Kim Milyoner Olmak İster adlı bilgi yarışmasının sezon finalinde 19 yaşındaki yarışmacı 1 milyonluk soruyu gördükten sonra yanıt vermeyerek çekildi. Soru ise aşağıdadır.


Soru: Kur'an-ı Kerim'de hangisi üzerine yemin edilmemiştir?

A: Deniz

B: Güneş

C: Arı

D: Kalem


Sorunun cevabı, “C” şıkkı olan “Arı” idi…


Yer, dini Budist olan “Çin” değil, neredeyse tamamı Müslüman olan Türkiye… Yani, 600 yıl halifelik yapmış Osmanlının İslam sanacağını taşıdığı torunlarının yaşadığı yer. Kur’andan bir soru soruluyor. Büyük ihtimalle bu sorunun 1 milyonluk soru seçilmesi boşuna değil. Hiç kimsenin bilemeyeceği düşünülmüş, Ne acı değil mi? Büyük ödülü alabilmek için Kur’anı bilen biri olmak gerekiyor. Bu aşamaya kadar, artistleri, şarkıları, bilimsel soruları bilen yarışmacı, bu son soruyu bilemeyeceğine kendini inandırmış ve yarışmadan çekilmiş! Dinini bilmediği için 750 bin lirayı kaybetmiş, 250 bin liraya razı olmuş…


Kendi nefsime de soruyorum, acaba bu soru bana sorulsa, ortanın üzerinde din bilgisine sahip biri olarak bu sorunun cevabını bilebilir miydim? Maalesef, Hayır!  Kaç defa meal okumama rağmen, bu kıyası hiçbir zaman yapmadın. Yapma gereği duymadım. İçimizde, meal okuyup da bu ve buna benzer kıyasları yapmadığımız, kim bilir hangi sorular var! Kıyas yapmak, konuyu anlamak ve unutmamak demek, önem vermek demek! Bir kişi gelecek ve bana Kur’anı anlat diyecek, bilim adamı olacak mesela,  böyle bir soruyu soracak, ne diyeceğim… Dur ya, bir internete bakayım cevabımı, baktıktan sonra mı vereyim diyeceğim! Karşımızdaki insan akademik gözlüğünden bakarken, dinsizliği din edinen bilim aynasından değerlendirirken, tebliğ edeceğim derken göz çıkaracağım! İki Kur’an ayeti bilinerek, tebliğ yapılmıyor, değil mi?


Bu yarışmanın sonucuna bakarken, kişisel olarak rahatsız oldum. Hep dua ediyorum, daha da ihlasla dua edeceğim ki, “Allah’ım ilmini öğrenmek istiyorum, seni ancak bu şekilde tanır ve aşkını kalbime kazırım!”


Bu tür yarışmaların, seyredende eğlence olması yerine öğretici olduğunu kabul ediyorum. Her olayda hayır vardır prensibine inanıyorum. Pembe dizileri seyretmek yerine, bu tür programları seyrederek, en azından güncel olayları bu yarışmalardaki sorularla takip eder, nerede eksiğimiz var görme imkânı bulabiliriz. Her şeyi biliyoruz ön yargısını yıkar, Allah’ı sunduğu sonsuz ilimlerin varlığını görerek, hayatın olmazsa olmaz penceresinden bakmayı öğrenebiliriz, diye düşünüyorum.


Kar sularının cılız akışına tutunup, akma fıtratına sarılıp, okyanusa-en iyi derecede ilim öğrenme yerine, ulaşabiliriz. Unutmayın ki, okudukça, öğrendikçe, daha fazla cahil oluyor ve öğrenmemiz gereken çok şeyin olduğunun farkına varıyoruz, Allah’ın peygamberimize öğrettiği ilk ayette ki gibi “OKU” malıyız prensibi asla boşuna değil!

 

 Saffet KURAMAZ

( “Oku”malıyız başlıklı yazı safdeha tarafından 26.09.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.