Hep düşünmüşümdür, Erkekler Günü diye bir gün niye yok da Kadınlar Günü var
diye. Kadınlar biyolojik olarak, vücut yapısı olarak erkeklerden daha zayıf
olduğu için, böyle bir günü erkekler kadınlara uygun görmüş olabilir. Sesli
düşünüyorum sadece. Belki de Kadınlar Günü erkeklerce, sene de bir gün de olsa
kadınlarımızı hatırlamak, onore etmek için ortaya çıkartılmış bir gün. Tabi ki
kapitalizmin de çarkları dönecek aynı zamanda, tıpkı Sevgililer Gününde,
Babalar Gününde, Anneler Gününde olduğu gibi...
Her zaman el üstünde tutulması gereken bir varlıkken, bilinçsiz, duyarsız, hoş
görüsüz, kaba saba erkekler tarafından sürekli hor görülmüş, sürekli
aşağılanmaya çalışılmış, çocuk makinesi olarak görülmüş bir varlığın adı kadın.
Oysa ki o erkekleri de dünyaya getiren bir ana, bir kadın en nihayetinde...
Neden ayırım yapıyoruz ki? Ne kazandırıyor bize, kadınlara ayrımcılık yapmak?
Bir çoğunuz okumuş araştırmışsınızdır. İslamiyet'den önce Orta Asya'da ki Türk
Topluluklarında da kadının saygın ve önemli bir yeri vardır. Savaşlara katılır,
kurultayda alınan kararlara onay verir zaman zaman... Hatta Kağanlar ''Ben
Han'ım bu da benim Han'ım.'' diyerek kadını yüceltmişlerdir... Hanım
kelimesinin de oradan geldiği rivayet edilir...
Dünya bir dişi ile bir erkeğin birlikteliği ile anlam kazanıyor her zaman. Tek
başına erkek de bir işe yaramıyor, tek başına bir kadın da... Narindir,
incedir, duygusaldır erkekten daha fazla, çabuk kırılır kadın; onun için özen
ile davranmak, güzellik ile gönlüne girmeye çalışmak lazımdır kadınların... Bir
kadın isyankar ise, bir kadın sert davranıyorsa insanlara, bir kadın kötü yola
düştüyse, mutlaka bunda duygusuz, ruhsuz, kadınları kaale almayan erkeklerin
büyük payı vardır...
Kadınlara karşı yaptığımız ayrımcılık atasözlerimize bile yansımıştır. Bakar
mısınız şu atasözlerinde ki ayırımcılığa ''Kadın'ın sırtından sopayı karnından
sıpayı eksik etmeyeceksin.'' Niye dövelim kadınları? Hem de çocuk makinesi mi
kadınlar? Değil, asla da olmamalı... Al bir tane daha ''Kızını dövmeyen dizini
döver.'' Yüz kızartıcı bir suç mu işledi de sopayla yola getirmeye
çalışıyorsun? İnsan, elinin altında ki hayvanlara bile kötü davranamıyor,
vuramıyor, kaldı ki kız çocuğuna vurmak ne demek? İşte bir tane daha ''Oğlan
doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün.'' Ayrımcılığın daniskası bu söz de...
Çoğu zaman da düşüp bir taraflarını yaralayan çocuklara da ''Karı gibi ağlama''
derler. Yine buna benzer ''Erkek sözü vermek.'' deyimi var. Bir kadın söz
verdiği zaman, sözünde durmuyor mu sanki? Önemli olan verilen sözün zamanında
yerine getirilmesi değil mi? Ama bir de şunu söylerler ''Her başarılı erkeğin
arkasında bir kadın vardır.'' derler... Demek ki erkek ailesinde eşi ile
çocukları ile mutluysa, onların desteği hiç eksilmiyor ise, erkek o desteği hep
hissediyorsa başarılar da peş peşe geliyor demektir erkek için...
Hamasi nutuklar, günün önemi ile ilgili bir sürü etkinlik düzenlenecek yine 8
Mart Günü... Bir şekilde konuşmalarla, demeçler ile kadınlarımız onore edilmeye
çalışılacak. Ama bence yapılacak en önemli olgu burada erkeklerimizi de
eğitmeye çalışmak ve o konuda bir şeyler yapmak olmalıdır... Daha yol alınacak
çok mesafe var. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'de ''Milletimiz
güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın
her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen
sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından
geçeceklerdir.'' diyerek, kadınlara ve onların toplumda erkekler ile eşit
seviyeye gelmesine ne kadar önem verdiğini göstermiştir. Konuşulanların ve
kadınlara verilen vaatlerin lafta kalmaması, sürat ile hayata geçirilmesi
toplumu da rahatlatacak, hem ekonomik hem de sosyal olarak da saygın bir toplum
seviyesine yükseltecektir... Kutlu olsun tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü...