Birkaç gün sonraki gazetede okuduğum bir habere hem sevindim hem de şaşırdım ve suçsuz bir insanı düşüncemde de olsa suçlamaktan dolayı vicdan azabi çektim. Haber ilk sayfanın tamamını kaplamış. Şöyle:
“MÜJDE! KÜÇÜK CAN'IN KATİLİ YAKALANDI
Güvenlik güçlerinin yoğun çalışması sonucunda altı kişiyi katleden seri katil T.K'nın yakalandığı emniyet müdürünün gerçekleştirdiği basın toplantısında açıklandı. Yapılan bir ihbarı değerlendiren güvenlik güçleri beyaz renkli Murat 131 marka bir otomobili ve sürücüsünü üç gün takip etmiş. Takip edildiğini fark eden zanlı kaçmaya kalkınca güvenlik güçleriyle aralarında bir kovalamaca başlamış. Güvenlik güçleri, diğer ekipleri de haberdar edip aracın önünü kestirince zanlı,  hiç direnmeden teslim olmuş. İlk sorgusunda otomobili çaldığı için kaçtığını söylemiş, fakat otomobilin içinde yapılan aramada piknik alanından kaçırılarak katledilen küçük Can'a ait gazetelerde çıkan haberlerden kesilmiş çok sayıda küpürler ve fotoğraflar bulunmuş. Zanlı daha sonraki sorgularında küçük Can'ı öldürdüğünü itiraf etmişse de diğer beş cinayet ile ilgisinin bulunmadığını; küçük Can'ı ailesinden fidye istemek için kaçırdığını, daha sonra yakalanmaktan korktuğunu, öldürmese çocuğun kendini teşhis edebileceği ihtimalini düşünerek bu cinayeti işlediğini söylemiştir.
Basın mensuplarının soruları üzerine Emniyet Müdürü “Zanlının kentimizin başına musallat olan seri katil olma ihtimali çok fazla gibi görünse de bu konuda kesin bir yargıda bulunamıyoruz. Daha önceki bir cinayette bir tanık beyaz bir otomobil gördüğünü söylemişti, zanlının otomobili de beyaz renkli. Ayrıca zanlının kaldığı evde yapılan aramada çeşitli kesici aletler ve çok sayıda ilaç da bulunmuştur. Seri katil kurbanlarını uyutup kesici bir aletle öldürüyor. Burası da seri katilin yöntemiyle uyuşuyor. Ama gene de küçük Can'ı katleden kişi kesinlikle seri katildir, demek için çok erken.  Zanlı, küçük Can'ı öldürdüyse -ki bunu itiraf etmiştir- diğer beş cinayetin faili de odur, düşüncesi akla geliyorsa da bu karara varmak için bence daha çok erken.” demiştir ve ilerleyen günlerde basına daha detaylı açıklama yapılacağını sözlerine eklemiştir.”
Gazetede ayrıca T.K adlı caninin birkaç fotoğrafı da yer almış. Adamın suratına bakıldığında bende;  gaddar, manyak bir insan izlenimi uyandırıyor. Ancak insanların suratlarına bakarak onların bir suçlu hele bir katil olduğuna karar vermek doğru mudur? Eldeki deliller küçük Can'ın katili olarak bu adamı işaret ediyor, zaten diğer cinayetleri kabul etmese de küçük Can'ı öldürdüğünü itiraf da etmiş. Öteki cinayetleri de belki daha sonra kabul edecektir. 
Gazetedeki fotoğraflara biraz daha bakınca bu adamı o gün piknik yerinde gördüğümü hatırladım. Evet, evet bu o, piknik yerinde park etmiş otomobillerin arasında dolaşan adamdı. Yanında kimse yoktu, her otomobili uzun uzadıya inceliyordu. Can'ın annesi oğlunun bulunması için feryat ederken de kadının etrafında toplanan kalabalığın arasında da görmüştüm. Ertesi gün emniyet ekipleri olay yeri incelemesi yaparken de oradaydı. Ben nasıl oldu da fotoğrafı görür görmez hatırlamadım? Adamın yüzü öyle unutulacak gibi değil ki...  Avurtları çökük, asimetrik bir suratta diğer uzuvlara göre orantısız bir büyüklüğe sahip gözler, sivri bir burun ve basık bir çene... 
Beni vicdanen rahatsız eden, adını hiç açıklamamış olsam da başka birinin katil olduğunu düşünmüş olmamdır. Oysa gerçek bambaşkaymış. Bu düşüncemden utanıyorum. Neyse ki hiç kimseye bu düşüncemi açmadım. Bu da bir teselli bence...
Yalnız burada aklımı karıştıran bazı bilgiler var: Katil, o gün neredeyse hemen hemen herkes dağılıp evine gidinceye kadar piknik alanındaydı. Ne zaman küçük Can'ı kaçırdı da bir yere bırakıp hemencecik tekrar buraya döndü? Yakın bir yerde mi oturuyordu da bu kadar çabuk işini bitirebildi? Halbuki bu adamın yersiz yurtsuz biri olma ihtimali daha yüksek. Neyse, bu ayrıntıları güvenlik güçleri çözecek, belki de çözmüştür de o nedenle adamı katil olarak açıklamıştır!
                                                                   ● ● ● 
(Devam edecek...)
( Köpeğin Adı Badi-70 başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 24.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.