Ölümün kefenini yırttım belki de soyut bir hükümdü; dünün dirildiği, aşkın so/u/lduğu.

 

Gök gözlerinde kaygıların, buhranı yüklenen fani; edimlerinde şiirlerin kaçkın şair ve kalemle intiharı.

 

Sevip de ölen kaç kişiyiz, mirim?

 

Sevip de sevilmeden yürümeyi şerh düşmüş yine İlahi Adalete…

 

Efkârı soluyan düşlerden koptuk da geldik, meziyet bildik hitabı ve aşkı sonra da yorulduk: aşkı yordamak ne kelime hizaya girmekse hayatın taahhüdü kuruduk solan yapraktan bile efkarı fazla; soluduk aslında aşkın inhisarında bir kelama yenik düştük bir de eleme.

 

Aşkı hibe ettik.

 

Tapusu idi yüreğin her şiir.

 

Her şiir açan çiçeğin goncası.

 

Şair bildik kendimizi ve kandık, kandırdık elem yüklü göğün rahmetine sığındık sığınalı yas bürüdük, yaş aldık, yaşlandık yaşlandırdık hayatı sonra da suçladık kaderi.

 

İnfaz edildik gecenin bir vakti.

 

İkrarı ne, diye sorduk.

 

Soyunduk şehrin gazabına yenik; soyduk yüreğin hükümdarı hangi şiir ile yattık da sabaha bir öykünün koynunda uyandık.

 

Sehven yeniktik oysa. Şeklen kayık; şehveti bilenlerden kaçtık aslında biledik yüreği sonra da son bildik bazen bir noktayı evlat edindik bazen bir imleç idi esir düştüğümüz.

 

Aşkla yattık.

 

Ölü doğmuştuk.

 

Ölümü yok saydık da ölümüne sevdik.

 

Gözlerimizde dev çukurlar ve yüreklerde kor saklı şiir yüzlü adamlar aradık lakin şirret kadınlardan da çok çektik.

 

Hapı yuttuk gecenin körü. Hap kadardı her şiir.

 

Hepten uyutulduk gecenin ihbarında yine bekçiler çalıp çalıp da kaçtı. Kapımızda kim ise buyur ettik: Tanrı misafiri bildik.

 

Tanrısızdı şehir.

 

Şehirsizdi yazmadığımız son şiir.

 

Kıyama durmak, neymiş, gördük çünkü aşk soluduk; hüsran soluduk.

 

Şakıdık.

 

Şavkı olmayan yüreklerden kaçtık ne de olsa kaçırılmıştı masumiyet ve sevgi. Yine de sevdik, mirim.

 

Elyaf düşlerden alacaklıydık. Atak idik. Yansız idik.

 

Şerri kovduk. Medet umduk yarından.

 

Ser verdik sır verdik. Sev dedik, unut dedik.

 

Dendik denmedik her şeyi meze yaptık şiire.

 

Şair doğmadık ki, mirim.

 

Şair değildik sadece şiar edindik sadece aşkı ve hüsranı.

 

Gittik bir kez. Dönemedik.

 

Döndük bazen. Ama eski biz değildik.

 

Yürek, dedik: demez olaydık.

 

Sulh dedik, yanıldık.

 

Mimledik göğü. Mil çektik gözlerine hazanın ve yapraklar kurudu, biz kuruduk. Şiirler kurumadı sadece.

 

Kurduk da kurduk.

 

Saat dışında her şeyi kurduk. Kurduyduk hayatın ve kuzularımızı çaldı hayat. Biz kuzuyduk bir zamanlar. Zamanla değiştik. Değişmez olaydık.

 

Aşkı heba edenlerin aşkı idi göğe çıkan. Nedametin esiri idi iflah olmayan bir de çöpsüz üzüm misali lav edildik zahir yalandı.

 

Zinhar gölgeydi.

 

Zimmetimize geçirdik dünü de yarını da. An’ı unuttuk. Ansızdık.

 

Yarını devirdik bu günden. Yarım aylardan göğe salıncaklar yaptık yine şiiri basamak bilip, gönlü utku, hazanı ev, hüsranı çatı, aşkı emel bildik. Aşksızlık öldürdü bizi.

 

Şaha kalkan altın dizeleri gemleyemedik bir türlü. Nefse hükmettik de kaleme asla.

 

Son bildik bileli başa döndük. Baş bildik bileli sonunu getiremedik.

 

Şahidimiz idi Yaradan ve sığınağımız ve yüreğimizi koyduğumuz kadar sarıldık göğe ve rahmetini içtik daha da efkârlandık.

 

Kuytularda nice fısıltı. Fısıltılarda nice nifak. Nifaktan çektik ve insanlığımızı yitirdik yine de diledik. Umudu serdik göğe. Çapımızda boyutsuzluk fink attı belki de dairelerin kayıp merkezi idik her birimiz. Aslında tektik yine de çoğalmayı diledik. Çoğaldık. Azalmak istedik.

 

Azımsandık.

 

Azdık zamanla.

 

Şer düştü yere. Sur üflendi ansızın.

 

Serleri sevdik, sırları gizledik, biz hep gizlendik.

 

Sustuk.

 

Şiir konuştu.

 

Şiir sustu.

 

Şairi gömdük.

 

Yaşamak neydi ki?

 

Yaşadık yaşayalı yol bildik iz bildik sevgiyi ama surlara gömdük şiirleri bizler de dibine şiirlerin aslında dipsiz kuyularda ördüğümüz yalanlara tutunduk ve adına şiir dedik.

 

Şiir idi yalanlar söyleyen.

 

Bizler idik inanan.

 

Şair yalancının biriydi ne de olsa.

 

Yine de sevdik: şiiri de şairi de.

 

 

21 Mart Dünya Şiir Günü kutlu olsun.


( 21. Mart Dünya Şiir Günü Şiiri De Sevdik Şairi De başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 21.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.