İKİ OYUN BULDUM
İnsanın herhangi bir
konuda iradesini kullanabilmesi için, kendi iyi niyeti her zaman yeterli
olmayabiliyor. İradeyi ateşleyecek, heyecan yükleyecek, harekete geçirecek bir
takım argümanlara da ihtiyaç duyulabiliyor. Tek başına namaz kılmakta tembellik
gösteren bir kişinin, grubunun tamamı namaz kıldığı zaman, onun da kılmamasının
hemen hemen mümkün olmaması gibi.
Tek başına spora çıkan
bir kişinin bir saat süre ile spor yapmayı planlamışken, 45 dakikada
bırakabilirken, bir grupla spora çıktığı zaman, grup üyelerinin rüzgarı ve
sinerjisiyle, akla hayale gelmeyecek bir süre spor yapma iradesini göstermesi
gibi.
Bir öğrencinin odasında
tek başına derse çalışma iradesi, kısa sürede dümura uğrayabilirken, herkesin
ders çalıştığı ve diğerlerini rahatsız etme lüksünün olmadığı, yurt çalışma
salonlarında daha verimli, kaliteli, etkin ve uzun süreli ders çalışma
iradesinin gösterilebilmesi gibi.
Evde tek başına iken
yemek yapmayıp garnitürlerle idare edilirken, evde grup üyelerinin çoğunluğu
yemek yapma yönünde oy kullandığı zaman, gruba uyak uydurması gibi.
Yüksek kaliteli ve
sağlıklı bir yaşam için düzenli spor ve egzersizin yapılması gerektiğini
hepimiz biliyoruz. Ancak kişi tek başına spora başlaması için, hedef gösterdiği
pazartesiyi ha bire uzatabiliyorken, para ile bir spor salonuna yazıldığı
zaman, disiplininin ne kadar yüksek olabildiğini hepimiz biliriz.
Verdiği paranın boşa
gitmemesi, spor salonundaki arkadaşlarından geri kalmama, salonun alet
edevatını kullanma zevki gibi faktörler, sporun devamlığına büyük katkı
sunmaktadır. Üstelik sporun açık havada bol oksijende yapılmasının yüksek
faydasına rağmen.
Doğa yürüyüş grubumla
hafta sonları 10-15 km. yi dağlarda yaylalarda yürüyebiliyoruz. Ben yoruldum
siz gidin deme şansımız yok. Gruptan kopma şansımız yok. Akşam olunca bir
bakıyoruz ki, tek başımıza yapma iradesini kesinlikle gösteremeyeceğimiz bir
aktiviteyi, doğa yürüyüş grubumuzla rahatlıkla, güle oynaya yapabiliyoruz.
Akıllı telefonuma son
günlerde iki tane proğram indirdim. Birisi saat başında su içmemi ikaz ediyor,
diğeri de, “adım sayar”. Yürümenin, spor ve egzersiz yapmanın ne kadar önemli
olduğunu sürekli yazan, anlatan ve acizane hayatımda uygulamaya çalışan bir
insanım. Sağlıklı olmanın en önemli faktörlerinden birinin de, günlük sürelere
yayılmış 2 ile 2.5 litre kaliteli su tüketiminin, sağlığımız için ne kadar
önemli olduğunu da hepimiz biliyoruz artık.
Ama bu gerçekleri
hakkıyla uygulayabilmek için, bireysel irademizi tam olarak kullanabildiğimiz
söylenemez. Sağlık ve kalite adına ne yaptığımızın günlük olarak bir argüman
tarafından ölçülmesinin, kişinin ikaz edilmesinin bu kadar önemli olduğunu, açıkçası
itiraf etmeliyim ki, ben de bilmiyordum.
Söz konusu iki “oyun”,
hayatıma sağlık ve kalite anlamında güzel bir katkı sundular. Yürürken sürekli
belirli aralıklarla telefonuma bakıyorum. Kaç adım olduğunu görmek için. Cihaz
kendisi benim için günlük 6 bin adımı hedef koymuş. Tabi ilk üç gün 6 bin adımı
rahatlıkla geçince, cihaz beni tebrik etti ve hemen güzel bir teklifi onaylamam
için, ikaz etti. “Sn. Coşkuner, son üç günde 6 bin adım hedefine başarı ile
ulaştınız. Hedefinizi 7 bin adım olarak onaylamak ister misiniz? (Pek de kibar
meret).
Hemen onayladım tabi.
Ertesi üç gün yine 7 bin adımı geçtim. Sonraki üç gün 8 bin adımı geçtim.
Sonraki üç gün de de 9 bin adımı onayladım. Bugün akşam oldu eve döndüm. Baktım
cihaza 7 bin adım toplayabilmişim. Eyvah, hedefi deleceğim diye aldı beni bir
telaş. Benim adıma cansız bir cihaz tarafından dahi olsa konulmuş olan bir
hedefe ulaşamamak açıkçası beni üzecekti.
Önceki günlerimde
akşamlarımı evde hareketsiz, televizyon karşısında uzanmış yatarak veya
bilgisayar masamda oturarak geçirirken, bugün akıllı cansız cihazın beni hedefe
ulaşmam konusunda, ne kadar çok güçlü bir şekilde tetiklediğini gördüm.
Cihazı elime aldım evin
içinde başladım yürümeye. Baktım cihaz 7 binin üzerine eklemeye başladı.
Salonda, diğer odada, merdivenlerden üst kata yürü Allah yürü. Bir de ne
göreyim 20 dakika içerisinde benim cihaz 9 bin hedefini geçmez mi?
Hedefime ulaştığım için
çok mutlu oldum. Hemen sormaz mı bana akıllı cihaz: “Sn. Coşkuner, hedefinizi
10 bin adıma çıkarmak ister misiniz? Haydaaa.. Buldu bir kapıkulu askeri.
“Emredersin komutanım” diyecek zannetti. Tahmin edebileceğiniz gibi
onaylamadım. Elbette günlük hedefe ulaşmak gittikçe zorlaşmaktaydı. Hedefe
ulaşamama kaygısı, sporun vereceği nimetin önüne geçme ihtimali olabilirdi
belki de.
Elbette daha fazla
artırmamakta güvendiğim birileri vardı. Bir çok tıp profesörü hocamız günde 10
bir adımın yeterli olabileceğini söylediklerini çok duymuştum. Bir de insanın
kendi rızasıyla koyduğu hedefe ulaşamaması, kendine olan öz güvenini
sarsabilecekti elbette.
Akıllı cihaz, her saat
başı her hal ve şartta bana duyurabileceği bir şekilde, sürahiden bardağa su
dökülme sesini bana duyurarak su içmem gerektiğini hatırlatıyordu. Eee insanı
her saat başı su sesiyle uyaran bir dostuna mahçup olmaması da gerekiyordu
tabi.
Galiba önemsiz gibi
görünen bu iki hatırlatma ve hedefe ulaştırma oyunu, değerli meslektaşım ve
arkadaşım Prof.Dr. Üstün DÖKMEN Hocamızın “Küçük Şeyler”ine benziyor. Valla
oyun benim hoşuma gitti. Su içmemdeki ve günlük yürüyüşlerimdeki hırsızlar,
şimdi hepsi de tam siper oldular.
Sizlere de tavsiye
ederim.
Selam, sevgi ve
dualarımla. Allah’a emanet olunuz.
26 Ocak 2018. Saat:
22.30. Antalya
Yrd.Doç.Dr. Süleyman
COŞKUNER
Kaliteli Yaşam Uzmanı