Hayta yalnızlığın dört duvar girizgâhı;

Soldan döndünüz mü,

Em muteber sevgili

Yine yüreğin baş tacı

O bilinmezlik ise

Pervasız benliğin dünde kalan naaşı.

 

Bir kelamda saklı madem dirayet

Ve mademki Kerem’in içli dünyasında

Ardından rahmet okuduğum

O sükûnet.

 

Pervazında irkildiğim

Muhalif bir düş.

Kalkışa geçen gönlün sarkacında

Ani bir ivme adına

Ansızın seyreden hulasa düşüş:

Yine makberin karası,

Yine hazanın o bayat tadı

Rahmetin uzamında

Gölgelerden alıp payımı

Teyellediğim iç sesim

Terzi misali;

Sevip sevip kendimi sevemediğim.

 

Hâşâ, yüreğim:

En kekremsi sıfatı nasıl ki

İsmimin başına ekledim:

Bir dokun bin sev

Belki de bin doku bir de

Elleyemediğim benlik

El yordamı

Arayışımın sunumunda

Görünmez varlığın ihlâsına sığındığım

En derinde saklı onca söyleyemediğim.

 

Kibirli bir şiir olmaktansa

Kinden arınmış masum bir fetva.

Kinayeden ırak sihrinde

Asaletin de korumacı gücünde

Sondan başa kanıksanan

Aslında başı bile olmayan sair hikâye.

 

Demlendik demleneli

Dertlensek bile neye mi yetti?

Dengimizde en kutsal sancı;

Yine var oluşun yoklukla imtihanı.

Hem de en heybetlisinden bir ölüm:

Sessizliğin piri nice zulüm

Yine dönemeci şiirde saklı,

Bendinde dinginliğin hulasa tınısı

Hem de tırmalarcasına yüreği.

 

( Bir Dokun Bin Sev... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1.01.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.