İçinin ikramlarında şehrin,

Büyük ölçekli yangınlarında

Unutulmuş semtlerin

Belki de aşk pazarı iksirinde bilinmezin.

Görünmeze dair kanaat

Azımsanmayacak hüzün yüklü kelam

Ve geniş mezhepli yalanlarında

Kaçkın şehir gezginlerinin…

 

Büyümeye dair madem inancımız,

Son gaz tetiklenen hüzün,

Karamel renkli şarkılardan alıp da nasibimizi

İçimizi çöreklenen acılardan

Derlediğimiz masallara biz

Bile inanırken safça…

 

Teyakkuzda şehir ve şiir,

Yalın aktarımında gökten inen umut;

Sarı benizli yorgunluğun da ilahı adeta

Eşlik eden huzurdan

Çalıntı bir imge olmak adına

Bandıkça ömrü geçmişe,

Bayat ekmek tadı adeta

Yüz görümü mutluluğun izini sürdükçe

Ve çetrefilli azaplara düştükçe yolumuz…

 

Bir kıtadan bir denize;

Bir yürekten düşen dehlize

İnce uçlu bir acı

Yine şaibeli ömrün siluetini

Çizdiğimiz sakil günce.

 

İri cüsseli adamlardan korkup da saklandığımız

Hatta yurdumuz, evimiz, bucağımız

Yine gönül perdesi açık

Sonuna kadar yalnızlığın da tınısı

Haylice yüklü hatta dünden hazır.

 

Demem o ki;

Sen, şair

Belki de emrine amade şu kalemden

Payıma düşen

Ne ise sorguladığın

Al benden de o kadar

Hele ki ömrün tefrikasına biat

Üç beş cümleden doğan rahmeti

Boca ettikçe yüreğe

Kısık ateşte pişen bir şiir yazmaktan

Gayri ne gelir ki elimden,

Demenin bile meramına

Duyulmaz mı şükür?

 

 

( Teyakkuzda Şehir Ve Şiir... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 19.02.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.