Nasıl anlatılır bilmiyorum

İçimizde kanarken sevda sözcükleri

Kırk düşün bir söyle makamındayım

İğneden geçiriyorum kelimeleri…

 

Uzaktan hoş geliyor

Yandan çarklı vapurların sesleri

Ha bre sancak tarafına koşuyorum

Nereden çıkacaksın karşıma diye…

 

Sana karanlıktan korkan hayaller anlatabilirim

Rüzgâr içimizi delip geçerken

Tuza karışmış yosun kokularında

Sanma şikayet ediyorum

Sevmeseydik maviyi bu kadar

Diyorum ki

Birkaç kelamı siyaha boyayabilirim

Sadece  sen istersen…

 

Bu kadar sevmeseydik hayatı

Bu kadar küsmeseydi kelimeler

Yolunu kaybetmişlere rehber olmasaydı

İhtiyar bilge

İçimde inzivadaydım

Korkma hayallerim benimle beraber…

 

Sesini duymadan geçen geceleri

Eksik yazıyorum hesaba

Kahveyi tek şekerli içiyorum bu sıralar

Nedense beyaz gülleri kokluyorum

Çaktırmadan…

 

Akşamların ayaza vurduğunu söylemeliyim

Yarım bir düş gibi sarılıyor ay bile

Üstümde bin yıllık manzume

Yanıyor muyum

Anlatılmayan her hikâyede

Bilmiyorum…

 

Kendini sever

Ve kendine sırdır insan

İçimdeki sırdasın

Sırrını ele verme…

 

 

Âdem Efiloğlu

( Üstümde Bin Yıllık Manzume başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 22.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.