1
TÜRKİYE’NİN SAVAŞLA İMTİHANI
Türkiye’nin terör örgütlerini temizlemek amacıyla Afrin’e
müdahalesi, bazı şer gücü ittifaklarının ortaya çıkmasını sağladı.
Görüyorsunuz ABD’den Fransa’ya, Almanya’dan
İngiltere’ye, Rusya’dan İsrail’e kadar, hepsi karşımızda yer alıverdi. Güya
hepsi de terörizme ve teröre karşı.
Bunların içinde sadece Rusya’yla İdlip ve Afrin’le
ilgili sınırlı bir mutabakat sağlanabildi, hepsi o kadar. O da canı
sıkıldığında hava sahasını kapatıyorum diyor, kapatıyor, açıyorum diyor açıyor.
Sanki Suriye kendi topraklarıymış gibi.
İşin en tehlikeli olanı ise, ABD ve Rusya’nın, arka
planda Türkiye’nin aleyhine bazı tasarruflarda bulunabilme ihtimalidir.
AB ve İsrail’in ise, Türkiye’nin başına büyük çoraplar
örmek için sinsi ve tehlikeli bazı girişimlerde bulunmaları da çok büyük bir
ihtimal dâhilindedir.
Bölgemizdeki yangının daha da büyütülmesi, Türkiye’nin
topyekûn bir savaşın içine çekilmesi de bunlardan biridir. Buna da hazırlıklı
olmak gerekir. Adeta Türkiye savaşla imtihan ediliyor.
Defalarca yazdık. Bölgemizde savaş çıkaranların
bölgelerine savaşı taşımadıkça, bölgemize huzur vermeyeceklerdir.
Rusya’yla Türkiye’nin İdlip ve Afrin konusunda kısmi
olarak anlaştığı görünse de, Rusya’ya hiçbir zaman güvenilmeyeceği
unutulmamalıdır. Bunun dışında Rusya’yla, sınırlarımız boyunca bazı bölgelerde her
an karşı karşıya gelinmesi de sürpriz olmaz.
Çünkü atalarımızın Rusya’yla ilgili tarihte şöyle bir
tespiti vardır. “Ruslarla yapılan
anlaşmalar, anlaşma belgelerinin yere düşmesine ya da düşürülmesine kadardır”
demişlerdir. Onun için çok dikkatli olmak gerekir. İstedikleri anda, yapılan mutabakat
veya anlaşmaların belgelerini yere düşürebilirler.
Rus lider Putin uçak krizinden
sonra; “Sonuçları çok ciddi olacak” demişti.
Yine bir Rus gazetesi şöyle yazmıştı. “Türkiye
Rusya’yı sırtından vurdu. Rusya bu işi sonuçsuz bırakmayacak.”(Vedomosti
gazetesi).
Bazı Rus yetkililerin ise, “uygun zamanda ve bizim uygun gördüğümüz biçimde gerekli cevap
verilecektir” manasına gelen sözlerinin akıldan çıkarılmaması gerekir.
Türkiye’ye karşı,
ABD, AB ve İsrail’in her an çok tehlikeli adımlar atabilecekleri de
gözden uzak tutulmamalıdır. Hatta Afrin’de DEAŞ’a benzer batı destekli, batı katılımlı
ve batı kontrollü bir terör yapılanmasıyla bile karşı karşıya kalınabilir.
Adı geçen ülkelerle Türkiye’nin çıkarları, bölgemizde
ve hatta dünyada tarih boyunca hiçbir şekilde uyuşmamıştır.
Çünkü bu ülkeler sömürgeci ve emperyalist ülkelerdir. Bunlar
aç gözlüdür. Dinleri imanları paradır, menfaattir. Çıkarları için
yapamayacakları saldırı, eylem ve tuzak yoktur. Ne dostluklarına, ne sözlerine
ne de müttefikliklerine güvenilir. Yaşadığımız bu günlerde bunları daha iyi anlamış
olmalıyız.
ABD’nin PKK/PYD terör örgütlerine açıktan verdiği desteği
görüyorsunuz. Bu pozisyon ne müttefikliğe, ne dostluğa, ne de ciddi bir devlet
görüntüsüne yakışıyor.
Onun için ABD derhal TBMM de alınacak bir kararla
teröre destek veren ülkeler listesine alınmalıdır. Gecikilirse, ABD kongresinde
aynı şeyi Türkiye’ye karşı yaparlarsa şaşırmayın.
Onun için her
alanda, özellikle silah teknolojisi ve sanayisi alanında, kendi göbeğinizi
kendinizin kesebileceği bir seviyeye acilen gelinmek zorundadır. Kurt’un
boynunun kalın olması misali.
En kısa zamanda en az on bin kilometre menzilli balistik
füzeleri ve de nükleer denemeleri gerçekleştirmekten başka çare yoktur. Eğer
bunu küçük ve fakir bir ülke olan Kuzey Kore gerçekleştirebiliyorsa, hiçbir güç
de bunu engelleyemiyorsa, Türkiye bunu niye gerçekleştiremesin.
Aksi takdirde ebedi vatanımız olan Anadolu’da, Türk
milletine huzur vermeyeceklerdir, vermiyorlar da.
Sözün özü, Türkiye’nin birliğini güçlendirmekten, zenginleşmekten
ve her alanda güçlü olmaktan başka çaresi yoktur.