Üstüme düşüyordu bir gündüz bir karanlık

Hayal rüya arası   tarifsiz bir haldeydim

Açtım mı  bilmiyorum   gözlerimi bir anlık

Islanmış üstüm başım derince bir göldeydim

 

Sabaha dek koşmuştum tutmuyor ayaklarım

Nefes nefese kalmış dudaklarım kurumuş

Aşınmış ayakkabım  kanamış parmaklarım

Rüyada bile olsa     hep koşması zorumuş

 

Bir  ara Züleyha’nın saçlarına  dolandım

Leyla leyl ile kaldı el salladım uzaktan

Köroğlu’nun sazında sevdalara bulandım

Sadece aşkın beni kurtardı her tuzaktan

 

Baktım ki bir köşede bülbül sitemde güle

Asmış  o  suratını  döndürmüş viraneye

Nasıl da şakır olmuş şarkılar gelmiş dile

Mısra mısra türküler dönmüşler pervaneye

 

Dolunay aydınlatmış şu kapkara geceyi

Mehtabın sinesinde   nice şehir uyandı

Mana içinde mana  bilmeden bilmeceyi

İçimde  bir  istila    infiale   boyandı

 

Aynanın karşısında titrerken buldum beni

Kifayetsiz halimin   sebebini sorarken

Patlamış dudağımın   söyle nedir nedeni

Tarifsiz şu halimi   bir hayıra yorarken

 

Şükür ki bir rüyaydı   geldi geçti hepisi

Ey Âdem nefes almak göresin büyük nimet

Karanlıktan sabaha     açıldı aşk kapısı

Yaşadığın her ana yorulmadan şükür et.

 

 

Âdem Efiloğlu

( Rüya Hayal Arası başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 23.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.