Meğer “düşmek” fiili ile ne çok deyim ve atasözümüz varmış bizim.
Bir hemşehrimin, sosyal medyadaki grubumuzda “düşmek” ile ilgili paylaşım yapması üzerine aklıma düşen fikirle “acaba buradan ne çıkarabilirim,” diye düşündüm.
O paylaşım altındaki yorumlarda kullanılan deyimlerin hepsini topladım. Sonuçta 14 ’lü hece ile bir şiir, konu olarak da yeni bir; zengin kız, fakir oğlan hikayesi çıktı ortaya.
********************************************************************************
DÜŞME YANARSIN
Ağanın
tek kızını, o gün yolda görmüştü
Felek;
ağını ona, ne de çabuk örmüştü
Eve
varınca ilk iş; annesiyle görüştü
Dedi
“Ana, vallahi, bu kıza gönlüm düştü!”
Akşam
olunca anne, Bey’e konuyu açtı
Adamcağız
şok oldu, ağzının tadı kaçtı
Zaten
geçim derdine, fena halde düşmüştü
Fakirlik
çekiyordu, öylece büyümüştü
Kadına
dedi vazgeç; bunlar bize denk düşmez
Büyükler
durur iken, küçüklere söz düşmez
Anne
baba o gece; birbirlerine
düştü
Bunu
duyan oğlanın, saçına
aklar düştü
Günler
geçtikçe geçti, oğlanın içi geçti
“Bu
böyle olmaz!” dedi. Artık, iş başa düştü!
Oğlan
gitti teyzeye; dedi: “Bahtına düştüm!”
Günlerdir
düşünmekten; ben kafayı üşüttüm!
Açlıktan bitap düştüm;
aklım başımdan uçtu
Ağa
kızını sevmek; sanki kabahat, suçtu!
Anlattıkça
teyzenin, gözleri yaşla doldu
Aniden
karar verip, hemen yola koyuldu.
Ablasına
giderek, durumunu anlattı
Oğlandan
dem vurarak, kulağını çınlattı
Ablası
dedi “boş ver!” “derdi sana mı düştü?”
Ona
laf anlatmaktan, her gün çenemiz düştü
Öyle
deme ablacım; “İçime
bir kurt düştü”
Sana
ne olmuş böyle; “başına, taş mı düştü?”
Sen
ne biçin anasın; bak “ne hallere düştün!”
İnanamadım
sana “şimdi
gözümden düştün”
Böyle
sevdalıklarla; mahvoldu birçok canlar
“Damdan düşeni ancak;
damdan düşenler anlar!”
Bizim
aşık oğlanın, hayalleri yan yattı
Oturup
da yeniden, uzun hava patlattı
Düşte gör! Benim gibi;
uykularda, düşte gör!
Ben
düşmüşem yanaram;
hele sen bi düş
de, gör!
Bak
görmez misin bacım, bu oğlan halden düşmüş
Uzun
hava çekmekten, vallahi sesi düşmüş
Annesi
ikna oldu; teyze ile beraber
İstemeye
gittiler; Bey, olaydan bihaber
Allah’ın
emri ile; kızı da istediler
Fakat
haber olumsuz; tabi ki, vermediler.
Bu
isteme olayı, köyde gündeme düştü
Bunu
duyan ağanın; suratı
yere düştü
Köylüler
yorum yaptı: “Bi
hırbo daha düştü!”
Ağa
kızını almak; köyde size mi düştü!
Bu
sözler ağır oldu; oğlanın içi doldu
Kendine
dert edinip; acılarla kahroldu
Günden
güne kurudu, sararıp benzi soldu
Ettiği
beddualar; Allah’a ayan oldu
Düşmez kalkmaz bir Allah;
sen de, elbet
düşersin!
Ey
ağa! Çektiğimi; fazlasıyla çekersin
“Düşenin dostu olmaz!”
Sen bunları bilmezsin!
İnşallah
yakın vakit; sürünürsün, ölmezsin.
Fazla
zaman geçmeden; ağa çok dara düştü
Üstüne
hastalandı; ele
ayağa düştü
Pis
kokular oluştu; vücuduna
kurt düştü;
Ona
yaklaşanların, kokudan
burnu düştü
Kızını
sorarsanız, birine sevdalandı
Onun
tüm sözlerini, gerçek sanıp aldandı
Bir
hayalin peşinde; büyük tongaya düştü
Köyden
kaçtı şehire; kötü
yollara düştü
Bu
haberle oğlanın, kalbine sızı düştü
Gerçeği
öğrenince; omzu
yanına düştü
Eşekten düşmüş karpuz;
gibi birden mahvoldu!
Artık
dönüşü yoktu; hayaller
suya düştü
Yüreğine düşen bu; derdin çaresi yoktu
Yaşamak
azap oldu; artık gayesi yoktu
Bu
acıdan kaçmanın, çıkar bir yolu yoktu
Onu
anlayacak tek, Allah’ın kulu yoktu
Sesini
duyurmak için, yüksek bir dama çıktı
Bir
gün önce kar yağmış, gökyüzüyse açıktı
Hava
epey soğuktu, damlara kar düşmüştü
Üstünde
bir aba yok, bir hayli üşümüştü
Gözleri
uzun süre doğruca ufka daldı
Bir
anlık dalgınlık, karda ayağı kaydı
Büyük
bir feryat ile damdan aşağı düştü
Onu
görenler koşup, üzerine üşüştü
Tek
bir nefes, nabız yok; düşer düşmez ölmüştü
Bir
sevdanın uğruna; bir can daha sönmüştü
Aslında
o an değil; çok önceden ölmüştü
Haber
çabuk yayıldı, evine şivan düştü
Bu
sevda burda bitti, çoktan davası düştü!
Hikâyesi
duyuldu, dilden dillere
düştü.
Mustafa Gül
(Hamdi)
(01.03.2017)