SANATTAKİ ÖZGÜRLÜK
Menekşe Kokulu Hikâyeler adlı Yakamoz yayınlarına ait bir hikâye kitabından sizler adına seçtiğim ‘Kuş Resmi’ adlı yazı:
Babası İspanya’nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkûmdu küçük kızın. Fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi.
Yine bir ziyarete giderken babası için çizdiği resmi yanında götürdü ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkûmlara verilmesi yasaktı. Bu nedenle kâğıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı.
Çok üzülmüştü küçük kız. Babasına söyledi bunu, o da “Üzülme kızım, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu?” dedi.
Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Babası keyifle resme baktı ve sordu:
“Hımmm! Ne güzel bir ağaç bu! Üzerindeki benekler ne? Portakal mı?”
Küçük kız babasına eğilerek sessizce, “Hişşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!” dedi.
Belki sunduğum hikâye sizlere sıradan
gelebilir lâkin okudukça anlamlı olduğunu keşfedersiniz. Sanatta özgürlük,
fikirlerin hür olmasıyla yeşerir. Aklen, fikren, zihnen, sanatsal ve duygusal
yönden ve birçok sebeplerle sanatın özgürlüğü yücelir ve kendine özgürlük tahtı
kurar. Adım adım renklenir parmaklarımız, resim fırçası yahut boya kalemiyle
dans eder avuç içlerimiz, tuvale yansıyarak günışığına çıkar eserimiz.
Minicik yavrumuzun okulöncesinde yahut
ilkokula başladığı dönemde yaptığı ufacık bir resim, okuma yazmayı öğrendiği ilk
gün kendi çizdiği resmine iliştirip de üstüne not bıraktığı özel günün anısı
sizleri nasıl da yürekten tebessüm ettirmiştir. Gülüşleri sevince boğar özel
anlar, anılar yıllandıkça sanatsal tatta akide şekeri kıvamına gelir. Lokum
tadında sohbetler kahve saatiyle bütünleşir ve sanatçı dostların ortamı düş
ürünleriyle bereketlenir. Sanattaki özgürlük; bizim vicdan özgürlüğümüz, edep
çerçevemiz, duygularımız, renkli dünyamız, güzel anılarımız, çocukluğumuz ile
gelişir. Aslında sanattaki özgürlük, duygularımızın elindeki oyuncağı almamakla
başlar ve sanatçımızın boya kalemlerini çalmamakla hür olur. İçinizdeki renkler
solmasın, sanatsal yönünüz yok olmasın. Tuvaliniz dünya, resim fırçanız
elleriniz, boya kaleminiz parmak uçlarınız, çılgın renkleriniz de kalbinizdeki
hayal dünyanız olarak kalsın.