1
Başlığa bakınca hemen ''Hangi güzelin acaba?'' dediğinizi duyar gibi
oluyorum. Bu da güzel ama, bir bayan değil tabi ki bu güzellik gecenin
güzelliği ve gecenin koynunda neler olmaz neler... Gündüz hışırınız çıktığı
zaman iş yerinde veya ev de gece hemen sizi koynuna alı verir...
Gözlerinizi kapatıp da dalarsınız rüyalara. O an da artık dünya ile irtibatınız
kesilir... Belki bulutlara çıkarsınız zaman akar gider belki de yer yüzünün en
derinine inersiniz... Bir salise de dünyayı üç kere turlarsınız Rüyalar
İmparatorunun desteği ile... Sade rüyaların mı, her şeyin imparatorudur o
Rahman ve Rahim olan Allah cc.
Şair ruhlara çoğu zaman gece düşer ateş. Bir çok şair ve yazar gecenin
sakinliğinde konuşturur kalemini ve iç dünyasında yaşadıklarını... Belki bir
dağ başında cır cır böceklerinin senfonisi ve ay ışığının parlaklığında o beyaz
kağıtlara dökülüverir inci taneleri...
Gecenin koynu zaman zaman zaferlere gebedir. Gece tutuşulur, gece yanılır.
Zaferler hep gece kazanılır hep gece... Onun için ''Sü uyur düşman uyumaz.''
derler ... Burada ki Sü (Asker anlamındadır.) bir çok kişi aslında su
zanneder... Düşman uyumazsa, biz niye uyuyalım ki... Bize de uykular haram
olsun ve gece tabi saklasın tüm askerlerimizi zafere kadar...
Gecenin koynu sarar bizi derinden, sarar yüreğimizi ruhumuzu... Kimi zaman
laciverttir gece, kimi zaman kapkara, kimi zaman ay ışığının beyazlığı ile aşk
yaşar... Onların birbirine olan sevgisi, tutkusu bir başkadır... Baykuşlar,
yarasalar hep gece havalanırlar avlarını yakalamak için... Gece rızk kapısıdır
onlara... Gecenin de gündüzün de sahibi öyle uygun görmüştür... Askeri darbeler
ve idamlar hep gecenin sabah ile buluşmaya gittiği zamanlarda gerçekleşir. Gece
sevgilisi sabah ile buluşmaya giderken yaşam da ölüm ile son bulmaya gidiyordur
diğer insanlar için aslında sıradan olan bir günde... Sırlar vardır gecenin
koynunda... Kimi zamanı gelince açığa çıkar, kimi de sırların sahipleri ile
mezara kadar gider... Neler neler olmaz ki gecenin koynunda kıymetini bilmek
gerek...