Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 11.06.2018
Okunma Sayısı : 1347
Yorum Sayısı : 1
Günün Yazısı

Bu Yazı 12.06.2018 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.

UYKU İLE ÖLÜM VE RÜYALAR

6/EN'AM – 60: Ve huvellezî yeteveffâkum bil leyli ve ya’lemu mâ cerahtum bin nehâri summe yeb’asukum fîhi li yukdâ ecelun musemmâ (musemmen), summe ileyhi merci’ukum summe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn (ta’melûne).

Ve geceleyin sizi vefat ettiren (uykuya sokan), gündüzleri ne kazandığınızı bilen, sonra “ecel-i müsemmanın” (belirlenmiş zamanın, ömrün) tamamlanması için gündüzün içinde sizi tekrar dirilten O'dur. Sizin dönüşünüz sonra O'nadır. Sonra, yapmış olduklarınızı size haber verecek.

 

39/ZUMER – 42: Allâhu yeteveffel enfuse hîne mevtihâ velletî lem temut fî menâmihâ, fe yumsikulletî kadâ aleyhel mevte ve yursilul uhrâ ilâ ecelin musemmâ (musemmen), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn (yetefekkerûne).

Allah, fizik vücutları ölüm anında öldürür. Ve onlar ki, uykularındadır, ölmemişlerdir, o zaman, üzerine ölüm hükmedilecek olanı (kişinin fizik vücudunu uyku halinde) tutar ve diğerini (nefsi) belirlenmiş ecele (zamana) kadar (rüyada dilediği yere) gönderir. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden kavim için elbette âyetler (ibretler) vardır.

 

Uyku bir ölüm halidir. Allah ayeti kerimede insanların her akşam uykuya dalmalarının ölümle aynı olduğunu belirtmektedir. Uykuya dalındığında da ölümde olduğu gibi nefis fizik vücudumuzu terk eder. Ölümde nefis kıyamete kadar yaşayacağı berzah alemine gider, uykudan uyandığımızda ise seyahat ettiği alemlerden dönerek tekrar vücudumuza girer. Ve hayatını yaşamak için her akşam uyumamızı bekler. Nefsin uykuda yaşadığı hayatına biz rüya diyoruz.

RÜYALAR

Bütün kainat insan için yaratılmıştır. Burada bir soru akla gelebilir. İyi de biz gidemedikten sonra nasıl bizim için yaratılmış olabilir. Böyle düşünenler büyük bir yanılgının içindedirler. Hayır hepiniz oralara, yani sonsuz uzaklıktaki kainata yayılmış olan, içinde 100 milyar yıldız bulunan 100 milyar galaksideki alemlere gittiniz, gördünüz, her tarafa gittiniz. Şimdiye kadar kaç yüz tane veya kaç bin tane gezegen dolaştınız. Hayır ben böyle bir şey yapmadım mı diyorsunuz. Yaptınız, yaptınız, ama oralara rüyalarınızda gittiniz.

           Rüyaların çok özel bir kısmı hayalden oluşur. Vücudunuzdan nefsiniz ayrılmamıştır, bir nevi hayal görmektedir, ayrılmadan görmektedir. Böyle olan insanlara uyurgezerler diyoruz. Uyurgezerlerin nefisleri vücutlarında olduğu halde uyumaları söz konusudur. Vücudun uykuya ihtiyacı olduğu için vücut uyuyacaktır. Ama uyurgezer, nefis vücuttan ayrılamadığı gecelerde fizik vücudu kullanır. O zaman bu âleme göre hayret verici ilişkiler müşahede edersiniz. Meselâ fizik vücudun içersindeki nefis, fizik vücudun gözleri hiç açılmadığı halde; kapalı gözlerle kişi resmen uykudadır ama evin içinde dolaşır. Kapıları açar, kapatır ve daha enteresanı birileriyle konuşur. Onu biraz sonra uyandırırsanız eğer, ona ne gördüğünü sorduğunuzda, gerçekten kapıda gördüğü birisi ile konuştuğunu kesin olarak tespit edersiniz. Ama o, bu âlemdeki kapıyı açtığının farkında değildir. Başka bir âlemdeki kapıyı açmış olur. Ve gelen misafiri de o kapıdan onunla konuşur. Siz oradaysanız onun sözlerini duyarsınız. Ama karşı tarafın sözlerini duymanız mümkün değildir. Çünkü o bu âlemde değildir. Ve eğer rüyasını hatırlarsa, dikkat edin mutlak söylediklerini size söyleyecektir. Göreceksiniz ki aynı sözler. Ama karşı tarafın işitmediğiniz sözlerini de ondan öğreneceksiniz.Bu uyurgezerlerin halidir.

           Uyurgezerlerde çoğu zaman nefis vücuttan ayrılmaz veya ayrılamaz. Ama vücut uyur. Uyurken de dolaşır. Tehlikeli olaylarda bile vücudun negatif bir sonuca ulaşması söz konusu değildir. Balkonun trabzanları üzerinde dolaşır kişi, ama oradan aşağı düşmez. Kapıları açar, kapatır, hiçbir yere de çarpmaz. O, belki aynı evin içinde düşünür, dolaşır ama başka bir âlemde yaşar. O evin aynı olmayan başka bir âlemi vardır. Kapılardan hangisi aynı yerdeyse onları açar kapatır, dolaşır. Bu uyurgezer, rüya görüyor, gördüğü şey bir rüya; ama fizik vücut bu âlemde olduğu için böyle bir hayatı yaşar.

           Ne zaman nefsiniz vücudunuzdan ayrılırsa, ayrıldığınız an rüyayı yaşamaya başlarsınız. Ayrıldıktan sonra mutlaka ışık duvarını aşacaksınız. Saniyede 300.000 km’den fazla hıza mutlaka ulaşacaksınız. Bu esnada bu dünyaya ait olan her şeyi unutursunuz. Yeni bir âlem açılmıştır önünüzde ve düşünce sisteminizi aklınız bu yeni âlemlere göre dizayn eder. Rüyadasınız, bugüne kadar bildiğiniz veya bilmediğiniz, kâinatın neresine isterseniz gidebilirsiniz. Bu rüyadır. Gittiğiniz yerde eğer fizik âlemdeyseniz yani fizik vücudunuzun âleminde, bu âlemdeyseniz, hayretle bakacaksınız ki; yerdeki insanlar sizi göremezler. Siz onları görürsünüz. Bu zahirî âlemin insanları onlar…

           Yani siz fizik bedeninizle olsaydınız onlar gibi olacaktınız. Siz onları görürsünüz, bütün söylediklerini işitirsiniz, aralarında gidersiniz, koşarsınız, uçarsınız hiçbir zaman göremezler. Daha ötesi var mı? Evet var. Duvarların içinden geçebilirsiniz. Denizlerin dibine dalabilirsiniz. Her şey normal standartlarda cereyan eder. Yüz tane ev yan yana olsa, her birinin bir duvarından girip diğer duvarından çıkıp bütün evlerin içini görebilirsiniz. Hiç kimse sizin kendilerini gördüğünüzün farkına varamaz.

          İşte bu rüyayı yaşadınız. Gittiğiniz herhangi bir âlemde birisi size, uykuda olan vücudunuza dokundu, uyandığınız anda nerede olursanız olun bir şey sizi şiddetle çekecek, birdenbire yükseleceksiniz ve vücudunuza geri döneceksiniz. Bunları devam ettirirseniz bir süre sonra bu olayı net olarak yaşadığınızı göreceksiniz. Hangi standartlarda olursa olsun ne tarafa doğru gidecekseniz, o istikamette çekilirsiniz ve yükselirsiniz, süratle birkaç saniyenin içerisinde ordasınız. Otomatik sistemlerle normal rüyayı yaşarken fizik vücudunuzun içine girersiniz. Ama intibak edene kadar 5-6 saniyelik bir zaman devresi geçecektir. O sırada, o 5-6 saniye içinde, konuşmak isteseniz konuşamadığınızı görürsünüz. Konuşabilmek için bütün uzuvlarınızın yerli yerine oturması lâzım. Nefsiniz de vücudunuzun aynı bir görüntünün sahibidir, aynı standartlara sahiptir. Yani bir nefis için başka bir nefis; etten kemikten yapılmış olan, fizik cesedinize eş değer bir hüviyet taşır.

           Giderken ışık duvarını aşıyorsunuz, sonsuz hızla gidiyorsunuz gideceğiniz yere. Dönerken sonsuz hızla geliyorsunuz, ışık duvarını aşıp sıfır hıza kadar düşüyorsunuz. Ve fizik vücudunuzun içine giriyorsunuz.

           Ne zaman rüyanızda şartlar fizikse meselâ bir fincanı aldığınız zaman elinizle tutabiliyorsanız, içindeki ıhlamuru, çayı veya suyu içebiliyorsanız, o zaman zahirî âlemde değilsiniz, şartlar fizik. Orada berzah âlemindesiniz. Yani sizden evvel ölenlerin nefislerinin yaşamakta olduğu âlemdesiniz. İşte bunu hiç unutmayın.

            Yakınlarınızdan birisi öldüğü zaman boşuna üzülmeyin. Onların nefsleri yaşamaya devam eder. Fizik vücutları da toprağın içinde bir süre kalır. O kişiye yarım saat veya bir saat gelen kıyâmet günü uyandığında, Allahû Tealâ tarafından uyandırıldığında: “Ne kadar ölü kaldın?” sorusuna, “Yarım saat veya biraz daha fazla, bir geceden mutlaka az bir zaman uyuya kalmışım.” gibi bir şey söyleyecektir kişiler. Kıyâmet günü herkesin söyleyeceği söz budur. Yani hayat devamlı bir vetiredir ama biz insanlara göre zaman kavramı devreye girer. Ölümümüzden kıyâmet gününün gelmesine kadar kim bilir ne kadar süre geçer. Ama kıyâmet günü, hepiniz nasıl öldüyseniz o hüviyette yeniden dirileceksiniz. Ve hatırlayacağınız şey, kendinizi sadece yarım saat veya bir saat uyumuş gibi hissetmektir. O zaman bu, hayatınızın bir devamı değil mi? Burada dünya hayatını yaşarken 6 saat, 8 saat, 4 saat uyuyorsunuz ama bu bir gerçek uyku. Orada bu kadar uzun bir zaman da geçmediğini düşünerek uyanacaksınız.

           Öyleyse fizik vücudunuzun hayatı da devamlıdır. Kıyâmet günü enerji beden haline döndürüleceksiniz. Ondan sonra da sonsuza kadar yaşayacaksınız. Ya cennette ya da cehennemde…

            Allah’a ulaşmayı dileyenlerin gideceği yer mutlaka cennettir. Ama dilemeyenlerin de cehennemden kurtulması mümkün değildir.

                       

Allah razı olsun…

Burhan AKSU

( Uyku İle Ölüm Ve Rüyalar başlıklı yazı mihrimah tarafından 11.06.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.