Sırtını döndü ya güneş bir kere
Beklentim kalmadı artık bu şehirden
Limanı da zamansız terk edince dalga kıran gemiler
Bölünmüştü yollar ikiye; dursam ne olurdu, gitsem ne olurdu!..

Kim götürecek ki şimdi beni sana
Ve kim taşıyacaktı şimdi seni bana
Ayrılığın eşiğinde tüm duygular oldu yalan
Bu şehrin havasını solumak ızdırap artık bana...

Say ki, saklambaç oynadı şehir benimle 
Ve kayboldum ben bir med-cezirin sokağında
Dövüşen deli dalgalar aldı beni kucağına
Hem okşadı, hem dövdü ve sonra sevdi ardından!..

Saklanırken ben bu şehirden
Bilmiyordum, kendimden mi kaçıyordum gizlice 
Yorulan duygularımın darboğazında
Sıkışıp kalmıştım gerçeğin tam ortasında
Çekilince denizin suyu adımı koydular perişan...

Karanlığı ve hüznü giyinmişti 
O müphem şehrin kuytu sokakları
Saklarken beni kendimden
Utandı esmeye korkan rüzgar...

Say ki, kaybolmayı seçmiştim ben
Gök kubbenin altında, bir ağacın dibinde
Karanlıkla buluşturmuştum kendimi
Korkmuştum ve içim yanıyordu
Soğumuştu şehrin güneşi
Hem şehir üşüyordu, hem ben üşüyordum
Kalmamıştı artık aklımla muhabbetim...

Ne olurdu ki, bir ben eksilsem senden
Ne olurdu ki, bir sen eksilsen benden
Kaç artıya denk gelirdi eksilmelerimiz
Uyanınca rüyadan gerçeğe...

Rukiye Çelik/ANKARA
Şubat 2017
( Kaç Artıya Denk Gelirdi Eksilmelerimiz başlıklı yazı Jolie tarafından 16.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.