Bazen söze nerden başlayacağımı kestiremiyorum. Düşünüyorum, bir giriş yapıyorum, yazım bir bakmışsın farklı bir konuya doğru yol almış gidiyor. Sanırım anlatacağım o kadar çok şey var ki birkaç satıra sığdıramıyorum. Yirmi sekiz yıl öncesinden, lise yıllarından bir dostu, Öznur’u buldum. Bu kadar uzun bir zaman diliminde ne çok yaşanmışlık vardı. Birer genç kızken şimdi yolun yarısına gelmiş iki olgun kadın olarak ilk defa bir araya gelecektik.

Heyecanla randevulaştık ve biliyorum ki o da benim gibi sabırsızlıkla saatin hızla ilerlemesini, kavuşacağımız anın gelmesini bekliyordu. Buluştuğumuzda birbirimize anlatacağımız o kadar çok şey vardı ki kısıtlı ayırdığımız zamanımız yetmezdi. “Olsun, biz bir başlangıç yapalım da gerisi kendiliğinden gelir” diyordum içimden. Özenle hazırlanıyorum, içim içime sığmıyor adeta. Eşiyle birlikte beni evimden alacaklar, telefon çalıyor ve koşuyorum. Sokakta sıcak ve içten duygularla, zaman hiç ilerlememişçesine, biz hiç ayrılmamışçasına, hiç değişmemişçesine öyle kucaklaşıyoruz ki...

Yakınlarda bulunan bir çay bahçesine gidiyoruz. Çok hatırnaz ve anlayışlı olan eşi bizi yalnız bırakıyor ve müsaade isteyip gidiyor. Hızla bir masa seçip oturuyoruz, çaylarımızı yudumlarken heyecanla anlatıp konuşuyoruz. Gelirken yanında okul yıllarına ait bir fotoğraf albümüyle gelmiş. Yeri geliyor gülüyoruz, yeri geliyor hüzünleniyoruz, hasret kaldığımız diğer sınıf arkadaşlarımız hakkında konuşup onların da kulaklarını çınlatıyoruz. Ara ara susuyoruz, birbirimize bakıyoruz. Gözler kalbin aynasıdır derler ya şimdi daha iyi anlıyorum. Dilimizin anlatamadıklarını anlatıyor, o derin manalı gözleri bir anda gölgeleniyor, umutlarının, acılarının ve hayal kırıklıklarının izlerini görüyorum. Bir anda bir ışık yanıyor, her şeye rağmen savaşçı ruhu çıkıyor karşıma, hatta o çocuk ruhunu buluyorum o güzel gözlerinde.

Bunca geçen zorlu yıllara rağmen hâlâ güveniyoruz birbirimize, inanıyoruz saf gençlik yıllarındaki bize. Hatta yine bir fotoğraf karesinde el ele gülerek poz veriyoruz, arkamda iki tane fazladan kulağım olabileceği düşüncesine kapılıyorum elimde olmadan, sanırım içimdeki çocuk böyle hissetti.

Her kavuşmanın sonunda vedalar vardır. Yeniden buluşmak dileğiyle Öznur, yeniden buluşmak üzere tüm özlem duyduğumuz lise arkadaşlarım, sizleri hiç unutmadım.

H.Çiğdem Deniz.
( Manalı Gözler başlıklı yazı çitlembik tarafından 31.01.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.