Her iki gönül iklimine henüz çiğ düşmemiş,iki gönül eri farklı iki haneden aynı duyguyla aşağıyla,yukarıyı ortada buluşturmanın heyecanını yaşıyorlardı. Bu heyecanın tarifi mümkün dahilinde değildi.Sırlı seherin, sihirli sayfalarına sebepsizce sarılmaydı.Sorsanız söyleyemezler sevdalarının sonsuzluğunu...

Sabahlar, efsununu korurken,seherlerde en uzak menzile ulaşmanın ve daha fazla sevaba ulaşmanın mücadelesi başlıyordu iki gönül er'inde.Görmeyen bilemez,bilmeyen göremezdi bunları...

Beş vakit temizliğin bilincini taşıyan ayaklardı menzile yürüyen. Köşe başında selamlaşmanın iç huzuru yaşanırdı her sabah. Saba makamında bedenler birbirine sırılsıklam sarılırken, gönülden gönüle nağme nağme sevgi akışı olurdu. "Essalat'ü hayr'ün minen nevm"di işin püf noktası,

" Salât uykudan hayırlıydı" iki gönül kesme taşlı sokak başında hayırda yarışıyor seherin iç huzurunu,dostluk köprüsüyle birleştiriyorlardı.Manevi duyguların püfür püfür estiği yüzyıllara şahitlik eden Taş mescitte sabahı Hakk'ın huzurunda secdede karşılıyorlardı. 

Öylesine hafifti ki ruhları,bedenlerine bir numara büyük geliyordu,üflesen uçacak kadardı.

Huzur ummanına yelken açmış gemi kaptanı gibiydiler.Kıyam terazisi kurulup,rüku paralelinde "subhanerabbiyelazim"le coşuyor, alınlar secdede Hakka en yakın mertebede "subhanerabbiyelalâ"ya yükseliyordu. Secde yaratılış gayesinin en temiz ve en yüksek noktasıydı. "Esselamualeyküm ve Rahmetullah" sağdan sola bütün yaratılmışların en şereflisine,meleklerin şahitliğiyle ulaşıyordu. 

Fikredilip başlanırken salât,şükredilip edâsı tamamlanınca zikir tesbihatında Rabbinin isimleri dilde tesbih tesbih asumana arz'ı endam ediyordu.Eller semâya yönelirken yunulan gönüller,şefaâte ulaşabilme duygusuyla ümitlenip,acaba kabul olur mu? endişesiyle bir dahakine daha temiz ve huşuyla buluşabilme kaygısını taşıyordu.Amin dediğinde gök kubbede meleklerde amin diyordu.Çünki onlardı şahitler, en temiz en güzel şahitler onlardı. 

Taş mescit'in duvarlarıydı, "evet, bu kulun seher vakti salât'ı nevm'e" tercih eden sözleriyle akislenen.Adımları sevgiliyle buluşabilme heyecanını taşıyordu.Her adıma bir sevab mıknatıs misali yapışıp,kartopu misali yürüdükçe büyüyor,büyüdükçe yürüyordu.İşte bu gönül'ü kabul eden Yüce Allah'a şükürler olsundu.Beşi bi gündenin ilkinin edâsını tamamlamış huzura giden gönüller saba makam'ında yolun başından sonuna doğru değişik makamlara yelken açıyorlardı. 

Gönül huzuru; nereye gideceğini bilenlerindir. Dua ibadet edenlere daha yakın ve makama ulaşabilmenin en yoğun ve bilinir yoluydu.

Bunu bilenlere her seher gönül gönül çağlayanlara selam olsun,selam olsun,selam olsundu.

Selam ve hürmetlerimle
( Makamı Saba başlıklı yazı AZİZ REMZİ tarafından 18.01.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.