Bundan yıllar önce 2000 yılı olsa gerek TRT Radyo 1 de bir profesör konuşuyordu. Konu şimdi bizim muzdarip olduğumuz hayvancılıktı.  İsmini hatırlayamayacağım değerli konuşmacı şöyle bir cümle kullanmıştı. ( Hayvancılık yapan insanların ayağına kundurayı giydirirseniz bir daha geri döndüremezsiniz.) Gerçektende öyle odlu mu?

 

Şimdi sayın bakanımız Ahmet Fakıbaba’nın gerçekten bu konuyu çözmek için çaba harcadığını görüyorum. Nerede ne hatası yaptık neden buralara geldik konusuna girmeyeceğim. Gerçekten biz üreten çiftçiye sahip olmak istiyorsak gerçekçi bir yol izlemeliyiz.

 

Sayın bakanımın ileri sürdüğü 300 koyun + maaş karşılığında tarla ipoteği konusunu bir irdeleyelim. Güneydoğu Anadolu yada İç Anadolu’da Uçsuz bucaksız arazilere sahip olan insanlar var. Hatta şu tarla desteklemesini alıp o tarlada hiç üretim yapmayıp … o başka bir yazının konusu diyelim konumuza dönelim. Arazi zengini insanların olduğu yerlerdir. Eğer Antalya’nın,  Isparta’nın yada Ordunun orman köylerine gidecek olursanız dağın dibinde yada başında bir köy. Bir ucundan öbür ucuna taş atsan ulaşacak üç beş parça tarla hepsi budur. Bu insanlar istese de ipotek edecek bir şeyleri yok. Hatta olanını da arazi küçülmesin diye şimdi böldürmüyorsunuz. Hâlâ Tarla ve bahçeler bölünememiş durumda. Yani vatandaşın hiçbir şeyi yok görünüyor. Bu insanlar doğal olarak başvuramayacaklar.

 

Bu iş için başvurmak isteyenler kim? Daha önce bir koyun desteği verilmiş ve o zaman hevesli olup yola çıkıp üç gün sonra vazgeçen kesim yine hevesli. Biraz parası olan yada memurluktan emekli olunca bir şeyler yapayım düşüncesi olanlar. Bunlar yapsa ne çıkar? Dediğinizi duyar gibiyim. Desteği alıp birde çoban tutup önüne katıp kenara çekilecek, baktı zarara gidiyor satıp kurtulacak. Benim emekli param bana yeter diyecek. Peki, asıl işi yapan çoban ne olacak?  Yahut arazi ağası biri alacak yine bir çoban veya bunu alamayacak birine devredecek sen yap ben ortağım sana diyecek. Biraz yapacak baktı o çalışacak el kazanacak bırakıp göçüp gidecek.

 

Hayvancılık o kadar ilginç bir alandır ki gerçekten yapmak isteyerek yap on koyun veya beş inekten bir sürü meydana getirirsin. Devletimizin el atması gereken bir hususta şudur. Girdi fiyatları ve ürününü değerinde satamayıp bazen dolandırılmaktır.

 

 

Peki, neden hayvancılık yapan çiftçilik yapan azaldı? İşte kimsenin anlamadığı veya anlamak istemediği nokta buradadır.  Önce zorluğu olan bir iş olduğunu söyleyelim. Kimse o kirli elbiseyi giymek istemiyor. Yani değerli hocamızın sözü kulaklarımda (…kundura…)  çınlıyor. Önce hayvancılık yapmaya kızlarımızı ikna etmeliyiz. Şimdi köyde duran bir kız köyde duran bir delikanlıya eğer şehre gidip orada bir iş bulacaksan seninle evlenirim diyor. O delikanlı üç kuruşta olsa beş kuruşta olsa bir maaşla şehre taşınmak zorunda.

 

Bizim herkesi okutup şehre taşımamız birinci yanlıştı. Ülke çapında herkesi eşit bir eğitime tabi tutarsın. Sonra eşit bir sınavdan en zeki gençlere yüksek eğitim okuma hakkı verirsin.  Hatta olmadı Hollanda’nın yaptığı gibi IQ testine bile tabi tutacaksın. Kalan kesim üretim yapacak. Çiftçilik hayvancılık her ne varsa onu yapacak.  Köydeki zeki gençler elbette şehre gidip bu ülkenin kalkınmasına Doktor, Mühendis, Bilim insanı … katılması gerekiyor. Geri kalanını köyünde tutabilmeliyiz.

 

Şimdi gelelim çözüme. Üç yüz koyun vermek kır elli inek hibe etmek sorunu çözmeyecek. Kaldı ki bu destek isteyen herkese de çıkmıyor. Bir ilçede birkaç kişiye çıkıyor o da bir yerlere yakın olma ile ilgili ve alakalı. Birincisi biz kimseyi birilerinin seçimine bırakmadan hatta kim olduğunu tanımadan internet üzerinden bir başvuru ile yaparsak adaletli bir seçim yapmış oluruz.  En can alıcı nokta ise hayvancılığı yapmaya kızlarımızı ikna etmek. Biz ataerkil gibi görünsek de, bizde kadın ne derse o olur. Bu konu üzerine gidilip kızlar arasında iyi bir araştırma yaparak ne isterler ne olursa köyde hayvancılık ve çiftçilik yaparlar onu bilmeliyiz.

 

Örnek köyde hayvancılığa başlayıp on koyunla veya beş inekle başlayan kıza kadına beş yüz lira aylık verelim. Koyunu, ineği alıp başlayana hemen bir bağkur pirimi yatır şartı koşmamalıyız.  Şimdi iki ineğin oldu gel seni sgk … yapalım. Emekli olmak için o evde bir kişi bir sgk pirimi yatırır zaten. Üç beş hayvanla köye bağladığımız insan bir zaman sonra daha fazla yapıp daha fazla kazanmak için çaba harcayacaktır. Çaba harcamıyor hâlâ üç beş hayvanla devam ederse onun aylığını kesecek olursak su istihsaller olmayacaktır.

 

Bir şeyde başarı bekliyorsan, o alanda önce kadınlardan başlamalısınız. 

Bizim köylerimiz boşalırken şehre yığılan niteliksiz insan topluluğu beni korkutuyor.

( Kime Çiftçilik Kime Hayvancılık Yaptırabiliriz başlıklı yazı mehmetgarip tarafından 13.02.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.