Sesteş (söylenişleri aynı, anlamları farklı) sözcüklerin bir arada kullanılması sanatıdır.
♦ Yerine düşmeyen gelin yerine yerine eskir.
Bu cümlede ilk “yerine” sözcüğü “uygun aileye, uygun eşe” anlamında; ikinci “yerine” sözcüğü ise “söylene söylene, eleştire eleştire” anlamında kullanılmıştır. Söylenişleri aynı anlamları farklı olan bu sözcükler bir arada kullanıldığından cinas sanatı yapılmıştır.
♦ Hani Şam’dan bir şamdan getirecektin?
♦ Yanasın söyle kimden yanasın.
Beni dünyada yaktın ahirete kadar yanasın.
♦ Cinas dize sonlarında da bulunabilir. Bu durumda cinaslı kafiye ortaya çıkar.
Sahici mi elinde tuttuğun o kartal kanadı Sen tuttun acıdan benim elim kanadı.
Bu dizelerden ilkinde “kanadı” sözcüğü “kanat”; ikinci dizedeki “kanadı” sözcüğü ise “kanamak” fiiliyle ilgilidir. Sesteş olan bu sözcükler arasında cinas söz konusudur.
UYARI : Dize sonlarındaki cinaslarla, aynı anlamdaki sözün tekrarıyla oluşan redifleri karıştırmamak gerekir.
♦ Aruz uymalı söz, işte en büyük derdim. Nasılsınız diyecekken mefâilün derdim.
Bu dizelerden ilkinde söylenen “derdim” sözcüğü “dert, çile” anlamında; ikinci dizede söylenen ise “demek, söylemek” anlamında kullanılmıştır. Dolayısıyla anlamları farklı olan bu sözcüklerle cinas sanatı yapılmıştır.
♦ Sana ben gülüm derdim. Sana ben balım derdim.
Bu iki dizede de kullanılan “derdim” sözcükleri, aynı anlamda olduğundan ve dize sonlarında tekrar edildiğinden dolayı rediftir.
Birde Tunç kafiyeye kısaca bakalım
Kafiyedeki kelimelerden birinin, diğerini içinde aynen bulunması yani tekrar edilmesiyle oluşan kafiyeler tunç kafiye denir.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım
(“-aşarım“: Tunç Kafiye)
Bursa’da bir eski cami avlusu
Mermer şadırvanda şakırdayan su
(“-su“: Tunç Kafiye)
Bir eşek var idi zâif u nizâr
Yük elinden katı şikeste vü zâr
(“-zâr“: Tunç Kafiye)
Vermeye çalıştığım kısa bilgiler alıntıdır