Kul sancılar

Külliyen yalan, demeyi meziyet bilip

Kelimeler doğuran bir ahkâmda

Bir de kaydırağında yüreğin

Dolunayı altın tepside sunan Yaratan.

 

Sözler sahipsiz aslında:

Irak mutluluk, demeyi tecelli bilen

Vakur bir yadsımazlıkla

Kıyımlardan alıp da payını

Hazır ola duran derya pazarı,

Gönlün şerbeti,

Yüreğin ikametgâhı en derinde

Gölsüz bir deniz misali

Yine sükûnetin mimarı

O içsel hazine.

 

Devingen kıtalarda

Sus pus kehanet.

Dingin rotamda ise

Kalburüstü bir meziyet

Adına yaratıcılık denen girizgâh.

Bir düş dilediğim,

Mutluluk bellediğim,

Kuramadığım çatısında ilkbaharın

Hazan misali

Ömürden çalınan her yaprak.

 

Sus’larımı biriktirdim madem

Aşkı nasıl ki rahmet bildim ezelden,

Demem bile yangın.

Körebe aşkların

Suskun mizaçları:

Ellerimde tıfıl bir hazine,

Derinden yüzeye nasıl ki

O yeknesak sancı.

Yüzeyden yayılan dünyaya

Belli ki aşkın ve hidayetin

Yegâne makamı.

 

Meram bildiğim

O müspette kâğıdı.

Derya bildiğim ise

Topladığım ilk gençlik heyecanı benzeri ve

Düşmüşken yolum

Aslında sıdkımın sıyrıldığı bir an’a

Denk düşüp de

Cebelleştiğim nefsin

En soluk ihbarı:

Ötekileşen duygular,

Dış mihraklar kadar yalan dolana banmış

Mizaçları ile

Nefsin titrine layık

Peyda olan hülasa yalanlar.

 

Hem de öyle böyle değil.

Deli fıtratın armağanı:

Akla zarar tünediğim yürek,

Serpilen başakların başını

Okşamaya kadir

En yürekli vekâlet belki de

Gönül gözümde ansızın çakan

O şimşek:

Yine evreni aydınlatan

Hele ki düne nispet

Onulmaz bir yaradan

Çıkıp da yola

Mutluluğa geçiş yaptığım tümsek.

 

Rehaveti ruhun sakıncalı bir kisve,

Buhran yüklü geminin

Değişmez rotası

Yine sevgiden nasiplenip

Ölümü dahi göze alıp

Sevip de ölmeye yok iken mecali

Hangi ölümlü ise;

Derdi tasayı yığıp da önüne

Yanlardan çark eden bilinmezi

Teğet geçen bir sure değil kondurduğum,

Asla da boş boğaz bir imge değil

Kursağıma takılı.

 

Kansız ya da yansız;

Selamsız olmaz ki sabahı yüreğin.

Zansız belki de en zamansız

Belirteç

Aşka delalet o yörünge:

Kıblesinde tutuklu

Dünden yana dertli başı,

Demeye ne hacet

Kesilmiş hesabın sonu var ki

Dingin ömrün de rahlesi

Yine sevgiye pelesenk

Her hücremde

Doğan ve ölen çocuk misali

Yine yorgan misali

Üstüme örttüğüm

En şaibeli şarkı olsa da

Rotamda saklı

Huzur ve yalnızlığın ilacı.



( Kul Sancılar... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 14.12.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.