“O OLMASAYDI
BİZ OLMAZDIK DEMEK GİZLİ BİR ŞİRKTİR. “
O olmasaydı da Allah dilemişse mutlaka
oluruz. Yaratan Allah’tır ve tek muhtaç olmayan yegane yaratıcıdır. Yaratılan
her şey Allah’a muhtaçtır. O olmasaydı olmazdık diyenler bilsinler ki bu söz
bir şirktir. Çünkü o dediklerini ve taptıkları putları da yaratan da Allah’tır.
Allah kalbimizde kendisinden başka
hiçbir sevgi istemez. Allah ile aramıza koyduğumuz her sevgi gizli şirktir. Allah’tan
daha çok sevdiğimiz her şey, Allah’ı Rab mevkiinden, indirip yerine koyduğumuz bizim
Rabbimiz olmaktadır. Bu Allah’tan daha çok sevdiğimiz bir şey veya esiri
olduğumuz nefsimizin afetleridir. Allah cc. lehü yerlerde ve göklerde ve ikisi
arasında ne yarattı ise hepsini en çok sevdiği ve ruhundan ruh üfürdüğü insan
için yaratmıştır.
45/CÂSİYE-13: Ve sahhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı cemîan
minh(minhu), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne).
Ve göklerde ve yerde olanların
hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre amade) kıldı. Muhakkak
ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka âyetler (ibretler) vardır.
2/BAKARA-29: Huvellezî halaka lekum mâ fîl ardı cemîan summestevâ iles
semâi fe sevvâhunne seb’a semâvât(semâvâtin), ve huve bi kulli şey’in
alîm(alîmun).
O (Allah) ki, yeryüzünde olanların
hepsini sizin için yarattı. Sonra (kudret ve iradesiyle) göğe yönelip, onları
da yedi (kat) gök olarak düzenledi. Ve o, Alîm'dir (herşeyi en iyi bilendir).
Ama insanı ise yalnız kendisi için
yaratmıştır.
2/BAKARA-156: Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve
innâ ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar ki, kendilerine bir musîbet
isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O'na ulaşmak ve teslim
olmak için yaratıldık) ve muhakkak O'na döneceğiz (ulaşacağız).” derler.
Kendisine kulluk etsinler ( ibadet
etsinler ) diye değil, kul olsunlar diye yaratmıştır. Kul olmanın içinde
kullukta vardır tabii.
51/ZÂRİYÂT-56: Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li
ya'budûn(ya'budûni).
Ve Ben, insanları ve cinleri (başka
bir şey için değil, sadece) Bana kul olsunlar diye yarattım.
Allah’tan başka her şey Allah’ın
yaratığıdır ve Allah’a muhtaçtır. Muhtaç olmayan tek güç Allah’tır. Yaşarken
lütfettiği her şey bize verdiği birer emanettir. Ölümsüz kimse yoktur. Allah
yarattığı her şeyi belli bir kader ve ömürle yaratmıştır ve zamanı gelince
ölecektir.
6/EN'ÂM-59: Ve indehu mefâtihul gaybi lâ ya’lemuhâ illâ huve, ve
ya’lemu mâ fîl berri vel bahr(bahri), ve mâ teskutu min varakatin illâ
ya’lemuhâ ve lâ habbetin fî zulumâtil ardı ve lâ ratbin ve lâ yâbisin illâ fî
kitâbin mubîn(mubînin).
Ve gaybın anahtarları, O'nun
yanındadır. Onu O'ndan başkası bilmez. Ve denizde ve karada ne varsa bilir. O
bilmeksizin, bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıkları içinde hiçbir yaş ve
kuru bir dane yoktur ki, “Kitab-ı Mübîn”de bulunmasın.
Allah müsaade etmezse yaprak
kımıldamaz. İnsanlar kurandan habersiz yaşadıkları için bilmeden gizli şirke
düşebilmektedirler. Bu yüzden Peygamber Efendimiz .s.a.v. şöyle buyuruyor;
“Bundan sonra benim ümmetim açık şirke
düşmez. Hiç kimse güneşe, aya, yıldıza puta tapmaz. Ancak ümmetimin karıncanın
ayak seslerinden daha sessiz olan gizli şirke düşmelerinden korkarım”
Evet, vücuda gelen her iş Allah’ın
izni ve tayin ettiği kader çerçevesinde meydana gelmektedir. Bu nedenle yapılan
başarıları insanın kendisinden bilmesi bir gizli şirktir. Kazanılan bazı
şeyleri, savaşları, başarıları bazı kişilerden bilmek bir gizli şirktir. Çünkü
o başarılara müsaade eden ve yardımcı olan Allah’tır. Allah Müslümanlara göklerin
ve yerlerin orduları ile yardım etmektedir.
48/FETİH-4: Huvellezî enzeles sekînete fî kulûbil mu’minîne li yezdâdû
îmânen mea îmânihim, ve lillâhi cunûdus semâvâti vel ard(ardı), ve kânallâhu
alîmen hakîmâ(hakîmen).
Mü'minlerin kalplerine, îmânlarını
îmân ile artırsınlar diye sekîneti indiren, O'dur. Göklerin ve yerin orduları
Allah'ındır. Ve Allah; Alîm'dir, Hakîm'dir.
8/ENFÂL-9: İz testegîsûne rabbekum festecâbe lekum ennî mumiddukum bi
elfin minel melâiketi murdifîn(murdifîne).
Rabbinizden yardım istediğiniz zaman
böylece O, size icabet etti. Muhakkak ki Ben, birbirini izleyerek gelen bin melekle,
size yardım edenim (yardım eden Benim).
8/ENFÂL-65: Yâ eyyuhen nebiyyu harridıl mu'minîne alel kıtâl(kıtâli),
in yekun minkum işrûne sâbirûne yaglibû mieteyn(mieteyni), ve in yekûn minkum
mietun yaglibû elfen minellezîne keferû bi ennehum kavmun lâ
yefkahûn(yefkahûne).
Ey Peygamber! Mü'minleri savaşa
teşvik et (isteklerini arttır). Eğer sizden sabırlı olan 20 kişi olursa, 200
kişiye gâlip gelir. Ve şâyet sizden 100 kişi olursa, onların fıkıh (idrak)
edemeyen bir kavim olmalarından dolayı, kâfir kimselerden 1000 kişiye gâlip
gelir.
3/ÂLİ İMRÂN-13: Kad kâne lekum âyetun fî fieteynil tekatâ fietun
tukâtilu fî sebîlillâhi ve uhrâ kâfiratun yeravnehum misleyhim ra’yel
ayn(ayni), vallâhu yûeyyidu bi nasrihî men yeşâ’(yeşâu) inne fî zâlike le
ibreten li ulîl ebsâr(ebsâri).
(Bedir savaşında) çarpışan iki
fırka, sizin için bir ibret olmuştur. Bir fırka Allah'ın yolunda savaşıyor ve
diğeri kâfir olan (fırka), onları (bizzat) gözleri ile kendilerinin iki misli
görüyorlardı. Ve Allah dilediğini, kendi yardımı ile destekler. Muhakkak ki
bunda, ulûl ebsar (basîret sahipleri) için mutlaka ibret vardır.
İnsanları başarıya götüren vesileleri
Allah yaratır. Bu yüzden başarıları Allah’tan değil de kendimizden ve ya
insanlardan bilmek bir gizli şirktir.
Hastayı iyileştiren doktor veya ilaç
değildir. Onları vesile ederek şifa veren yalnız ve yalnız yaratıcımız
Allah’tır. Bu başarıyı doktordan veya ilaçtan bilmek bir gizli şirktir. Çünkü
Doktoru ve ilacı yaratan da Allah’tır.
Mesela O olmasaydı biz olmazdık demek
bir şirktir. Babamız olmasaydı biz yoktuk demek bir şirktir. Bizi yaratmayı
dilemişse başka babalardan dünyaya getirirdi….!
“ATATÜRK OLMASAYDI BİZ OLMAZDIK” !
diyenler bilsinler ki, Allah yardım etmeyi dilemişse mutlaka yarattığı bir
insanı vesile eder ve yardımını gönderirdi. “BU SÖZ AÇIK BİR ŞİRK SÖZÜDÜR.”
Çünkü ATATÜRK’ü de yaratan ve ona o görevin verilmesini takdir eden ALLAH’tır.
Lütfen konuştuklarımıza dikkat edelim.
Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım. Çünkü bizler akıl ve irade sahibi insanlar
olarak davranış biçimlerimizle cenneti veya cehennemi bu dünyada kazanırız. Ve
bu dünyada güvendiğimiz hiçbir canlı öbür dünyada bize yardım edemez. Güvendiklerimiz
de Allah’a hesap verecekler ve kendi amelleri ile baş başa kalıp
yargılanacaklardır…!
Allah Razı
Olsun.
Burhan AKSU