Parası olan, paraya tapan kişiler, çok parası olmasına rağmen o paranın gücüyle mutlu olamıyorlar... Araba, ev, seyahat, hizmetçiler… Astığı astık kestiği kestik, bir eli yağda bir eli balda yaşıyorlar. Ancak içkiyi, sarhoş olurcasına içiyorlar ve diyorlar ki, içki beni mutlu ediyor. Eroin alıyorlar, o zehrin gücüyle mutlu olduklarını söylüyorlar. Kısacası, bir nevi kendinden geçercesine, ömründen bir parçayı ölü olarak geçirmek suretiyle, o paraya kavuşmak için yaptıkları mücadele sonucunda kazandıkları depresyon ve stresi unutmak adına yaşıyorlar. Para onları mutlu etmiyor.
 
Para da puttur… Dili yok, telkin edemiyor. Dosdoğru ol diyemiyor. Para insanı hastalıktan, acıdan kurtaramıyor. Ona kalıcı heyecan veremiyor. Ona güvenebileceği ne aşk, ne de dost bulamıyor. Satın aldığı her neyse o da paranın cepten cebe dolaştığı gibi, kısa süreli, tadımlık oluyor.
 
Ancak, insanlık mutluluğu parayla bulmaya çabalıyor. Bu gücün elde tutulabilmesi için sömürüler, savaşlar yapılıyor. Öldürdüklerine sevinirken, kendi ölülerine ağlıyorlar da, bu bir çelişki olsa da… Paranın gücü, insanı lider yani Tanrı gibi bir duyguyu hissettiren, haşa, bir başka yolu da açıyor. Asla öleceğini düşünmüyor. Öleceğini düşünse de, ölümden sonra ki yaşama inanmıyor. Bu yüzden, günümü gün edeyim dercesine, çayırda otlayan hayvanlar gibi yirmi dört saat, yeme, içme, eğlenceyle meşgul oluyor. En dayanılmaz noktada, intihar etmekten de korkmuyor. Dünyanın her türlü çilesi, ıstırabını böyle bir sonla bitecek gibi görüyor. Gücün bir bedeli olduğuna inanmasına rağmen, kırdığı fındığın, günahının hesabının sorulmayacağına inanıyor.      
 
Oysa insan doğarken bile acıyla, ağlayarak dünyaya geliyor. Bu dünyada her türlü hile, oyun, kandırılma, hırsızlık, kaybetme korkusu… Kısacası mutluluğa engel çoktur.  Ancak insan yaşamak zorundadır da! Nasıl ki, yerçekimi kanunu ile doğa düzenini kurmuş, bizim de bir düzen bulup, hayatımızı yaşanılır hale getirmemiz gerekiyor. İnsan üzerinden bir başkasına yar olan güç, kimseye yar olmuyor. İnsan bencil ve nankördür. Bir başkasını söz de düşünür gibi konuşur. İnsanlar arasındaki bağda, gerçek bir sevgi ya da aşk olmadığından, bağ her zaman kopmaya müsait ve mutsuz etmeye aşikârdır.
 
Biz ne doğanın, ne de insandan gelen bağın ve gücün mutlu etmeyeceğini kabul etmeliyiz. Bizim gibi ölümlü her şey, bize nasıl bir ölümsüzlüğü vaat edecektir ki… Acımızı dindirecek, ölümü yok edecek, huzur için garanti verebilecektir ki… Her insana, yok edilemeyen imkânları eşitçe sunmak, güneşi, ayı, yağmuru, topraktan çıkanı, asumandan uçanları hizmetine sunmak, denizde bile her dalganın birbirine benzemediği dalgayı planlamak, milyarlarca canlının yaşaması için mevcut ihtiyaçlarını adaletle sunmak, insan aklının alamayacağı rahmettir. Bunu yaratan Rabbimiz, bizim de fıtratımızı bildiğinden bizim en güzel yaşamı ve mutluluğu bulabilmemiz için Kur’an öğütlerini sunmuş, nasıl yaşanacağını anlatması için peygamberler göndermiş. Eğer mutlu ve huzurlu yaşamsa erek, biz Rabbimize tabi olmalıyız sonuç olarak. İşte mutluluğun gerçek anahtarı budur.
 
İnsan bir menzile giderken, ana yolu takip eder. Tali yollara girip, nasıl bir yol olduğu bilinmeyen, nasıl bir tehlike beklediğini düşünmeden hayatını devam ettiremez. Ana yol Allah’ın sunduğu yol, tali yollar insanın uydurduğu kaçamaklarıdır. Paranın da, buna benzer her putun da Rabbi Allah’tır. Eğer her şeyi yaratan Allah’sa ve mutluluk da onun yolundaysa, neden tali yollara girip, belki de esas hedefe ulaşamayacağımız seçenekleri arar durur ömrümüzü bu yolda feda ederiz ki? Biz Allah ile savaşamayız, Biz haşa, Allah’ta olamayız. Eğer kelime ve hazine “ Mutluluk” ise, tek yolu Allah’a inanmak ve yalnızca Ona güvenmektir. Yalnızca ona kul olmaktır. Mal, mülk biriktirip, ömrünüzü boşa harcamayın. Dünyayı yaratanın istediği normlarda yaşamaya bakın. Derin nefes alın. Her işe besmeleyle başlayın iş bittikten sonra ise güzel sonucundan ötürü, Rabbimize şükredelim. Kur ’anı okudukça, Rabbimizi tanıdıkça, sürekli artan dereceli bir yükselişle mutluluk bizim olacaktır, inşallah!
 
Saffet Kuramaz  

( Sizi Mutlu Olmaya Davet Ediyorum başlıklı yazı safdeha tarafından 30.05.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.