Ölümün önünde duran,
Rahvan yetilerin bitiminde
Ansızın dökülen kurşun misali:
Başında, omzunda, sırtında şiirin.
Kıkırdayan iç sesi asılsız hazanın
Gök nöbette aralıksız
Tanrı, yalın seyrinde evrenin;
Varlık darmaduman
Uzun boyutlu bir cetvelin kırıkları
Aslında kırıklarını aldırdığım
yüreğin
Tahayyülü imkânsız uzvu:
Sihir mahiyetinde
Pekişen sessizlikten çaldığım şarkı,
Notaların dumura uğradığı,
Pişekâr ve yetim bir düşten başkasına
Odaklanamadığım
Kayıp döngü…
Kabul, ben de az patavatsız değilim
hani,
Diyebilmenin makberi sadece:
Ölüm öncesi tokalaştığım ıstırabı
Derin derin çekerken ciğerlerine
şiirin
En şirin ve mübalağa edilesi
Gülümsemelerden aldıkça payımı
Alamadığım gözlerimde
Bulutun bile sinirli reveransı
Adeta bir bildirge;
Günün hükmettiği,
Kaderin dövündüğü
Sevda dilinde mahşer yeri
Kıblesinde özlemin
Deli gibi kavrulduğum…
Yetmezmiş gibi
Kırılgan ve naif benliğimle
Sükûtu kucakladığım
Belki de kaslı kollarında erdemin
Aşkı bir nüansı bellediğim,
Hülasa bir terennüm
İçimde palazlanan dürtü.
Ne ölümün gücü yeter ayrı kalmaya
Ne de kalburüstü yetilerinde
Sitem denen merhalenin
Varlıksız hücumuna
Yenik düştüğüm de belli ezelden.
Görmediğim bir yüzü,
Duymadığım bir sesi
Haz etmediğim ne çok cümleyi bile
Zikretsen kendince
Ve düşmüşken bir kez peşine
Ölümsüz ve yargısız infazın da
Perde arkası.
Demlendiğim belki dertlendiğim
En çok da dellendiğim bir yangı(n),
Bir yergi, bir hüzün
Esefle kınandığımın bilincinde
Olmayacak duaya âmin, diyebilmenin
Sunduğu belalı ve yanlı bir teselli
Tecelli olan değil de
Temenni ettiğimin aksi
Yine gökten yansıyan emsalsiz
Rahmet ile dolarken yüreğin ibriği
defalarca
Ve adını yazdığım cama bakmaya yok
iken
Gücüm.
Gıyabında restleştiğim mevkiinde
Neye delalet ise
Gece gece içtiğim bir bardak hasret
Kuru gitmez deyip de,
Anarken dünü
Kavrulmak bir ömür
Yine aşkın yüküyle
Közünde bile yanmayı şevk bilmek
Tutsağı olduğum değil de tutunduğum
bir dalı
Mihrabı bellemek aşkın
Kılıksız bir tükenişi de kondururken
Buse niyetine.
Şu hengâmenin yüzü suyu hürmetine,
Eksenimde dolduğum,
Evriminde yeni günün,
Hükmeden kaderi
Sus pus bir günce niyetine
Biçtiğim yüreğe
Ektikçe umut niyetine
En azap verenden
En usul kökenli özlemi bilemek
Yine zafiyet dolu benliği
Sen yoksun, diye sonlandırmak.
Tahayyülünde bir girdap;
Sarnıcında yeknesak bir varlık;
Serkeş gölgelerden alıp da nasibini,
Terk ettiğim mutluluğa da şerh
düşmek:
Kıstası nasıl ki mevsimsiz bir döngü
Rabıtasında saklı tüm gizemi
Mümkün olmayan deli fişek rüyaların
Hazır ola durduğu kavşakta
Bir düş bekçisine sormak seni:
Kıyama durduğum şu rahlede
Var mıdır bir ederi,
Diyebilmekten çok çok öte
Hele ki ısmarladığım şarkılar
Bir türlü gelmez iken dile
Terk edildiği adreste.