Edebiyat
dünyası sanalda haddi aştı
Edep kökünden
geldi lâkin mecradan taştı
Aklı selîm
olanlar şaştı gerçekten şaştı
Bu kadar
kargaşaya nedir bahane diye.
Birbirine
dost diye kapı açıp önceden
Bozuşunca
ardından sözler seçip günceden
Kimisi
hayalinden kimi art düşünceden
Hatırlanan
sözlerle dedi kodu ne diye?
Birbirinin
sözüne güya arka çıkarlar
Muhalif
olanlara hain diye bakarlar
Gün gelir
birbirinden gına gelir, bıkarlar
Bir de damga
vururlar zararlı süne diye.
Düşmanlık mı,
dostluk mu; bunun adı, hangisi?
Biri söver
ardından sözü alır kankisi
Teraneyi basarlar
fitne fücur yankısı
Mıncıklayıp dururlar
sancılı akne diye.
Aslında sırt
sırtalar sırt verene güvenmez
Şekvadalar
her daim yekdiğerin beğenmez
Yelken kürek
davranır tedbire hiç değinmez
Sonra feryat ederler
batıyor tekne diye.
Manasını
bilmeden birkaç kafiye bulan
Sözlerden
çorba yapar, çeşnisi yalan dolan
Biraz hüzün,
biraz aşk, biraz da filan falan
Sınırsız övgü
alır özgün, şahane diye.
Söyleneni anlamaz,
anlar tersine çeker
Böylesi
anlayışla nasıl dönsün bu teker
Biraz âkil
olsalar imrenir balla şeker
Dinlenirdi
sohbetler günlük abone diye.
Kart horozlar
sahada dolanırlar pervasız
Kanatları
yolunmuş telekleri havasız
Dert üstüne
dert binmiş hem de müzmin, devasız
Kalemini
elinde tutar avene diye.
Telli duvak
görmemiş hayali var beşikte
Bir ayağı
çukurda biri bekler eşikte
Hayalleri
dipdiri umudu var âşıkta
Davetini
tekrarlar bir daha dene diye.
Daha söze
başlarken ağır başlı es-selâm
Diyerek gelenlere
yakışırken has kelâm
Manadaki
mecaza kıvam verirken kalem
Halîm selim
şaire baktık divane diye.
-muhacir bozkurt-
Mustafa KÜTÜKCÜ
11.02.2018 – DENİZLİ.