİ PETER KURTEN
Peter Kurten 1883 Yılında dünyaya gelmişti. On üç çocuklu bir aileydi içinde bulunduğu aile. Babası pedofili hastası bir sapıktı ve kız kardeşlerine tecavüz ediyordu. Babası hapse atıldığında eve köpek yakalayıcısı bir kişiyi kiracı olarak almışlardı. Ne yazık ki bu kiracı da sapıktı ve Peter ilk sapıklıkları işte bu kiracıdan öğrendi. Onun gibi köpeklere işkence yaparak başladı her şeye. 9 yaşına geldiğinde ise çevrelerindeki kuğuların kafalarını kesip kanlarını içmeye başlamıştı bile.
Hayvanlara eziyet ve onları öldürüp kanlarını içmek bir süre sonra Peter'i artık tatmin etmemeye başladı. Yirmi yaşına geldiğinde henüz sekiz yaşındaki Christine Klein adında bir kız çocuğuna önce tecavüz etti, sonra kafasını kesti.
Daha sonra evlendi Peter. Bir taraftan bir sendikada çalışıyor, bir taraftan mutlu ve huzurlu bir evlilik sürdürüyordu. Bu arada kiliseye gitmeyi de asla ihmal etmiyordu. Oldukça iyi bir eşi vardı ve zavallı kadıni kocasının nasıl bir cani olduğu hakkında hiç bir şey bilmiyordu. Taa ki Peter yakalanıp suçlarını itiraf edene kadar...
Evet, Peter sadece Chritine Klein adındakı küçük kızı öldürmemişti.
1929 yılına ( 13 Şubat 1929 ) gelindiğinde Rudolf Sheer adında 45 yaşında bir kişiyi biraheneden çıkıp evine giderken yolda boynundan ve kafasından bıçaklayarak öldürdü.
9 Mart 1929 da dokuz yaşındaki Rosa Ohliger'i bir çitin arkasına çekip on üç bıçak darbesiyle ödürdü ve daha sonra cesedi yaktı.
24 Ağustos 1929 da 5 yaşındaki Gertrud Hamacher'i boğazını keserek, 13 yaşındaki Louise Lenzen'i ise önce boğup sonra bıçaklayarak öldürdü.
20 Yaşındaki Maria Hahn da Peter Kurten'in kurbanlarından biriydi. Onu Ren nehri civarında yirmi bıçak darbesiyle öldürmüştü ve maktülün cesedi ancak aynı yılın sonlarında bulunabilmişti.
7 Kasım 1929 da Gertrud Alberman adlı beş yaşındaki kız çocuğu, Peter Kurten tarafından boğulmuş ve aynı zamanda küçücük bedene otuz altı kez makas saplanmıştı.
1930 yılında Maria Budlies adında 30 yaşlarında bir kadına tecavüz eden Peter Kurten, her nedense onu öldürmedi. Maria ise bu olayı hiç kimseye anlatmadı ama bir arkadaşına mektup yazarak başından geçenleri anlattı. İşin ilginci bu mektup, arkadaşına ulaşmadı. Bir gün postanede mektubu açan görevliler durumu derhal polise bildirdiler ve polis önce Maria'ya sonra da Peter Kurten'e ulaştı.
2 Temmuz 1931 de ölüme mahkum edilen Peter Kurten, yaptıklarıyla ilgili olarak şunları söylüyordu: “Pişman değilim. Yaptığım bütün işler beni utandırsa da, size anlatmalıyım. Geriye dönüp baktığımda bütün detaylar hiç de kötü, can sıkıcı değildi. Aksine bundan hoşlanıyordum.“
Giyotinle kafasının kesilmesine karar verilen Peter Kurten'in son isteği neydi peki? Kendi kafası kesilirkenki kan sesini duymak...
Evet, burada adlarını zikrettiklerim dışında da cinayetleri olan, toplamda 46 cinayetten suçlu bulunan ve 2 Temmuz 1931 de Köln'de giyotinle idam edilen Peter Kurten adlı bu seri katil ilk cinayetini kuğu ve köpek öldürerek işlemişti.
(
Hayvan Katliamı Hafife Alınacak Bir Olay Değildir Çünkü... - 1. Bölüm- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
19.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.