Makale / Araştırma

Eklenme Tarihi : 22.03.2018
Okunma Sayısı : 1285
Yorum Sayısı : 1
Günün Yazısı

Bu Yazı 23.03.2018 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.

CENNET VE CEHENNEMİN KIYAMETİ

         Cennet ve cehennem hayatı bizim bilemediğimiz kadar uzun olduğu için biz ona ebedi diyoruz. Ama ezeli ve ebedi olan sadece yüce yaratıcı Allahütealâ hazretleridir. Bu nedenle cennet ve cehennemin de kıyameti vardır. Onların da tepelerinden çatlayacağı bir zaman gelecektir.  Ama cennete ve cehenneme girenler cennet ve cehennemin kıyametine kadar orada sonsuz bir zaman biriminde ebedi olarak kalacaklardır. Bu nedenle cennet ve cehennem ehli için oradan bir daha çıkış yoktur. Günahlarınız kadar yanarak oradan cennete gideceksiniz bilgisi bir safsatadır, şeytanın uydurduğu Kur’an’a uymayan bir bidattır. Tam 53 ayette Allahütealâ bunun mümkün olmadığını söylediği halde uydurma hadislerle bunu iddia edenler Allah’a karşı yalanla iftira atmakta ve insanları cehenneme doğru uygun adım peşlerinden götürmektedirler.

          Evet cennet ve cehennemin de sonsuz bir zaman sonunda kıyametinin geleceği bir gün gelecek ve cennet de, cehennem de içindekilerle birlikte enerjiye çevrilecektir. O zaman ölüm yoktur, enerjiye çevrilmek vardır. Allah ondan sonra tekrar yaratır mı onu kendisi bilir. Çünkü Allah dilediğini yapandır.

28/KASAS-88: Ve lâ ted’u meallâhi ilâhen âhar(âhara), lâ ilâhe illâ hû(hûve), kullu şey’in hâlikun illâ vecheh(vechehu), lehul hukmu ve ileyhi turceûn(turceûne).                                                                              Ve Allah ile beraber başka bir İlâh'a dua etme (ibadet etme). O'ndan başka İlâh yoktur. O'nun Zat'ı hariç her şey helâk olucudur. Hüküm O'nundur. Ve O'na döndürüleceksiniz.

          Allah'tan başka İlâh yoktur, buyruluyor. Allah'ın Zat'ının dışında her şeyin, herkesin helâk edileceği belirtilmektedir. Hüküm vermek Allah'a aittir. Bütün ruhlar Allah'ındır. Çünkü Allah tarafından üfürülmüştür. 

          Bütün ruhlar Allah'a döndürülecektir. Ruh Allah’ın zatında baki kalacaktır.

32/SECDE-9: Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).                                                                    Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.

          Secde Suresinin 7, 8 ve 9. ayetleri insanın yaratılmasıyla alâkalıdır. Bu ayetlerde Allahütealâ, önce Âdem (A.S)'ın yaratılışını, sonra ondan sonra gelecek olan nesilleri, şu dünya üzerinde vazifeli kılınmasını, Âdem (A.S)'ın nasıl sevva edildiğini (düzenlendiği) ve Âdem (A.S)'ın içine Allah'ın ruhundan nasıl üflediğini ve insanlarda da işitme, görme ve idrak etme hassalarını nasıl hassa kıldığını ifade ediyor.

55/RAHMÂN-26: Kullu men aleyhâ fân(fânin).                                                                                      Bütün kişiler (insanlar ve cinler) fanidir (yok olucudur).

          İnsanlar ve cinler fanidir, ölümlüdür. İnsanlar da cinler de doğarlar, yaşarlar ve ölürler.

55/RAHMÂN-27: Ve yebkâ vechu rabbike zûl celâli vel ikrâm(ikrâmi).                                                        Ve celâl ve ikram sahibi Rabbinin Vechi (Zatı) bâki kalacaktır.

          Allah hem celâl hem de ikram sahibidir. Celâl açısından Allah suçluya dünya üzerinde sıkını çektirerek ceza verendir. Suçludan murat sadece suç işleyen değil, Allah'ın emir ve yasaklarına uymayan herkestir. Allah, emirlerine itaat ederek Allah'a ulaşmayı dileyen herkesin mutlu ve huzurlu bir hayat geçirmesini sağlar. İşte Allah'ın en büyük ikramı insanların ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim etmelerini sağlayarak onları mutlu kılmalarıdır.

11/HÛD-107: Hâlidîne fîhâ mâ dâmetis semâvâtu vel'ardu illâ mâ şâe rabbuk(rabbuke), inne rabbeke fe'âlun limâ yurîd(yurîdu).                                                                                                     Onlar, semalar ve yeryüzü (cehennemin semaları ve arzı) durdukça orada ebedî kalanlardır (kalacaklardır). Rabbinin dilediği şey (cehennemi yok etmeyi dilemesi) hariç. Muhakkak ki senin Rabbin, dilediği şeyi yapandır.

          Cehenneme girenler (şâkîler) orada ebediyen kalacaklardır. Allah'ın dilediği şey hariç. Allah'ın dilediği şey eğer cehennemin yerini ve göğünü yok etmekse o zaman cehennem ve içindeki ve dışındaki her şey yok olacak, yani enerjiye çevrilecektir.

          Buradaki mâ: şey kelimesini, birçok Kuran’ı Kerim meali "kişi" olarak anlamlandırmıştır. Oysa ki mâ: şey demektir. Cehennemi, cehennemin göklerini ve yerlerini ifade eder. Men: kişi demektir. Cehennemdeki insanları ve cinleri ifade eder. Buradan insanların yaklaşmak istediği hedef, cehennemin sonu olması ile cehennemdeki insanların oradan cennete alınmaları ve cennette ebediyen kalmalarıdır. Oysa ki, Kur'an’ı Kerim'de 53 ayet-i kerimede "Allah'ın cennetine girenler cennette ebediyen kalırlar, Allah'ın cehennemine girenler cehennem de ebediyen kalırlar." hükmü vardır.

11/HÛD-108: Ve emmellezîne suidû fe fîl cenneti hâlidîne fîhâ mâ dâmetis semâvâtu vel ardu illâ mâ şâe rabbuk(rabbuke), atâen gayre meczûz(meczûzin).                                                       Fakat mutlu olanlar, artık cennettedir. (Cennetlerin) semaları ve arzı durdukça, Rabbinin dilediği şey (cenneti yok etmeyi dilemesi) hariç, onlar orada ebedî kalanlardır (kalacaklardır).

         Allah'ın cennetine ve cehennemine girecek olanlar, olmak üzere iki çeşit insan vardır. Allah'ın cennetine girecekler saidlerdir. Cennetlerin yerleri ve gökleri kaldığı sürece onlar orada ebediyen kalacaklardır. Allah'ın cehennemine girecek olanlar şâkîlerdir. Onlar da orada ebediyen kalacaklardır. Allahütealâ, cehennemi yok etmeyi dilerse o zaman onların da orada ebedî kalışları sona erecektir. Şartı baştan koyuyor Allahütealâ:

          "Cehennemin ve cennetin gökleri ve yeri durdukça..."

          Cennet ve cehennem hayatı kıyâmetten sonra başlar. Öyleyse bu dünyanın göklerinin ve yerinin yok olması kıyâmette gerçekleşecektir. Oysaki cennet ve cehennem hayatı kıyâmetten sonra gerçekleşecektir. Öyleyse gökler ve yerler cennetin gökleri ve yerleridir.

          Allahütealâ, Kur'an’ı Kerim'de, 53 tane ayet-i kerimede, kıyâmet günü, kaybettikleri dereceler kazandıkları derecelerden fazla olan insanların gideceği yerin cehennem olduğunu söylüyor. Cehenneme girenlerin ebediyen orada kalacaklarını ve oradan çıkmalarının hiçbir şekilde mümkün olmadığını söylüyor, Allahütealâ.

          Kur'an’ı Kerim'de Allahütealâ, cehenneme giren insanların cehennemden alınarak cennete gireceklerine dair hiçbir açıklamada bulunmamıştır. İnsanlar ve din öğreticilerinin çok büyük bir kısmı zannediyorlar ki; insanlar bir süre cehennemde kalırlar, ondan sonra Allahütealâ onları cehennemden alır, cennetine koyar. Kişilerin ne kadar günahı varsa o kadar cehennemde; ne kadar sevabı varsa o kadar da cennette kalırlar. Kur'an’ı Kerim'de böyle bir şey yok. Kur'an’ı Kerim açık ve net olarak şunu söylüyor: "Kıyâmet günü insanların mizanları tartılır. Kimin günahları sevaplarından fazlaysa onlar cehenneme konulur, ebediyen cehennemde kalırlar. Kimin sevapları günahlarından fazlaysa onlar cennete konulur, ebediyen cennette kalırlar." İşte Allah'ın kanunu budur.

          Ne kadar yanlış varsa bunların hepsini düzeltmekle görevliyiz. Öyleyse bu da en büyük yanlışlardan biridir. İnsanları "Nasıl olsa Allahütealâ beni cennetine alacak. Ben ne yaparsam yapayım gideceğim yer neticede cennet olacak. Öyleyse hiç problem yok, ben istediğim kötülükleri yaparım." fikrine götürür böyle bir yanlış akide. Ama 14 asır evvel gerçekten Kur'an'a tam uyarak 7 safhasıyla yaşanan İslâm'dan sonra insanlar İslâm dîninden çok şeyler kaybetmişler.

          Geçen zaman parçaları içinde insanlar Allah'ın kendilerine ihsan ettiği dîni geliştirecekleri, bütün güzellikleri yaşayacakları yerde, dinlerini şeytanın onlara yaptığı tesirle adım adım unutmuşlar ve öyle bir hale gelmişler ki; bugünkü din öğretisiyle hiç kimsenin Allah'ın cennetine girmesi artık mümkün değil. Ya insanlar doğruları öğrenecekler, Allah'a ulaşmayı dileyecekler ve Allah'ın cennetine girecekler veya öğrenmeyecekler, öğrendikleri din bilgisiyle, İslâm'ın beş şartıyla, amel edip ne yazık ki kurtulamayacaklar.

Sonuç:

Cehenneme giren kişi ebediyyen cehennemde kalacaktır. Oradan çıkıp cennete girmesi mümkün değildir.

 

Allah razı olsun

Burhan AKSU

 

( Cennet Ve Cehennemin Kıyameti başlıklı yazı mihrimah tarafından 22.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.