Sonbaharda umutlarımız,
sarı yaprak uçlarından
kayıp gitti sorgulu yollara biir bir.

Şehir, dört gündür sessiz
Muhbirler bel altında gezer,
üfler kendini kulaktan kulaga!
Postallar, girilmez sokaklarda çapraz tutuşlu
koyu yeşil, çelik paletli dolanır ..
Varoşlar, Copla Dipcikle dagıtıldıgında
Uykudaydın
haberin yoktu.
Sevdamı, Parkamla kelepçeleyip götürdüler
ilkin kan boşaldı ayak dibime, burnumdan!
Üstüme başıma kustum gece boyu!
Artık kimse bana dur demesin,
Kin bulaştı Sandalyeme bir kere!
Sorguya cevapsızım
küreklerim, Filistin sokagının…5. Katında kopuyor!
Gözlerimde cansuyum kaynar!
Çıglıgımın kimi kimsesi yok,
mahzende duvardan duvara vurur kendini!
Ve odadan odaya ölüm taşır Ramazan,
Yeleginde Gelincik sigarasıyla.
Elim ayagım mos mor, küf kokulu gecede!
Tel ucunda Sarı acı
kalbime zonkluyor her seferinde,
ferim ha bitti ha bitecek, geçmiyen bu zamanda!

Rütbe TRT de magrur ve babacan! !
"işkenceye karsıyız
çünkü, bu bir insanlik ayıbıdır“
"onun uçun“ diyor.
Onun uçun
gırtlagımda, on parmak…
Bir kadın aglar yan odada yalvar yakar
emir erinin agzı kulagında, pantalonu inerken
hiç düşünemedi ,yere serilen 18 lik Selma nın
uzaktan Akrabası oldugunu.
Daha dügünün ilk gününde
Bayrak dama dikilirken,
hoca elini açıp
“Allah agızlarının tadını bozmasın, bir yastıkta kocasınlar“ dedikce
Elmalıdan gelen ustalar,
Davul Zurnaya yüklendikce yüklendi!
Bir aksam üştü
Keskin halayında agırlama bitmeden
alıp getirdiler kara gözlüyü, kocası Süleyman la!
Anadoluda bir bozkır köyünden di
Attılar karanlık odada leş yiyicilerin önüne,
Yalvardı gözleri, çıglıgı hıçkıra hıçkıra agladı!
Ve son defa bagırdı bitmiş haliyle!
“dokunmayın tenime, ne ettim size,ananız bacınız yokmu sizin?“ dedikce
sırayı bozmadan geçip gittiler,
kana tükürere, Süleyman´ın gözü önünde

Iyiden, güzelden, dogrudan yana oldugu içindir
Copla tecavüz ettiler Sülayman´a! Selman´ın gözü önünde!
Acılar yapayanlız,
kendi kendine agıt yakar,
penceresiz gecede .
Direnir tırnakları, teslimiyetin sırtına batırırarak!

Yeşilin elini öpüyor Babam.
Efendim,
biliyorum
böyle zulüm
Devletimize,
Cumhuriyetimize uymaz..
Vallahi haberin yoktur
biliyorum Komutanım
3 hafta oldu
oglum yok..
Kurban oluyum oglum,
oglum yok..

Onca zaman sonra
hasarlı,
kırık,
üzgün,
kayıp
yani ruhu vurgun kuşak
şimdi
istiklal Caddesinde
Beyoglu duvar diplerinde kendisiyle konuşuyor..

Varoşlarda,
üstü çizik
eksik uzuvlu
içine aglayan kin
bıyık altından gülerek
avcundaki hasretin cinlerini, bir Tan vakti,
Özgür bir Dünya için
meydanlara saldılar....

Haydar Metin

( 12 Eylül - Sonbahar Umutları başlıklı yazı Haydar Metin tarafından 13.09.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.