1 Duygular Üzerine Kelâm-ı Kibar Deyişler
** Haset ve kin kalbe yüktür, ruha eziyettir.

.** Tembelliğin bin bir çeşit mazereti vardır.

** İnat, sert bir kayadır. Bu kayayı parçalayacak balyozu bulmak ise oldukça zordur.

** Alışkanlıklarımız, gönüllü esaretimizdir.

** Nimet şükür gerektirir; şükür de nimeti getirir.

** Büyüklerin yanında küçüklerin komplekse kapılması, küçüklerin yanında büyüklerin havalara girmesinden midir?

** Sesini dinlemek için kafes içinde bülbül alanlar, bari kafes içine bir de gül saksısı koysaydınız!

** Sen mi duyuramadın, o mu duymak istemedi?

** Umut, düşüncelerimizdeki çiçeklerin can suyudur.

** Bir hazine sandığının içine çöp koy, bir çöp torbasını da altınla doldur ve bin kişiden bunların içinde ne olduğunu tahmin etmelerini iste. Bir tane bile doğru tahmin eden çıkmayacaktır. İşte o nedenle “Zarfa değil, mazrufa bak!” yani “Dış görünüşe değil karaktere, iç görünüşe, kişiliğe önem ver.” denmiştir.

** Yaygaracı esnafın malı, ya bozuktur ya da kazıktır.

** Sükût et ki bütün güzel sesleri duyabilesin, bütün güzel şeyleri görebilesin.

** Zehirli sözlerin panzehirini aradım durdum yıllarca. Bulabildim mi? Ne gezer? Ama gene de aramaya devam!

** Dağları yıkmayı istemekten vazgeç, git bir kulübe yap ve geri kalan ömrünü her türlü mücadeleden uzak geçir.

** Biraz sonra lezzetli bir yemek olacağı, kurtlar sofrasındaki tavşanın aklına bile gelmez.

** Tutku esarettir, ancak bazen esir olmak da ister insan…

** İhtiyaçlarınızın listesini iyi yapın. Çünkü o listedekiler, ileride muhtemelen sahip olacaklarınızdır.

** Güneş, ışığını; dere, suyunu verirken ayrım yapmaz. Güneş olmak çok mu zor? Öyleyse dere ol.

** Seni tamamlayan varsa, bu senin de onu tamamladığını göstermez.

** Tahammül edemediğini düşündüğün olay ve kişilere, bir kez daha tahammül etmeyi denesen!

** Alçak gönüllülükte de ölçülü ol; eğer aşırıya kaçarsan, bazıları sana hak ettiğinden daha az değer verebilir.

** Beni ben olarak kabul etmeyenden uzaklaşırım, beni değiştirmek isteyene kızarım.

** Seyircilerini memnun edemeyen palyaçolara tavsiyem: Budala rolü yapınız. Çünkü her budalaya gülen biri mutlaka vardır.

** Şöhret, bir anda ortalığı aydınlatıp aniden kaybolan bir ışık gibidir.

** Dalkavuk, yağ çanağını dilinin altında saklar.

** Yüreğin boşsa, elin kolun dolu olsa ne fayda?

** Alkışla gelenlerin çoğu, alkışla gitmemiştir.

** Külfet olarak gördüklerin, belki de nimettir.

** Bazen kendini kaybet ki bulduğunda sevinesin.

** Zarf o kadar güzeldi ki, bakakaldı. Hâlâ bakıyor. Zarfı açıp da içindekine bakmak, aklına bile gelmiyor.

** Gösterişi sevenler, gösterişsiz olduklarını düşünenlerdir.

** Başkalarının seni kıskanmalarına yol açacak davranışlardan kaçınırsan, düşmanlarının sayısını da artırmamış olursun.

** Tarlaya baskı tohumu ektiysen, bir gün mutlaka isyan meyvelerini toplarsın.

** İhtiras, insan trenin lokomotifidir. Trenin gitmesi için lokomotife ihtiyaç vardır, ama lokomotif çok süratliyse trenin raydan çıkıp devrilmesi de söz konusudur.

** Nerede olduğunu ve ne olduğunu bil! Yüksekte misin, alçakta mı? İnsan mısın yoksa başka bir şey misin?

** Nefsinin her an sana karşı saldırıya geçebileceğini bil ve ona göre hazırlıklı ol.

** Kıskançlık tüketir; kıskananı.

** Başkalarında kusur olan, sende niçin meziyet olsun?

** İlgilendiklerim, ilgilenmediklerimden daha azdır.

** Nefis, pazarda köle arayan bir efendi gibidir. Gözüne kestirdiğini de genellikle alır.

** Denedin ve gerçeği kendine uyduramadığını gördün değil mi? Öyleyse kendini gerçeğe uydurmaya çalışmalısın.

** Gözlerini konuşturanın, dili ile anlatmaya ihtiyacı yoktur.

** Gülmek için bahane yaratınız.

** Günah olmasaydı şeytana da gerek kalmazdı.

** İnsanoğlu canavarlıktaki üstünlüğünü hayvanlara kanıtlamaya çalışıyor. Oysa buna hiç gerek yoktu!

** Gözyaşı, ilâç olarak da silah olarak da kullanılabilir.

** Aptalca yapılan her işin, aptalca bir gerekçesi vardır.

** Büyük olmayı istemek, büyük olmak demek değildir.

** Sahip olduklarımız arttıkça, aç gözlülüğümüz azalmaz; aksine katlanarak artar.

** Düşüp kırılan bardak artık bardak değildir, tabak da tabak değildir; ama ne hikmetse bu kalp durmadan kırılmasına rağmen hâlâ kalp olma özelliğini muhafaza ediyor.

** Hırsın yokluğu pasifliktir; azı karardır, çoğu ise zarardır.

** Senin kaderden şikâyetin mi var? Ya kaderin senden?

** Önemsenmediğinden yakınanlara “Sen önemsemiş miydin?” diye sor! Çünkü önemsenmek istiyorsan, önemseyeceksin.

** Kıskançlığı ayıplayan o kadar çok kıskanç var ki…

** Sabırsız kişi bunun cezasını, ileride daha çok sabrederek ödemek zorunda kalır.

** İçimi merak ediyormuş; sanki dışımı anladı bitirdi de!

** Dili sivri olanla ve eli uzun olanla arana bir mesafe koy.

** Önyargılarımızın bizi götüreceği yer, başka bir önyargıdır.

** Yerinde ve haklı gurura bile karşı çıkanların gurursuz olduğunu söylersem, bunlar hemen benim gururumla oynamaya kalkacaklardır.

** İçimizde bir çocuk varmış. Bulamıyorum. Çocuk olduğum için mi?

**Kıskançlık ateşini söndürecek su zor bulunur.

**Bela kolay gelir, zor gider. Tabii ki belayı defetmek için mücadele etmeli, ama yetmez; sabır da gerekir.

ORUÇ BABA

( Duygular Üzerine Kelâm-ı Kibar Deyişler başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 28.01.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.