O ıslak durak;
Sona meyyal bir rabıta
Yine demlendiğim acıların nazarında
İçimin hutbesinde bin bir sancı.
Güne delalet en asil tebessüm;
Ömre binaen yüklendiğim hüzün
Bir de konuşlu isen bilinmeze,
Tut ellerimi, dercesine
Ser verip sırlarıma mal ettiğim;
Sükûn dileyip
Öfkemi teşhir ettiğim
Ve ansızın tövbelere sığınıp
Dilimi ölümüne lal bildiğim.
Şimdilerin kıvancındayım;
Dünün de nizamı.
Yarınların kucağındayım
Ölümlü gazabımın da tek günahı.
Sevmelere dair tüm maruzatım;
Hani çıktığım yolda sunumu yüreğin;
Hani görmediğim o şatafatlı mihrapta
Sevgiyle harmanladığım.
Güncemde saklıyım hanidir;
Kozamda şiirler derleyip.
Kanatsızlığı özlemin belki de
Aşkı şiar bilip gölgemi tokatladığım.
Şaibeli bir şarkıyım;
Nakaratım kayıp.
Sevdadan yana dertliyim
Görmediğim ne ise her daim gizemine
vakıf.
Bir derlediğim bir de dertlendiğim;
Bir yandığım bir söndüğüm;
Delişmen fıtratında çocuk yanımın;
Deli sevdalarında kadın şarkılarının;
Bir de güftesi kayıp ömrün en hazin
makamı;
Şimdilerin sancısı
Belli ki;
Dünlerin de yangınından kurtardığım
tutanağı
Yine asil yalnızlığımın.
Tufan bilindim bilineli;
Gök menşeli çınar ağacının;
Yoksunluğu giyindim giyineli
Varlık addedilen hiçlik makamımın;
Kayıplarda erdiğim;
Ayıplarla utandığım;
Sakıncalık gölgeleri mürit bilen onca
münafığın;
Ha, bir de uzattıkça uzattığım
yasımın
Üstelik dişimle tırnağımla yaşamayı
şerh düştüm
Şu benlik tapumun.
Göğün seyrinde mademki melekler;
Sevdaların da hizmetinde biz ölümlü faniler;
Meşrebi ne ise kıyıma uğrayan;
Hüznü her nasılsa sağaltmayı bilmeyen
Bir de beşeri maruzatların hicvinde
Tanrı ile uzlaşmayan günahlar;
Tövbe, Yarabbi, tövbe;
Ben ki günahkârın günahkârı,
Mezara girmeden affet beni.
Hadi, derledik toparladık mademki
günü;
Varsın gümbürtüye gitsin şu ölümlünün
Bin bir düşü;
Haybeden ıslandık diyenlere sözüm;
Rahmetini esirgemeyen Rabbim uğruna
olsun ölümüm.