Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 18.06.2018
Okunma Sayısı : 971
Yorum Sayısı : 0

PEYGAMBER EFENDİMİZ S.A.V SON NEBİ’DİR SON RESUL DEĞİL…!

33/AHZÂB-40: Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine), ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).                                                                                         Muhammed (A.S), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat Allah'ın Resûl'ü ve Nebîler'in (Peygamberler'in) Hatemi'dir (Sonuncusu). Allah, herşeyi en iyi bilendir.

          Aşağıdaki ayet peygamberimiz vasıtasıyle bizi uyarmak için indirilmiştir ve Peygamberimizden sonra Resullerin (veli resuller) geleceğinin kesin bilgisidir. Nübüvvet (peygamberlik) Peygamber Efendimizle birlikte son bulduğuna ve Kur’an’ı Kerim kıyamete kadar yegane kitap olduğuna göre, Allah kıyamete kadar veli Resuller hayata getirecektir.

7/A'RÂF-35: Yâ benî âdeme immâ ye’tiyennekum rusulun minkum yekussûne aleykum âyâtî fe menittekâ ve asleha fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).                                                                                     Ey Âdemoğulları! Sizin içinizden, size âyetlerimi anlatan (kıssa eden) resûller geldiği zaman, bundan sonra kim takva sahibi olur ve nefsini ıslâh ederse (nefs tasfiyesi yaparsa), artık onlara korku yoktur. Ve onlar mahzun olmazlar.

          Bu veli resuller her kavmin içinde, her zaman biriminde mutlaka olacaktır….!

16/NAHL-36: Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).                                    Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). (Allah'a ulaşmayı dileyerek) Allah'a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, (Resûlün daveti üzerine Allah'a ulaşmayı dileyenleri) Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün).

          Bu veli Resuller ard arda gelecektir…!

23/MU'MİNÛN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).                                                                                                          Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü'min olmayan kavim (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun.

          Nebi resullerin olmadığı fetret dönemlerinde, Allah veli Resuller vazifeli kılmıştır. Hiç bir zaman Resulsüz boş bir dönem olmamıştır ve kıyamete kadar da olmayacaktır…!

5/MÂİDE-19: Yâ ehlel kitâbi kad câekum resûlunâ yubeyyinu lekum alâ fetretin min er rusuli en tekûlû mâ câenâ min beşîrin ve lâ nezîrin fe kad câekum beşîrun ve nezîr(nezîru) vallâhu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).                                                                                                                                        Ey Kitap ehli! Resûllerin (peygamberlerin) fetret devrinde (aralarının kesildiği zamanda), sizlere gerçekleri açıklayan Resûl'ümüz (elçimiz) gelmişti. "Bize bir müjdeleyici ve de uyarıcı gelmedi" dersiniz diye (dememeniz için). Oysa size "müjdeleyici ve uyarıcı" bir Resûl gelmişti. Allah herşeye kaadirdir.

         Bu Resuller her kavmin kendi dilleriyle, onların aralarında Allah’ın ayetlerini o kavme açıklayacaklardır…!

14/İBRÂHÎM-4: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).             Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah'a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz'dir, Hikmet Sahibi'dir.

          Allah herkesi ya cennetine ya da cehennemine koyacağına göre, hiç bir devirde , hiç bir kavim yoktur ki, Resul gelmemiş olsun.…!

17/İSRÂ-15: Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ(resûlen).                                                                                                                                         Kim hidayete erdiyse, sadece kendi nefsi için (nefsini tezkiye ettiği için) hidayete erer. Öyleyse kim dalâlette ise sorumluluğu sadece kendi üzerinde olarak dalâlette kalır. Yük taşıyan (günahı yüklenen) bir kimse, bir başkasının yükünü (günahını) yüklenmez. Ve Biz, bir resûl göndermedikçe azap edici olmadık.

          Ve… Cehenneme zümreler halinde sürülenlere cehennem bekçileri, her zümre geldiğinde size sizin içinizden bu gün buraya geleceğinizi uyaran Resuller gelmedi mi diye sorulduğunda; hepsi evet geldiler diyerek itiraf edeceklerdir…!

39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn(kâfirîne).                                                                                                                                                                                                                                                               Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapıları açılır. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranızdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceğinizi (söyleyerek) uyarsın? (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu.

İşte bu yüzden her devirde Allah’ın tayin ettiği Resulleri yalancı Peygamberlikle suçlayan Allah’ın Kur’an’ından habersiz din adamları ve Müslümanlar; Kurandaki her Resul akaitte anlatıldığı gibi Peygamber değildir. Nebi’lik Resullükten üstündür. Ve Allah Nebi Resullerine kitap vermiştir, Veli Resullerine değil.

Diyanet işleri başkanlığı ve din adamları; Sizleri Allah’ın kitabı Kur’an’ı Kerime ve Allah’ın değişmez sözleri ayetlerine uymaya davet ediyoruz…!

Eğer ki Allah’ın sözlerine gerçekten inanıyorsanız…?

Allah Razı Olsun…

Burhan AKSU

( Peygamber Efendimiz S.a.v Son Nebi’dir Son Resul Değil…! başlıklı yazı mihrimah tarafından 18.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.