EN HAYIRLINIZ
KURANI ÖĞRENEN VE ÖĞRETENDİR.
2/BAKARA-151: Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ
ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû
ta’lemûn(ta’lemûne).
Nitekim size,
aranızda (görev yapmak üzere), sizden (kendinizden) bir Resûl (Peygamber)
gönderdik ki, âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açıklasın) ve sizi
(nefsinizi)tezkiye (ve tasfiye) etsin, size Kitap'ı(Kurânı Kerim'i) ve hikmeti
öğretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediğiniz şeyleri öğretsin..
KURAN
ALLAH’TAN ÖĞRENİLİR
75/KIYÂME-16: Lâ tuharrik bihî lisâneke li ta’cele bihî.
O'na
(Kur'ân-ı Kerim'i ezberlemeye), acele ederek, O'nunla (Cebrail (A.S) ile
beraber) dilini hareket ettirme.
75/KIYÂME-17: İnne aleynâ cem’ahu ve kur’ânehu.
Muhakkak ki
O'nun toplanması ve okunması Bize aittir.
KURANI
ALLAHTAN ÖĞRENEN VE ÖĞRETENLER ASALETEN DEVRİN İMAMLARI NEBİ RESULLERDİR.
21/ENBİYÂ-73: Ve cealnâhum eimmeten yehdûne bi emrinâ ve evhaynâ
ileyhim fi’lel hayrâti ve ikâmes salâti ve îtâez zekâh(zekâti), ve kânû lenâ
âbidîn(âbidîne).
Ve onları,
emrimizle hidayete erdiren (ölmeden önce ruhları Allah'a ulaştıran) imamlar
kıldık. Ve onlara, hayırlar işlemeyi, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik.
Ve onlar, Bize kul oldular.
VEKALETEN
DEVRİN İMAMLARI VELİ RESULLERDİR.
32/SECDE-24: Ve cealnâ minhum eimmeten yehdûne bi emrinâ lemmâ saberû
ve kânû bi âyâtinâ yûkınûn(yûkınûne).
Ve onlardan,
emrimizle hidayete erdiren imamlar kıldık ve sabır sahibi oldukları ve âyetlerimize
(Hakk'ul yakîn seviyesinde) yakîn hasıl etmiş oldukları için.
CENNETE
ÇAĞIRAN İMAMLAR.
17/İSRÂ-71: Yevme ned’û kulle unâsin bi imâmihim, fe men ûtiye kitâbehû
bi yemînihî fe ulâike yakreûne kitâbehum ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen).
O gün bütün
insanları, (Allah'ın tayin ettiği) imamları ile çağırırız. O zaman kitabı
sağdan verilen kimseler, böylece kitaplarını okurlar. Ve (onlara) zerre kadar
zulmedilmez (haksızlığa uğratılmaz).
CEHENNEME
ÇAĞIRAN İMAMLAR.
28/KASAS-41: Ve cealnâhum eimmeten yed’ûne ilen nâr(nârı), ve yevmel
kıyâmeti lâ yunsarûn(yunsarûne).
Ve Biz,
onları ateşe davet eden imamlar (önderler) kıldık. Ve kıyâmet günü onlara
yardım olunmaz.
NEBİ, RESUL
VE NEZİR SIRATI MÜSTAKİME ULAŞTIRIR.
Sıratı
müstakim üzeresin;
36/YÂSÎN-4: Alâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).
Sıratı
Mustakîm üzerinde(sin).
Sıratı müstakime
davet ediyorsun;
23/MU'MİNÛN-73: Ve inneke le ted’ûhum ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
Ve muhakkak
ki; sen, mutlaka onları Sıratı Mustakîm'e davet ediyorsun.
Sıratı
müstakime ulaştırıyorsun;
42/ŞÛRÂ-52: Ve kezâlike evhaynâ ileyke rûhan min emrinâ, mâ kunte tedrî
mel kitâbu ve lel îmânu ve lâkin cealnâhu nûren nehdî bihî men neşâu min
ibâdinâ, ve inneke le tehdî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).
Ve işte
böylece sana emrimizden bir ruh (Kur'ân-ı Kerim) vahyettik. Ve sen, kitap nedir
ve îmân nedir bilmiyordun. Ve lâkin O'nu “nur” kıldık. Kullarımızdan
dilediğimizi O'nunla hidayete erdiririz. Ve muhakkak ki sen, mutlaka Sıratı
Mustakîm'e hidayet ediyorsun (ulaştırıyorsun).
Allah razı
olsun,
Burhan AKSU